İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sözcü TV'de katıldığı programda, Abdullah Öcalan'ın çağrısına ilişkin olarak, "Abdullah Öcalan çağrı yapmadı. Abdullah Öcalan'ın bir çağrı yapması istendi. Buradan anlaşılıyor ki replikleri başkası yazıyor" dedi.
"Bu toprakların yabancısı olmadığını onlara ispat etmek zor bir şey mi"
Barış içinde yaşamayı herkesin isteyeceğini dile getiren Dervişoğlu, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Yaklaşık yarım asırdır Türkiye'ye bela olmuş bir terör örgütünün kurucusu ve İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş terörist başıyla çözülecek süreç değildir. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında birtakım rollerin yüklendiğini, repliklerin hazırlandığını, kimin ne zaman, neyi söyleyeceğini planlandığını ve bütün bunları düşünceden eyleme dönüştürecek takvimin ayarlandığı kanaatini taşıyorum. İmralı canisinin yol göstericiliğinde tasarlanmış hiçbir plana ve projeye inanmam. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin konuyla ilgili sorunların çözümüne yönelik doğru adımlar atmasının yaşama geçirilmesi gerek... Söylemlerimiz yönüyle sanki toplumun bir kesimiyle karşılık oluşturuyoruz türünden kaygı yaratıyorlar. Bu yanlıştır. Türkiye'deki her sorunun odağına özne olarak Kürtlerin yerleştirilmiş olması halini kabullenemiyorum. Bir taraftan bu adımları atıyoruz, diğer taraftan kayyum uygulamalarına gidiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenlerin görevi, bu toplumda yaşayan insanların kendisini buraya ait hissetmesini temin etmektir. Bu ayrılıklardan ve farklılıklardan siyaseten beslenerek ondan netice almaya çalışmak değildir. Bu ülkede yaşayan insanların, bu toprakların yabancısı olmadığını onlara ispat etmek zor bir şey mi" ifadesini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bu sürecin içinde herhangi bir iyi niyet emaresi görmüyorum"
Erdoğan’ın sorunların çözümü için büyük fırsatlar yakaladığını vurgulayan Dervişoğlu, "25 yıldır iş başında bulunan iktidar, aidiyet duygusundan değil de farklılıklardan ve ayrılıklardan beslenmeye çalışırsa elbette ki sonuç böyle olacaktır. Bu sürecin içinde herhangi bir iyi niyet emaresi görmüyorum" dedi.
Dervişoğlu, "İktidarın içinde Tayyip Erdoğan'a doğru yol gösterecek insanların olduğu kanaatini taşıyorum ama bu sistem Erdoğan'ı öyle bir hale getirdi ki, üzülerek ifade ediyorum Erdoğan'ın doğru şeyi dinlemeye tahammülü bile kalmadı" diye konuştu.
"Anayasal hamlelerin yeniden hayata geçirilmesi arzulanıyor"
Cumhur İttifakı’nın geçmişte muhalefeti terörle yan yana durmakla suçladığı hatırlatılan Dervişoğlu, "O zaman terör örgütüyle ilişkilendirmek için sahte dokümanlar hazırlamaktan, montaj filmler yapmaktan geri durmayan hükümet, bugün kendi sınırlarında terör devletinin inşasını temin edebilecek yanlış adımlar atıyor. Türkiye kendi sınırında teröristan oluşturuyor. Dolayısıyla ne değişti sorusu çok açık ve net. O dönem kazanmak için o gerekiyordu, bu dönem kazanmak ve melun fikirleri yaşama geçirebilmek adına değiştirilmesi düşünülen anayasal hamlelerin yeniden hayata geçirilmesi arzulanıyor. Ve Tayyip Erdoğan bu vasattan, bu ülkeyi yönetebilecek tek kişi görüntüsüyle çıkmayı arzuluyor. Bu son derece tehlikeli bir şey" dedi.
"İktidarla birlikte muhalefeti de uyarma ihtiyacı içerisinde oluyorum"
Dervişoğlu, "Gazi meclisin böyle bir sürece aracı kılınmasını kabul etmediğim için iktidarla birlikte muhalefeti de uyarma ihtiyacı içerisinde oluyorum. TBMM ne yapacaktır? Elimizde anayasa var. Türkiye'nin bu zamana kadar tartışılmayan hangi sorunu vardır ki, konuşulmayan hangi problemi vardır ki? Türkiye'nin konuşulmayan ya da tartışılmayan soruları değil, çözülmeyen sorunları vardır" ifadesini kullandı.
"Bu utanç hükümete yeter"
Öcalan’ın “40 yıl önce Kürt’ün adı yoktu, bugün belediyeleri var” şeklindeki sözleri sorulan Dervişoğlu, “Bu neyle temin edilmiş? Terörle, cinayetle, şehitlerimizin katledilmesiyle. Terör faaliyetleriyle elde edilmiş. Ben dün doğmadım, benim çok sayıda Kürt arkadaşım da vardı. 40 yıl önce Kürt’ün adı bile yoktu demek, yaptığımız silahlı mücadeleyle bunu temin ettik anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mahkemelerinde yargılanmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş birisinin, böylesine konularda siyasi öndere dönüştürülmüş olması hâli bile, eğer utanç aranıyorsa bu hükümete yeter” değerlendirmesini yaptı.
"Öcalan'ın çıkarılmasına yönelik adımlar atılması muhtemeldir"
"Öcalan çıkarılır mı" sorusuna Dervişoğlu, "Her şey yapılmaya teşebbüs edilebilir. Erdoğan bu durum gündeme geldiğinde bunu cevapladı. ‘Öcalan'ı affedeceğimize dair birtakım iddialar var, adam çıkmak istemiyor’ dedi. Demek ki o kişiye çıkıp çıkmaması ile alakalı birtakım görüşler ifade edilmiş. Kendisi güvenliği için yaşamını İmralı'da sürdürmesinin daha uygun olacağını söylemiş. Ama demek ki birileri Öcalan’a ‘çıkmak istiyor musun?’ diye sormuş. Buna yönelik adımların atılması muhtemeldir. Çünkü son birkaç gündür umut hakkından bahsediliyor. Planlanan düzenlemelere İYİ Parti olarak karşı duruş sergileyeceğimizi ifade etmek isterim" yanıtını verdi.
"Milli devlet anlayışının sorgulanması, TBMM’nin yetkileri arasında değildir"
CHP’ye yönelik tepkisi sorulan Dervişoğlu, "Bu meselenin TBMM'de çözümünün aranması, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un durumdan vazife çıkarmasının gerektiğinin ifade edilmesi son derece mahsurlu cümlelerdir. Burada ne isteniyor? Türk kimliğinin, vatandaşlık tanımının, üniter devlet yapısının, milli devlet anlayışının sorgulanması TBMM'nin yetkileri arasında değildir. Bu yolda birtakım düzenlemelere gidelim yolunda adımlar atılacaksa şayet, bunlar bu mevcut melun planı masum hale getirmek üzere sevk edilmiş cümlelerdir. Muhalefet partileri ifadelerimi karşı duruş olarak değerlendirmesin. Muhalefet partisi deyince de sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik beyanda bulunuyorum hissiyatı yaratılıyor. Bunu muhalefet statüsünde olan başka partilerin liderleri de söylüyor. Ben bütün olarak şunu söylüyorum; bu kötü gidişata dur diyebilmenin yolu vatandaşlık şuuruyla hareket edip, hangi siyasi partinin içerisinde olursak olalım, olumsuzluğa karşı direnç sergilemektir. Başka yolumuz yoktur. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde de Cumhur İttifakı'nın içinde de kötü gidişatı tespit edecek ve o kötü gidişatı önleme arzusu içerisinde bulunan insanların varlığından haberdarım. Bu millet de haberdar olsun" dedi.
"Süreç aşkları olarak tanımlanmasını arzuluyorum"
Dervişoğlu, DEM Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki diyalogların anımsatılması üzerine, "Uygulanmak istenen bir şey var. Roller dağıtılmış, replikler hazırlanmış, zamanlama planlanmış. Adeta set kuruldu. Dolayısıyla herkes zamanı geldiğinde kendi rolünü oynuyor. Bir film setindeymişim gibi hissediyorum kendimi. Bu kadar insan birbirine bu denli komplimanlar yapıyorlarsa, belli ki aynı senaryonun bir parçası ve hazırlanmış replikleri okuyorlardır. Böyle sıkı fıkı ilişkilerde biliyorsunuz set aşkları doğar. Ben bunun süreç aşkları olarak tanımlanmasını ve siyasetten ziyade magazin konusu olmasını arzuluyorum" ifadesini kullandı.
Anayasaya göre Erdoğan’ın bir kez daha aday olamayacağını hatırlatan ve bu noktada iştahının kabartılmaması gerektiğini vurgulan Dervişoğlu, "Buna muhalefetin vesile olmasını içime sindiremiyorum" dedi.
İYİ Parti’de yaşanan milletvekilleri istifalarını arınma ve özgürleşme olarak değerlendirdiklerini belirten Dervişoğlu, partisinin oylarında yükselme olduğunu ekledi
ANKA