"Ben Türk değilim" diyen gencin tutuklanmasına, Miroğlu ve Metiner'den tepki

Sokak röportajında, "Ben Türk değilim" dediği iddiasıyla gözaltına alınan ve darp edildiği ileri sürülen Ali Çeven tutuklandı

Fotoğraf: Independent Türkçe

Bir sokak röportajında "Ben Türk değilim" ifadesi sonrası gözaltına alınıp serbest bırakılan Kürd Öncüleri Derneği Başkanı Ali Çeven'in tutuklanması gündem oldu. Çeven, daha önce katıldığı bir sokak röportajı nedeniyle gözaltına alınıp, bırakılmıştı.

"Kötü muamele" iddiası

Çeven'in Avukatı Suphi Özgen, X hesabından Çeven’in gözaltı sırasında darp edildiğini iddia ederek şunları yazdı:

“Bugün sabah saatlerinde evinde gözaltına alınan müvekkil Ali Çeven maalesef darp edilmiştir. Kötü muamele yasak olduğundan suç duyurusunda bulunacağız.”

Çeven'in gözaltında gördüğü iddia edilen kötü muameleye ilişkin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği de açıklama yaptı. ÖHD açıklamasında; "Gözaltı işlemi sırasında Ali Çeven'e işkence ve kötü muamelede bulunan kolluk görevlilerinin derhal görevden alınarak, haklarında soruşturma başlatılması gerekmektedir" denildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Miroğlu: Türk olmadığını söyleyen bir Kürt gencinin eli kelepçeli fotoğrafı

Çeven'in gündem olan tutuklanmasıyla ilgili açıklama yapan isimlerden biri de AK Partili Orhan Miroğlu oldu. Miroğlu; Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasına ilişkin değerlendirmeler yaptığı paylaşımında şunları söyledi:

Çarşamba günü Cumhurbaşkanının gruptaki konuşmasına orada konuşmayı dinlerken iki defa gözyaşı dökmüş bir çözüm yanlısı olarak, gördüğüm ama görürken de çok üzüldüğüm şudur benim: Maalesef çözüm istemeyenler çözüm ikilimine züccaciyeci dükkanına dalan bir fil gibi dalmayı başardılar. Bir Kürt gencinin sokak röportajından geriye kalan manzara, ulusların politik psikolojisi  üzerine çalışanlar daha iyi bilecekler,  ama “ etki gücü” bakımından, Kürtler’i  grupta yaptığı konuşmayla bir kez daha ağlatmayı başaran Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla yarışmış olabilir! Sonra ilk kez Kürtler’in İstanbul’da sahip olduğu tapular’ın Türklere, Kürt kızı olduğu söylenen biri tarafından Kürtçe müzik eşliğinde hatırlatılması, kusursuz bir ‘yenilik’ olsa gerek! Şöyle sesleniyordu bu “Kürt kızı” Türklere: İstanbul’un tapularını Kürtler ele geçirmiş, sizin aslında bir vatanınız bile yok” Bunlar bir yana, Ahmet Özer’in tutuklanmasına gerekçe gösterilen deliller basından bildiğimiz kadarsa, yani Rojda konseri- yeri gelmişken söyleyelim beş milyon Kürdün yaşadığı bir şehirde Ahmet Özer yapmasa bile birileri çıkar yapar bu konserleri, bunu anlamak için Mem Ararat’ın İstanbul’da verdiği konserleri internete girip görmek yeterli- taziye telefonu gibi gerekçelere dayalıysa, kira geliri örgütten gelen para olarak delillendirilmişse, tutuklamanın siyasi sonucunun yine çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet edeceğini, ve birilerinin Kütleri tutmak istedikleri”  ulusal psikoloji” içinde tutmaya yarayacağını görmek zor olmasa gerek. Bütün bu gelişmelerden çözüm etkilenmez diyenler yanılıyorlar. Fena halde etkilenir. Değil mi ki, Türkiye’nin İç Cephesinin  manifestosu niteliğinde olan Grup konuşmasını, enine boyuna Türkiye’nin konuşmasına bile engel oldular! Enseyi karartmayalım diyeceğinizi duyar gibiyim, ama geçtiğimiz sürecin siyasi hafızası maalesef  sokak röportajında “Türk olmadığını” söyleyen bir Kürt gencinin eli kelepçeli fotoğrafı ve Türklere seslenip sizin artık bir vatanınız bile yok, çünkü tapular Kürtler’in elinde diyen “Kürt Kızı’nın çektiği video üzerinden şekilleniyor! Her şeye rağmen bu ortamdan bir  “çözüm iklimi “ yaratmak için mücadeleye devam etmekten başka çare yok.

Metiner: Ali Çeven PKK karşıtı muhafazakar bir genç

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner de, Çeven'in PKK üyesi olma iddiasıyla tutuklanmasını eleştirerek, Ali Çeven'in PKK karşıtı olduğunu söyledi. Metiner sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

Ali Çeven, asıl nüfustaki adıyla Bünyamin Çeven PKK’lı değil, tersine PKK karşıtlığıyla bilinen muhafazakar Kürt milliyetçisi bir genç. Heyecanlı bir genç. Üslup sorunu yaşayan henüz görüşleri de yerli yerine oturmamış bir genç.  Bu konuşmasını asla tasvip etmiyorum. Tersine son derece yanlış ve zararlı buluyorum.  Bu konuşma dümdüz okunduğunda PKK övgüsü veya ölen teröristlerin propagandası biçiminde anlaşılır. Bu konuşmanın niyeti ve amacı bu olmasa bile sonuç böyle anlaşılır. Peki hakikat ne, niyet ve amaç ne? Bu Kürt milliyetçisi genç PKK/DEM örgütünün ateist Türk solu ile işbirliği ederek Kürtlere ve Kürtlük davasına ihanet ettiğini eleştirirken o sohbet odasında bulunanların klasik  “PKK/DEM bedel ödedi. Ödüyor. Bu şekilde suçlayamazsın” saldırıları karşısında savunmacı ve ezik bir anlayışla “Kürdistan şehitleri” diye başlatan ve bedel ödeyenler için tek lafının olmadığını/olamayacağını söyleyerek PKK/DEM’in o “şehitlere” ihanet ettiğini aklınca izah etmeye çalışıyor.

Hiç bir şekilde savunulacak veya mazur görülecek sözler değil bunlar. Ama ne yazık ki PKK’lı olmayan hatta onlara karşı mücadele veren kimi muhafazakar Kürt milliyetçisi gençlerde böyle bir savunmacı ve ezik damar var. Bunu eleştirelim eyvallah ama böyle yanlış düşünen ve ifade eden herkesi anında PKK’lı ve silahlı terör örgütü üyesi veya propagandisti diye suçlayıp dışlar ve içeri tıkarsak PKK’nın değirmenine su taşımış oluruz. Terörle mücadelenin adam kazanma yani kazanmaya dayalı boyutu zordur. İnce bir hatta yürümeyi gerektirir. Stratejik bir siyasi akla ve buna uygun hukuki kriterlere ihtiyaç var. Dışlamak ve suçlamak kolaydır ama kazanmak zordur. Ben zor olanı öneriyorum. PKK’nın toplumsal ve siyasal dibini boşaltmak istiyorsak PKK’nın son tahlilde oyununu bozacak düşünme biçimine ve hamlelere ihtiyaç var. Umarım bu önerim yanlış anlaşılmanın kurbanı edilmez. Oyun kurucu aktör olmamız şart.

 

Indepedent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU