Özgür Özel Tandoğan’da konuştu: Fethedeceksen emeklinin, emekçinin gönlünü fethet

Özel, “Eğer bir ülkede başkentin en önemli meydanına yüz binler sel olup akmışsa, ülkeyi yönetene 'istifa' diye sesleniyorsa sandıktan, seçimden kaçamazsın” dedi

Fotoğraf: ANKA

Tandoğan Meydanı'nda 160'tan fazla STK ve kurum "Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız" mitinginde bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni asgari ücretin belirlenmesinin ardından PM toplantısında, mitinge geniş katılım çağrısında bulunmuştu. Özel'le beraber CHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekillerinin de katılım gösterdiği miting saat 13.00'te başladı.

Mitinge katılanlara hitaben bir konuşma yapan Özel, şunları söyledi:

Bugün ülkeyi yöneten iktidar, sizlerin yaşadığı zorlukları yarattı ama sizlerle ilgilenmiyor, sesinizi duymuyor, sıkıntıları biliyor, bilmezden geliyor ve dertlerinize ne çare arıyor ne çare üretiyor. Bunun için hiç şüphe yok ki bir ses yükseltmek lazımdı. Bunun için hepimiz sesimizi yükseltmeye, mücadeleyi yükseltmeye hazırdık. İşte böyle bir atmosferde yurttaş birlikteliği hep beraber, önce 66, sonra 69 ama asgari ücret ilanından sonra yağmur gibi tüm Türkiye’den katılımlarla bir sel oldular ve bu meydanı doldurdular.

"Gerçek Meclis burasıdır, meydanlar"

CHP’nin Genel Başkanı olarak, TBMM’yi 1920’de kurmuş partinin genel başkanı olarak hiç şüphe yok ki Meclis’i çok önemsiyorum, tüm milletvekillerimiz, partimiz çok önemsiyor. Emeklilerin, emekçilerin, esnafın, çiftçilerin sesini o Meclis’e taşıyoruz ama gördük ki o Meclis’te söylenenlere rağmen birileri bildiğini okumaya devam ediyor. O Meclis ki gücünü halktan alır, o zaman yetkinin gerçek sahibine gitmenin, millete gitmenin zamanıdır. Biz, TBMM’de asgari ücret ilanından sonraki oturuma katılmadık. Dedik ki, ‘Madem beklentide yanıt yok, o zaman biz de burada yokuz.’ Bugün burası gerçek bir Meclis'tir, güçlü demokrasilerde millet, vekaletini siyasetçilere verip 5 yıl boyunca bir kenarı çekilmez. Kendisiyle ilgili her konuda söz sahibi olmak ister, siyasileri takip eder, gerekirse yetkiyi geri alır.

Eğer iktidar, milyonlarca insanın sesini duymamakta ısrar ediyorsa, oy alırken; ‘Yılda 4 kere ayarlama yaparız’ dediği asgari ücretliyi bir yıl boyunca bir kuruş vermeden yoksulluğa mahkum ediyorsa dünyanın en fedakar insanları olan emeklileri sefalete mahkum ediyor, esnafı duymuyor, çiftçinin sorunlarını görmüyorsa o zaman gerçek meclis burasıdır, meydanlardır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

''Hakkını yediklerinle dolu ve sana sesleniyorlar; çık oradan, gel buraya, hesap ver''

Tayyip Bey, birazdan bir salonda kürsüye çıkacak. Kendi atadıklarına kendini alkışlatacak. Buradan bir kez daha sesleniyorum: Sayın Erdoğan, salon siyasetçisi olma, meydanlardan korkma, çık dışarıya, gel buraya. Erdoğan, salonda kendini alkışlatan Erdoğan, ‘Gördünüz mü, zafer kazandım Suriye’de diye Suriye’ye sevinin, açlığı, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği görmeyin, hissetmeyin’ diyen Erdoğan; bu meydan yoksullarla, hakkını yediklerinle dolu ve sana sesleniyorlar; çık oradan, gel buraya, hesap ver. Şam’ı fethetmek, başka ülkenin toprağına göz dikmek, şehrine plaka koymak başka işler.

''Fethedeceksen emeklinin, emekçinin gönlünü fethet''

Fethedeceksen emeklinin, emekçinin gönlünü fethet ama yapamazsın çünkü onların gönlünden de gözünden de düştün. Bu meydanda yüz binler sana, ‘İstifa, istifa’ diye sesleniyor. Eğer bir ülkede başkentin en önemli meydanına yüz binler sel olup akmışsa, ülkeyi yönetene 'istifa' diye sesleniyorsa sandıktan, seçimden kaçamazsın. Milyonlara söz verdin ama geçinemiyorlar. Erdoğan, Ankara’da milyonlar sana boş tencere gösteriyorlar, senden seçim istiyorlar.

"22 bin 104 liralık ücret asgari ücret değildir, bir sefalet ücretidir, biz bu ücreti reddediyoruz"

Bu iktidar döneminde bütün kurumlar ve kurallar yerle yeksan oldu. Her şey, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştı. Milyonlarca emekçinin hayatını etkileyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu, mevcut antidemokrat yapısıyla bile emrivakilere zorlandı. Son toplantısı işçilerden kaçırıldı. Hükümet, işverenle bir araya gelip bir akşam vakti apar topar asgari ücreti AK Parti’nin grup toplantısına yetiştirdi. 9 milyon asgari ücretli büyük bir hayal kırıklığı ve öfke içindeler çünkü 22 bin 104 liralık ücret asgari ücret değildir, bir sefalet ücretidir, biz bu ücreti reddediyoruz. Bu antidemokratik uygulamadan sonra 50 yıldır komisyon masasında oturan işçiler, o masadan bir daha oturmamak üzere kalktılar. TÜRK-İŞ, masadan tamamen çekildi; DİSK ve HAK-İş de aynı görüşte. Bu komisyon, bu iktidar yönetiminde tamamen meşruiyetini yitirdi.

"Bu iktidar, tarihte ilk kez asgari ücretli zam beklerken cebinden 2 bin lirasını çekip almıştır"

Açıklanan asgari ücret, 2024 başında eleştirdiğimiz 17 bin 2 liralık ücretin de çok gerisindedir. 11 ayda 17 bin lira, bütün alım gücünü yitirmiş, 7 bin liranın üzerinde erimiş, 10 bin liranın 1 Ocak’taki satın alma gücünün gerisine düşmüştür. Bu iktidar, 7 bin lira zayıflayan asgari ücrete 5 bin lira zam yapıp tarihte ilk kez asgari ücretli zam beklerken cebinden 2 bin lirasını çekip almıştır. Asgari ücret, dünyanın dört bir yanında emekçilerin ilk başta bir yıllık kıdem boyunca aldıkları, sonra hızla uzaklaştıkları bir ücrettir ama maalesef bu ülkede asgari ücret artık temel ücret olmuştur. Yıllar önce çalışanların yüzde 30’u asgari ücret alırken bunu eleştiriyor, geriletilmesini vadediyorduk, vadediyorlardı. 22 yıllık AKP iktidarında asgari ücret bir canavar gibi daha fazla emekçiyi yutmuş ve bugün ücretlilerin yüzde 57’sinin aldığı bir temel ücrete dönüşmüştür.

''Sayın Erdoğan, biz bu meydandayız; sen saraydasın. Biz sokaktayız, sen sırça köşklerdesin''

AB’de ücretlilerin sadece yüzde 9’u, örneğin Almanya’da ücretlilerin sadece yüzde 6’sı asgari ücret almakta, geri kalanı bunun çok üzerinde maaşlar almaktadır. Hal böyle olunca asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay, OECD ülkelerinde yüzde 55, AB ülkelerinde yüzde 60-70 arasındayken ücretlilerin milli gelirden aldıkları pay, sadece yüzde 25. Buna itirazı en üst perdeden yapmak, bugünkü iktidarın kolladığı kesimlerin zenginler olduğunu görmek, iktidar değişmeden paylaşım hikayesinin değişmeyeceğini bilmek, onların patronların tarafında bizlerin ise hep beraber halkın tarafından olduğumuzu bilmek mücadelelerin en büyüdür, onurlusudur. Sayın Erdoğan, biz bu meydandayız; sen saraydasın. Biz sokaktayız, sen sırça köşklerdesin. Biz yoksulun, garibanın yanında, onunla mücadelenin içindeyiz; sen bu sömürü düzenini sürdürmenin peşindesin ama sana and olsun ki biz kazanacağız.

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU