CHP'nin Esenyurt nöbeti sürüyor: Açın milletin önünü, çekilin milletin önünden

CHP heyeti bugün de iktidarın kayyım politikasını Esenyurt Belediyesi önünde protesto etti. Esenyurt Belediye Meclisi'nin CHP Grup Başkanvekili Sadettin Yıldırım, milletvekilleriyle birlikte bugün ilk kez belediyeye girdi

Fotoğraf: X

Bu sabah CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Esenyurt Belediyesi Grup Başkanvekili Sadettin Yıldırım, CHP PM üyesi ve Ankara Milletvekili Semra Dinçer, CHP Artvin Milletvekileri Uğur Bayraktutan ve CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir’den oluşan CHP heyeti, Esenyurt Belediyesi’ni ziyaret etti. Bu ziyaretle, seçilmiş bir belediye meclis üyesi de; Esenyurt Belediyesi Grup Başkanvekili Sadettin Yıldırım kayyum atamasından sonra belediye binasına girmiş oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bu belediye halkın belediyesi"

Ziyaret sonrası CHP heyeti basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Belediyenin mevcut durumunu anlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, şunları söyledi:

Belediye artık vatandaşın fazla uğramadığı bir yer haline gelmiş. Vatandaş uğrayamıyor. Yaratılan ortam vatandaşın belediyenin hizmet etmesinde engeller pozisyona gelmiş. Dolayısıyla bir an önce yetkililere çağrı yapıyoruz. Az önce grup başkan vekiliyle beraber gezdik. Gördüğünüz gibi hiçbir şey olmadı. Belediye meclis üyelerimiz de  girip yasal haklarını kullanmak istiyorlar. Esenyurtluya yeniden yaratılan bu kötü ortamda, umut vermek istiyorlar. Dolayısıyla belediye meclis üyelerimizin bir an önce tamamının, az önce fotoğraf çektiğimiz ve ziyaret ettiğimiz boş grup odamıza alınmasını ve denetim görevlerini icra etmelerini buradan rica ediyorum. Burayı boşaltın. Bu kadar polis arkadaşı sabahın köründe buraya dikmenin inanın hiç kimseye faydası yok. Onlarca polisi burada sabahtan akşama kadar tutmak hiç kimseye faydası olmayan bir iş. Bu ülkeye de faydası yok. Esenyurt'a da faydası yok. Burayı boşaltın! Belediyeyi, meclis üyelerine ve halka açın. Bu belediye halkın belediyesi.

"Bu düpedüz kumpas davasıdır"

Ahmet Özer’in tutuklandıktan sonra ortaya atılan iddiaların hepsinin boş olduğunu anlatan Karabat, şöyle devam etti:

İnsanlara başsağlığı dilemekten, kitap cümlelerinden, dergi sözlerinden bir terör üretmeye başladılar. Biz bunu biliyoruz. 12 Eylül'de de aynı şeyi yaptılar. Biz bunu biliyoruz. FETÖ çetesi de aynı şeyi yaptı. Ben şimdi buradan soruyorum; Bu tutukluluk sürecinden önce, neye tanıklık ettik? Birincisi, tutukluluğa itiraz ettik ve bunu reddettiler. Bütün kamuoyu o ret gerekçesini okudu ki, aslında ortada bir şey yokmuş. Ret gerekçesinde ne diyordu? Aslında burada suç yok. Aslında ötekinde de suç yok. Aslında bilmediğimiz para hareketleri var. Aslında baş sağlığı demek insani mülahazadır. Dolayısıyla ama bir gizli tanık var. Gizli tanığın da beyanı tek başına esas değildir. Fakat yine de ortaya çıkabilecek deliller olabilir. Biz seni tutukluyoruz. Yani ‘ben senin suçlu olabilme ihtimalini gözetiyorum’ diyor. Suçlu olabilme ihtimaline karşı içeride tutuluyor. Bu düpedüz kumpas davasıdır.

"Kumpaslarınızı birer birer deşifre edeceğiz''

Dolayısıyla ondan sonra ne çıktı ortaya? Sayın Ahmet Özer'in aslında mecliste de Kürt sorunuyla ilgili barış çözümleriyle ilgili dinlendiği ortaya çıktı. Ve yine orada bilinenlerden bir tanesinin AKP'de milletvekili olduğu ama Ahmet Özer'in bugün aynı gerekçelerle tutuklandığına hep beraber tanıklık ediyoruz. Peki gizli tanık kim arkadaşlar? Gizli tanık da yine bir terör örgütü üyesi çıktı. Tanıdık değil mi bunlar? Daha önce bir terör örgütünün üyesini konuşturup yerel seçimleri etkilemeye çalışanlar olmuştu. 2002 yılında gizli tanıkta bir terör örgütü üyesiymiş ve onun beyanını esas alarak seçilmiş belediye başkanını tutuklamışız. Böyle bir şeyi kabul edebilir mi değerli arkadaşlar? Ve sonra o gizli tanığın atıf yaptığı, tanık gösterdiği kişi de aslında 2012 yılında ölmüş. Yani böyle saçma sapan bir hikayeyle Türkiye gündemini meşgul ediyorlar ve bizi burada meşgul ediyorlar. Sonra ne çıktı biliyor musunuz? Bütün bu saçmalıkları yapan bütün bu kumpaslara alet olan bir savcının eşinin, Türkiye'nin en önemli ekonomik kuruluşlarından birisinin yönetimine atandığı ortaya çıktı. En hassas olması gereken, piyasaların en hassas olduğu noktada ‘al sana ödül’ dediler ve bir atama yaptılar. Şimdi işte neden ve niçin hepsi ortaya çıktı. Artık kılıç kına sığmıyor. Yalanlarınız birer birer ortaya çıkıyor. Kumpaslarınızı birer birer deşifre edeceğiz. Şu Esenyurt sokaklarını gezin. Yüzü varsa o kayyum denen beyefendi de gezsin. Görsün bir 10 Kasım'da çıktı gördük. Ne dediler 10 Kasım'da ona? ‘Egemenlık kayıtsız şartsız milletindir’ dediler.

"Esenyurtlu gasp var ortada diyor"

Karabat, Esenyurtlu yurttaşların da konu hakkındaki düşüncelerini paylaşarak şu ifadeleri kullandı:

Esenyurtlu'ya mikrofon tuttuğunuzda Esenyurtlu diyor ki, ‘adama tuzak kurdular. Onların büyük müteahhitleri iş yapamayacağını anlayınca adamı aşağı aldılar’ diyor. ‘Bu bir gasp. Gasp var ortada’ diyor. ‘Gündemi değiştirmek için yaptılar’ diyor. Yani çocuklar aç. Okulda beslenemiyor, mutfaklar boş, mutlaklara çözüm bulamayanlar kumpas mutfağı kurmuş. Esenyurtlu bunu söylüyor. ‘Allah katında bu kabul edilmez bir şeydir’ diyor. ‘Bu ayıptır günahtır’ diyor Esenyurtlu. ‘Bir bilim insanını bugün siz tutuklarsanız, bu çocuklar niçin okusunlar? Niçin okula gitsinler? Hangi motivasyonda okusunlar?’ diyorlar. Vallahi, billahi bu iyi bir şey değil. Ne ülkeye ne de millete iyi bir şey değil’ diyor.

“Bu kumpası kuran siyasiler sandıkta hesap verecek”

''Burada bu kumpası kuran siyasiler sandıkta hesap verecek, yargıdakiler de yargı önünde hesap verecek” diyen Karabat, sözlerini şöyle tamamladı:

O günler de uzak değil. O günler de çok yakın. Bütün buradaki belediye meclis üyelerimize, bütün Esenyurt halkına, bize verdikleri destek için çok teşekkür ediyoruz. Bazen şöyle düşünebilirler; Bunlar 10-15 gün direnirler. Öyle bir şey değil. Bizim demokrasi aşkımız ilelebet devam edecek. Ve Ahmet Özer buraya gelene kadar, biz buraya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biz ülkenin neresinde olursa olsun elbette kayyumlara karşı çıkmaya devam edeceğiz. Nerede olursa olsun, demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ve yine önümüzdeki hafta başından itibaren de yeni dönemi Esenyurt Belediyesi’ne Esenyurtlu'ya sahip çıkmak için planlayacağız.

"Esenyurt'ta terör kol geziyor demekten vazgeçin"

Esenyurtlu bir şeye çok üzülüyor. Mikrofonu eline alan AKP'li şöyle konuşuyor. Esenyurt’u terör yuvası gibi anlatıyor. Gezsinler bakalım şu sokaklarını. Terör nerede? Terörist nerede? Esenyurtluyu bir milyon nüfuslu kenti terör kenti ilan etmek sizin neyinize, ne haddine? Siz kimsiniz? Milyonlarca insana böyle diyorsunuz. Esenyurt'ta böyle bir şey yok. Esenyurt tam yurt olmaya başlamıştı ki, tam Esenyurt'un sokakları, caddeleri güzelleşmişti ki, siz bu operasyonu yaptınız. Sizi buradan uyarıyorum. Esenyurt'ta terör kol geziyor demekten vazgeçin. Vazgeçin, vazgeçin!

Sizi buradan uyarıyorum. Ama sizin sayenizde Esenyurt'ta uyuşturucu çeteleri gezdi. Bakın buradaki emniyet mensubu arkadaşları okulların önlerine gönderin. Akşamları kafelerin önlerine gönderin. Siz eğer bir kara para arıyorsanız, gidin uyuşturucu parasına bakın. Gidin onunla ilişkili olanlara bakın. Biliyoruz ki Esenyurt'ta da, İstanbul'da da uyuşturucu baronlarının sayısı Ahmet Özer'e karşı kayyum atayan bu İçişleri Bakanı zamanında oldu. O İstanbul'da valiyken oldu. Bunu da biliyoruz. Haklı eylemlerimiz sonuna kadar da devam edecek. Belediye meclis grubumuzu içeri almalarını istiyoruz. Bir şey olmadığına  bugün tanıklık ettiniz. Grup başkan vekilimizi görünce belediye çalışanlarının motivasyonu arttı. Bırakın Esenyurt'ta hizmet etmeye devam edelim. Bırakın! Açın önünüzü! Açın milletin önünü! Çekilin buradan. Çekilin milletin önünden. Koyun sandığı gidin.''

 "FETÖ tezgahları bunlar"

Gazetecilerin sorularını ad yanıtlayan Karabat, Ahmet Özer’e daha önce soruşturmanın şahsına ve yaptığı görüşmelere yönelik, sonrasında ise terör finansanına yönelik soruşturma başlatıldığının hatırlatılması üzerine Karabat, şöyle konuştu:

Daha önce de bir soruşturma oldu ve çok şey göreceksiniz dediler değil mi? 15 gündür bize hiçbir şey gösteremediler. Şimdi bu iddialarının    boş olduğunu görenler yeni algı yaratma peşindeler. Terörün finansmanıymış... Biz Ahmet Bey'in bütün hesaplarını da biliyoruz. Başka işleri de biliyoruz. Bütün bu lafların hepsi de bize uzak değil, yakın. FETÖ tezgahları bunlar. Bütün bunların hepsini biliyoruz. Gizli bir dosyaymış. Ama adını basına söyleme gereği duymuşuz. Hani bu soruşturma gizliydi? Gizli olan soruşturmanın adı bile eğer savcı tarafından ya da savcılık tarafından deşifre ediliyorsa başta o savcı suç işliyor demektir. Gizli soysuz soruşturmanın ne adı ne içeriği ne kapsamı hiçbir şekilde deşifre edilmez. Biz buna ne zaman tanıklık ettik? Ahmet Özer'in ilk günü... Savunma kısıtlılığı var. Her şey gizli. 15  dakika sonra basın metni geçiyor. Bütün bunların hepsi haksız olduklarının delaleti ve göstergesidir. ‘Bu yetmedi. Buradan bir şey bulamadık. Ama yenisini bulacağız. Yenisini bulabilme ihtimaline karşı belediyeye el koyduk’ Böyle bir şey olabilir mi? Önce bulun bakalım bir kardeşim. Bizim alnımız ak. Bizim alnımız açık. Önce bulun. Bu aynı tezgaha devam ediyorlar aynı yöntemde. Aslında yeni soruşturma var demek; bir öteki soruşturmadan haksız çıktık demektir. Ve ona kılıf aramak demektir. Bu Ahmet Özer hani terör örgütüyüz falan diyorlar ya. Her terör örgütü üyesi açıklandığında kod adı bilmem ne olan diye açıklıyorlar. Bu Ahmet Özer'in kod adı ne kardeşim? Var mı kod adı? Yok. Dolayısıyla ortada ne terör var, ne terörist var. Esenyurt Belediyesi'ne hizmet eden, onların rant tezgahlarına çomak sokan bir Ahmet Özer var. Ve o yüzden yapılmıştır bu.

"Bütün birimleri ziyaret ettik kayyumu görmedik"

"Belediyenin içerindede mali şube polisleri ve müfettişler var mı?"  sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, "Belediyede müfettişler var. Ama müfettişlerden daha çok belediyede emniyet güçleri arkadaşlarımız var. Bize eşlik eden çok sayıda polis arkadaşımız oldu. Bizi koruma gereği hissettiler. Ama bizim ne Esenyurtlular ne de çalışanlara kendimizi korumak gibi bir şeyimiz yok. Alnımız açık, göğsümüz açık, yürürüz Esenyurt sokaklarında. Esenyurt Belediyesi'nin her katında onlarca polis arkadaşımız bekliyor. Ama tek tük vatandaş var. Bak biz buralarda geziyoruz. Ben o kayyuma şu sokaklarda bir gezmesini tavsiye ediyorum. Başkanlık katına çıkmadım. Bütün birimleri ziyaret ettik. Kayyumu görmedik" yanıtını verdi.

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU