Narin Güran cinayeti davasına cumartesi sabah devam edilecek

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasına cumartesi sabahı devam edilecek

Fotoğraf: ANKA

Narin Güran cinayeti davasının görüldüğü Diyarbakır 8. Ağır Mahkemesi’nde perşembe günü başlayan duruşmanın bugünkü bölümü tamamlandı. Duruşma yarın saat 10.00'da devam edecek.

Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasının iki gündür süren duruşmanın bugünkü bölümü tamamlandı. ''İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' istemiyle amca Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran, Narin'i cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar ve avukatları, savcının mahkemeye sunduğu mütalaaya karşı savunma yaptı.

12 saat süren duruşmanın ardından Mahkeme Başkanı, duruşmayı yarın saat 10.00'da devam edileceğini duyurdu. Yarınki duruşmaya, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' istemiyle yargılanan anne Yüksel Güran ve avukatının savunmasıyla devam edilecek.

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.

Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.

Baba Arif Güran "müşteki", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

Kamerayla kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu sanık amca Salim Güran ve ağabey Enes Güran savunma yaptı.

Güran ailesi salona alınmadı

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün 14 saat süren duruşmada, amca Erhan Güran, çoban Ahmet Akgün ve tutuklu R.A'nın tanık olarak dinlenmesinin ardından, müşteki ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatların savunmalarıyla tamamlanmıştı. Duruşmanın bugünkü bölümü ise sanık avukatların savunmasıyla devam edecek. Gün boyu sürecek duruşmada kararın açıklanması bekleniyor.

Öte yandan, dünkü duruşma sırasında amca Hüseyin Güran'ın ağır hakaret içeren ifadeler kullanması nedeniyle Mahkeme Başkanı salonu boşaltarak, duruşmaya ara vermişti. Mahkeme Başkanı, verdiği aranın ardından Güran ailesi mensuplarını duruşmaya almadı. Güran ailesi mensupları, bugün başlayan duruşmaya izleyici olarak alınmadı.

Amca Salim Güran'ın ifadesi

Duruşmanın ikinci günü, sanık amca Salim Güran'ın, dava savcısının mahkemeye sunduğu mütalaaya karşı savunması alındı. Salim Güran, Narin'in kaybolduğu gün neler yaşandığını şu sözlerle anlattı:

Sabah erken kalkıp tarlaya gittim. Daha sonra Bağlar tarafından ATM’den para çektim iki oğlum çay ocağında oturdum. Daha sonra aynı istikametten köye doğru geldik, petrolden yakıt aldık. Eve geldik sonra hava sıcaktı, eşim kahvaltılık bir şeyler hazırladı. Kahvaltı yaptıktan sonra tekrar yukarı tarlaya gittim. Ben işlerimi çok iyi takip ediyorum. Tarlada pamuğun kurtlandığı eğer müdahale etmezsem verim alamayacağım söylendi. Daha sonra elektrik arızası nedeniyle elektrikçi trafoya çıktı. Daha sonra tekrar eve geldim. Evde fazla durmadım. Hüseyin amcayı görmeye gidecektim, oğlum benimle gelmek istedi gel dedim. Oradayken Ramazan beni aradı burada şüpheli bir araç var dedi. Köyü yolundan yukarı çıktım aracın olduğu yere gittim direksiyon eğitime verildigini öğrendim. Daha sonra da tarlaya gittim Ramazan Atasoy oradaydı. Narin’in kaybolduğu zamanda kızım beni aradı. Narin kayıptır dedi. Köye geldiğimde kalabalık sesi vardı. Herkes ağlıyordu. Bağırma sesleri vardı. Komutanı arayarak kardeşimin kızının kayıp olduğunu söyledim. Komutan ise ekip göndereceğini söyledi. Okulun anahtarını istediler kameraya bakmak için. Kameraya baktıklarında Narin’in patika yoldan geldikten sonra kameranın görüşünden çıktıktan sonra kayboluyor. Daha sonra ise aramalara başladık. Patikadan çıktığı için bağ bahçe her tarafa baktık. Çünkü başı boş köpeklerde vardı. Her tarafa baktık bulamadık. Köpeklerde arama çalışmalarında kanalın etrafında yer aldı. O gece her tarafa bakıldı bulunamadı. Ertesi gün yine herkes aramalara katıldı. Nevzat’ı işaret ederek oda bizimle aramalara katıldı. Kayınım bana bu herkesin dolabına başını sokuyor dedi. Dalgıç ekipleri geldi aramalara katıldı. Şüphelendiğimiz heryere baktıktan sonra köye geldik.

'Beni aradılar muhtar bir üfürükçü var dediler'

Salim Güran, jandarma ile birlikte üfürükçüye gittiği olaya ilişkin ilk kez konuştu. Güran, "Kolluk kuvvetleri hep aileyi suçluyordu. Arama çalışmalarında köyde yer alan kuyuları da komutana söyledikten sonra baktık. Kolluk demek ki benden şüpheleniyordu. Beni aradılar muhtar bir üfürükçü var dediler. Ben de devlet gelmiş ne üfürükçüsü dedim. Israr ettiler ettiler. Eski havaalanın oraya üfürükçüye gittik. Yengem Yüksel ve yeğenim Muhammed’i götürdük. Kolluk kuvvetleri de bizimle. Üfürükçü Muhammed’in üzerine okuyor. Muhammed konuşmaya başladı. Üfürükçü bir şey görüp görmediğini sordu. Muahammed, yaşlı bir dede gördüğünü söyledi. Ona Narin’in yerini sormasını söyledi. Muhammed, gördüğü dedeye ‘Beni Narin’in olduğu yere götür’ dedi. Ben şok oldum. ‘Narin ne yapıyor’ diye sordu üfürükçü. Muhammed, ‘Narin makarna yiyor. Yanında iki kişi var.’dedi. Heyecanlandım. Sonra yengemi ve Muhammed köyü bıraktık. Yakın köydeki o taşlı eve gittik. Kapyı kırdılar. Başka bir eve gittik. Metruk binaydı. Sonra Muhammed’i getirmemi istediler götürdüm. Muhammed’e bu ev mi diye sordular. O da evet dedi. Oraya bakıldı ama bir şey yoktu. Sonra ayrıldık. Üfürükçü olayı budur" diye konuştu.

''Bu kadar kötülük neden bana yapılıyor''

Güran, aracında Narin'e ait DNA örneklerinin bulunmasına yönelik suçlamalarına şu sözlerle yanıt verdi:

Sürekli arama çalışmalarına katılıyordum. Bazın açlıktan başım ağrıyordu. İçim gidiyordu açlıktan. Gözaltına alındıktan sonra bana muhtar Narin’in DNA’sı benim aracımda çıktı dediler. Çıkmasa şaşarım. Beni medyanın önüne attılar. Battaniye meselesi ve petrolde yakıt aldığımı söylediler. Ceset senin aracında battaniye sarılı dediler. Asla dedim. Komutanım söylediğiniz yanlış dedim. Islak mendil aldığımı söylediler. Ben araçtan inmedim dedim. Daha sonra beni tutukladır. Ömrü hayatımda cezaevi görmemişim. Narin’in cesedi bulunduktan sonra bari bırakın yeğenimin cenazesine gideyim dedim. Bırakmadılar. Bir medya bu kadar kötü olamaz. Bir aileyi yok ettiler. Beni niye tutukladılar. Beni tutuklamasalardı Nevzat’ı işaret ederek bu zalim zaten itiraf edecekti. Ben 3 aydır bu adamla konuşmuyorum. Kabullenecek dediler. Kabullenmez dedim. Aracımda DNA çıktı diye sürekli ifade verdi. Cezaevindeyim çocuklarım ve kardeşlerim görüşüme geliyor. Allah korusun aynı şey çocuklarımın başına gelse kardeşlerimin aracında aynı şey çıkar. Ben gitmediğim yere HTS daraltılmış baz neden gösteriyor. Bu kadar kötülük neden bana yapılıyor. Bizim akrabaların çoğu tutuklandı. Nevzat’ın birtane ailesi var mı. Yok. Hem kızımı hem ailemizi yok etti. Türkiye’yi parmağında oynatıyor. DEM Parti’sinin yemek aracını kovdum. İhtiyacımız yoktu. Vardı. Ama basını peşine takmıştı. Herkes şov peşindeydi.

''Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum''

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Salim Güran, "Narin’den küçük kızım var. Görüşüme geldi. Ben babamın kızıyım dedi. Benim yengem çocukları için ölüyor. Yeğenlerim kız kardeşleri için ölüyor. Kızımızı öldürdünüz. Namusumuzu lekelemeyin. Sen vahşimisin. Niye karını ve kızını söylemiyorsun. Sen bizim ailemizi neden söylüyorsun. Allah bizimledir. Bizi yok etmeye çalışıyorlar. Herkes şov peşindedir. Bu katilin avukatının eşi Nevzat’ın eşiyle fotoğraf çekiniyor. Belki karısı katildir. Namusumuz gitti, kızımız gitti, bittik artık. Şov yapmayın. Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum, benim ölümümdür. Yaşlı annemin bağırması ve ağlaması gözümün önünden gitmiyor. Ailem artık perişan. Sosyal medyaya da sesleniyorum. Yeter artık, ailemiz yok oldu. Bir DNA yüzünden başıma ne geldi, yeter artık. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum" ifadelerini kullandı.

Nevzat Bahtiyar: Ben öldürmedim

Esasa ilişkin savunma yapan tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, Narin’i öldürmediğini ve cesedi taşıdığını ileri sürdü. “Taşıma cezam neyse razıyım” diyen Bahtiyar, "Ama cesedi Salim kendi eliyle bana verdi. ‘Onu parça parça halinde kaybet’ dedi. Benim üzerime yükleniyorlar. Herkes kendini savunmak için mücadele ediyor. Salim’in avukatı kaç tane hoş olmayan kelime söyledi bana. Vahşice yukarıdan ahıra attığımı söyledi. Ben niye yukarıdan atayım? Belki yukarıdan biri beni görebilir” dedi.  

Avukat Akdağ’ın gazetecilere dönük sözlerine değinen Bahtiyar, "Gazetecilere hiç kimse müdahale etmedi. Ben onları tanımıyorum ki. Onlar da beni görmedi. Yakalandığım gün ifademi almaya götürdüler. Orada tanıdığım kimse yoktu. Sadece karakol komutanı vardı. Ben onları tanımıyordum. Ailemin güvencesi olmadan mecburen yalan söylememek zorunda kaldım. Ailem güvende olmadığı için hep yalan söyledim, korktum. Ailem cezaevine geldi, güvende olduklarını öğrendim” şeklinde konuştu.

Bahtiyar, Güran’a hitaben “Sen geldin Narin'i bana verdin. Bunu inkar etmiyorum ama ben öldürmedim. Ben böyle diyorum, doğruyu söylüyorum. Onlar da suçlarını kabul etsin. Ben bunlara iftira atamam. Ne duyduysam, biliyorsam onu söylerim” diye belirtti.

"Suçtan kurtulmaya çalışıyorlar"

Sanık Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ’ın müvekkiline dair ithamlarda bulunmasına tepki gösterdi. “Bir kişiye katil ya da buna benzer bir ithamda bulunabilmek için bir karar çıkmış olması gerekiyor” diyen Eryılmaz, "Bu davada benim müvekkilim ve diğerleri sanıktır. Dolayısıyla diğer sanıkların avukatların, müvekkilimize katil demesini etik bulmuyoruz. Aile içerisinde herhangi bir kişinin namusuyla ilgili savunma yapmadık ya da bunun üzerinde savunma mekanizma geliştirmedik. Biz şu ana kadar ne konuştuysak, belgelerle konuştuk. İftira attığımız söylemleri tamamen ahlaksızlıktır" dedi.    

Sanıkların da müvekkilini suçlamasını kabul etmediklerini söyleyen Eryılmaz, "Yapabildikleri tek şey, 'Cinayeti Nevzat işledi' demek. Ellerinde ne bir delil var ne bir tanık var. Suçtan kurtulmaya çalışıyorlar. Dosya içerisinde o kadar çok delil var ki... Bir sürü delil sunduk” şeklinde konuştu.

Güran ailesi sanıklarının katilin kim olduğunu bildiklerini ve "mağdur rolü" yaptıklarını söyleyen Eryılmaz, "Bir araya gelmişler, 'Biz nasıl Enes’i bu işten çıkartıp, kurtarırız' demişler. Ellerinden geleni yapmışlar. O kadar kişi 19 gün boyunca Narin’i aradı. Türkiye’nin en büyük kurtarma operasyonu yapıldı. Ona rağmen o kız bulunamadı. Neden bulunamadı? Narin aranırken, 95 sahte ihbar, 2 tane yangın, Narin’in terliğinin aynı rengi ve modelinde terlik bulma, gelen-giden arabalar, tanıkları, jandarmayı yanıltmak… Bu davranışlar olmasaydı, Narin 2-3 gün içinde bulunurdu. Bunlar Narin’in bulunmasını da istemediler. Bir kabahat işlediler ve o kızın bulunmaması için ellerinden geleni yaptılar. Bulunursa bile, ‘O zaman kadar deliller kaybolur, bize ait bir şey çıkmaz biz de bu işten yırtarız’ diye düşündüler. Ama umdukları gibi gitmedi" şeklinde konuştu. 

Salim Güran'ın komutanla yaptığı ilk konuşmada Narin’in kaybolduğu saate dair 15.00-15.30, daha sonra 16.00-16.30, en son da 17.00-17.30 saatini verdiğini belirten Eryılmaz, "Sürekli yeni saatler söyledi. Bu kadar delil karartmayı Nevzat için mi yapacaklar? Nevzat’ın bu aile için ne değeri var? Cinayetin oluş şekline baktığınız zaman ani gerçekleşen bir cinayet. Bir anlık olup, biten bir suç. Dolayısıyla ailenin içerisinde işlenen bir cinayet olduğu çok açık. Nevzat’ın buna ne katkısı olabilir? Nevzat aile içinde sevilmeyen bir adam. Bir sürü kişi varken neden Nevzat’ı çağırıp, cenazeyi ona verdi? O gün düğün için herkes gitmiş, sözde köyde kimse kalmamış. Köyde kimse kalmadıysa… Denilene göre aralarında su akmıyormuş, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyormuş. Salim Nevzat’ın evinde olduğunu biliyor. ‘Buna ne desem yapar’ diyor. Nevzat’tan daha iyi kukla bulabilir mi?” ifadelerini kullandı.

Müvekkili Bahtiyar’ın ifadesinin "itibar görebilecek tek ifade" olduğunu savunan Eryılmaz, baz raporlarına güvenmediklerini ve bu nedenle kabul etmediklerini söyledi. Bilirkişi raporlarının sahte olabileceğini öne süren Eryılmaz, "Bu raporun hükme esas alabilecek nitelikte bir hukuki belge olduğunu kabul etmiyoruz” dedi. Eryılmaz, “Jandarma kamera kayıtlarını inceledikten sonra kırmızı arabanın sahibine bakıyorlar. Sahibi, Nevzat Bahtiyar’ın oğlu çıkıyor. Oğlunu almaya gittiklerinde ‘Oğlum değil beni arıyorsunuz’ diyerek, teslim oldu. Yatağın altında yakalanmadı yani. Diğer mevzu Salim ile Nevzat bir ay içinde 45 defa konuşmuşlar. Bu 2 günde bir konuşmaya tekabül ediyor” diye kaydetti. 

Ağabey Enes Güran'ın savunması 

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanık ağabey Enes Güran savunma yaptı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın dün başlayan ikinci duruşması verilen aranın ardından devam ediyor.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık ağabey Enes Güran, olay günü evde olduğunu belirterek, bunu inkar etmediğini söyledi.

Güran, "Olay günü saat konusunda verdiğim ifademde 16.30 dedim. Beni karakola aldılar ve suçluyorlar. Elim kolum bağlıydı, ne yaptığımı bilmiyordum. Ondan sonra olay gününü hatırlamaya çalıştım. Daha sonra yine ifade vermek istedim karakolda. Hatırladıklarımı ifademde vermek istedim. Gerekirse kafamı gövdemden koparın ama beni bacımla itham etmeyin. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalayım ama vicdanım rahat. 'Çingeneler kaçırmış' dediler. Biz de arama çalışmalarına katıldık. Bir yerde olduğunu düşünüyorduk. Belki dilendiriyorlardır diye düşündük. Sağa sola baktık, kimseyi bulamadık." diye konuştu.

"Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi"

"Kolumdaki izleri merak ettiler. Adli Tıp Kurumu raporu geldiğinde Narin'e ait olmadığı ortaya çıktı. Annemin de çene ve diş yapısıyla ilgili rapor hazırlandı. Onda da bir şey çıkmadı." diyen Güran, gözündeki morlukla ilgili yapılan kontrolde jandarmaya kolunu da göstererek, ısırdığını belirttiğini ileri sürdü.

Pantolonundaki lekelerin de sorulduğunu, onlara bunun kan olmadığını söylediğini ileri süren Güran, "Bir şey hatırladığınızda gelin bize söyleyin dediler. Söyleyince bu kez şüpheli olarak görülüyoruz. Herkes 'Annesi Enes'i koruyor' diyor. Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi." dedi.

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim"

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim, o zaman evde olmadığımı söylerdim. Belki şu an seyirci bölümünde otururdum. Ama şerefsiz olarak otururdum. Ben o saatlerde gerçekten evdeyim. HTS kayıtlarına saat 17.00 gibi okulun oralarda olduğumu söylüyorlar. Ben öyle bir şeye şahit olsaydım söylerdim. O saatlerde evde değildim. Kardeşim kayboldu, deli oldum. Ne yemek yiyor ne su içiyordum." diyen Güran, hep aramalarda yer aldığını öne sürdü.

Ertesi gün jandarmanın aramalara katılmalarını istemediğini iddia eden Güran, "Çünkü bizim kokumuzdan köpek kokuyu alamıyormuş. Kardeşim kaybolmuş ama aramalara katılmamız istenmedi." diye konuştu.

"Keşke kolumu ısırmasaydım"

Güran, şu beyanlarda bulundu:

"Nevzat Bahtiyar tahliye edilsin istiyorlar. Suçunun olmadığını söylüyorlar. Kardeşimin cansız bedenine 3 taş bıraktı. Kızı nereye gömdüğünü biliyor ve bize gelip 'İnşallah bulursunuz' diyor. İnsanlar 'Güran ailesi' diyorlar. Keşke kolumu ısırmasaydım. Ölseydim daha iyiydi. Namusumu, şerefimi konuşmaya kimsenin hakkı yok. 14 sayfalık iddianamede hep 'Güran ailesi' deniliyor. Nevzat'ın sadece bir sayfada ismi geçiyor. Nevzat ile ilgili bazı konularda şahitlerim var. Onlarla birlikte ileride anlatacağım, hepiniz şok olacaksınız anlatacaklarıma."

Daha sonra Nevzat Bahtiyar'a dönerek, "Nevzat 'Fa' diyeyim sen anlarsın, kızından anlarsın. 7 sülalen de vardır içinde. Kızın..." diyen Güran'a, Bahtiyar da "Şerefsizlik yapma." dedi.

"Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim"

Güran, şunları kaydetti:

"'Enes bir şey biliyor, konuşmuyor, görmüş' diyorlar ya keşke Enes bir şey bilseydi, hepsini öldürseydi. Yatağı kaldırıp, keleşi çıkarır sıkardım zor değildi. Salim Güran'ın da annemin de kafasına sıkardım. Adalet dediğin zaman somut delil olması lazım. Benim suçum yok. Herkesin günahı vardır ama bu konuyla ilgili ilgim yoktur. Suçsuzum, hiçbir suçu kabul etmiyorum. Keşke bu duruma gelmeseydik. Her şey ortaya çıktığı zaman anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın. Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim. Ben ve kardeşlerim güvende olmadığımızı gördük. Yaşlılar bilmez gençler bilir. Gecenin yarılarına kadar dışardaydık."

Kardeşi Narin'in mezarına 3 aydır gitmediğini belirten Güran, kardeşinin olay günü eve gelmediğini ileri sürdü.

Enes Güran, savunmasını şöyle tamamladı:

"Üzerime isnat edilen suçu kabul etmiyorum. Üzerime atılan iftiraları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız."

Duruşmada daha sonra Enes Güran'ın avukatı Mahir Akbilek'in savunmasına geçildi.

Bu arada, dün yaşanan gerginlik nedeniyle salondan çıkarılan sanık yakınları duruşmaya alındı.

Ne olmuştu?

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.

Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.

İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.
 

AA, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU