Bakırhan'dan Erdoğan'a: Tarihi bir sınav veriyorsunuz, barışı beraber inşa edelim

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu

Ekran alıntısı: Youtube

Ülkenin huzura kavuşması için cumhuriyetin demokratikleşmesi gerektiğini vurgulayan Bakırhan'ın konuşmasında, "Esas farz birbirinin hakkına ve hukukuna girmemektir" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bakırhan'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

"Ahmet Özer'i serbest bırakın"

Başlarken olumsuz bir şeyle başlamak istemiyordum ama halkın iradesi olarak seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer bugün gözaltına alındı. Özer, Kent uzlaşısıyla seçilmişti. Ahmet Özer demokratik toplumcu bir belediyeciliği hayata geçirdiği için rahatsız olmuşlar. Defalarca bunu gördük yeter artık. Bu oyunları bırakın, bu yanlıştan dönün halkın iradesine saygı gösterin Ahmet Özer'i de derhal serbest bırakın.

Sayın Cumhurbaşkanı da kardeşleştiğimiz bir zemin yaratalım diyor, bunun bugün koşulu var. Başta iktidar partisi olmak üzere Türkiye'deki tüm partiler bunu dile getiriyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile taçlanmış bir devletten yanayız. Ahmet Özer'in uyduruk gerekçelerle gözaltına alınması çözüm değil. Demokratik bir Cumhuriyet demokratik bir anayasa ile olur.

Tek tipçi anlayışı terk etmek zorundayız. Kadınlardan, gençlerden, emekten, yerel demokrasiden yana, gizlisi saklısı olmayan bir devletten bahsediyoruz. 

"Cumhuriyet, herkesin olamadı"

Cumhuriyet hedeflerine ulaşamadı, herkesin cumhuriyeti olamadı. Küçük bir azınlığın cumhuriyeti oldu. Cumhuriyetin özü demokrasidir ancak olmadı. Yüz yıl süren cumhuriyet herkesin olmadı. Cumhuriyetin ilk yüzyılında en çok da Kürtler büyük bir zulme uğradı. Hükümet ve iktidarlar değişse de cumhuriyet ve Kürtlerin ilişkisi bir türlü değişmiyor. İnkar ve baskı üzerine kurulu bir şekilde devam ediyor.

Bu ülke, 100 yıldır ölümlere, kutuplaşmalara trilyon dolarlar harcadı. Buna rağmen elde var çözülmeyen bir Kürt sorunu, olmayan bir demokrasi. Yüz yıl sonra bile hala beka deniyorsa demek ki bir yerde yanlış yapıldı. Şimdi bu yanlıştan dönmek için ciddi bir fırsat var. Cumhuriyet Kürtlerle, Alevilerle, dışladığı tüm halklar ve inançlarla, en önemlisi de demokrasi ve özgürlüklerle barışmalıdır. Cumhuriyet ikinci yüzyılın başlangıcını barışmakla sağlayabilir!

Yüz yıl önce de cumhuriyet kurulurken 'beka' dediler, aradan yüz yıl geçti hala 'beka' diyorlar. İnkarcı akıl beka diyerek cumhuriyeti bir adım bile ilerletemedi. İçinde bulunduğumuz süreç herkesin cesurca birlikte tartıştığı bir anlayışa ihtiyaç var.

"Kürtler ne istediğini bin bir defa açıkladı"

İstikrarsızlaşan Türkiye, Ortadoğu kardeşliğine kapılabilir. Dün fırtına ekenler bugün rüzgar biçiyor. Kürtler ne istiyor deyip duruyorlar. Kürtler ne istediğini bin bir defa açıkladı. Kürtler yüzyıldır ellerinden alınan kimlik ve iradelerini istiyorlar. Bundan anlaşılmayacak bir şey yok. Kürtler eşit yurttaşlık, onurlu bir barış istiyor. Kürtler artık boş laf değil, anayasal güvence istiyor. 

Birinci yüzyıl Kürt inkarı üzerine kuruldu. Madem imkanı var ikinci yüzyıl barış saati olsun. Bunun için de tekçi, buyurgan, tehdit eden siyasi dili terk etmek gerekiyor. Biz hiçbir zaman tehdit eden, karşısındakini yok sayan bir dil kullanmıyoruz. Hem çözümün zemini var diyorsanız, kullandığınız dilin de buna uygun olması gerekir.

Barış deyince hemen bir taviz olarak değerlendiriliyor. Barış bir zaaf değil, cesaret ve zarafettir. Büyük bir cesaretle barışın konuşulmasını istiyoruz. Esas farz birbirinin hakkına, hukukuna girmemektir. Erdoğan da grup toplantısında söyledi; hiçbir zaman olmadığı kadar bunu zemini var dedi. Buyurun o zaman barışı hep beraber inşa edelim.  Bütün siyasi parti ve öznelere düşen görev, tarihin doğru tarafında yer almaktır. 

Erdoğan'a yanıt: Bugünkü sözlerinizi önemli buluyoruz

Sayın Cumhurbaşkanının grup toplantısındaki konuşmalarını dikkatle izledik. Sayın Erdoğan tarihi bir sınavla yüz yüzesiniz. Erdoğan da grup toplantısında söyledi; hiçbir zaman olmadığı kadar bunu zemini var dedi. Buyurun o zaman barışı hep beraber inşa edelim. 50 milyonu aşkın Kürdü yok edemeyeceğinize göre, buyurun siz de çözümünüzü açıklayın. Nedir Kürt sorunu? Nedir Kürt sorununa dair çözümünüz? Tarihi bir fırsat ve çağrı var. Buyurun bunu değerlendirelim. Hukuki ve siyasi zemine geçmesi için elimizden gelen çaba için hazırız. Barışı hayata geçirmek için tam zamanıdır. Sayın Erdoğan'a sesleniyoruz; bugünkü sözlerinizi önemli buluyoruz. Gelin, barış için sorumluluk alın. Sizden öncekilerden farklı bir sayfada yer alın. Elimiz, müzakere için her zaman açıktır. Adım atma sorumluluğu Cumhurbaşkanı olarak sizdedir. Sizden önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir sayfada yer alın. DEM Parti olarak söylediğimiz, yazdığımızı çarpıtmasın. Bizim elimiz müzakere için hazırdır. Yumruklarımız sıkılı değildir. Bunun için bu Meclis çatısı altında değiliz. Ama kimse bize rota çizmesin, tehdit, hakaret etmesin.

Dervişoğlu'na da seslendi

Dervişoğlu gibi düşünenlere de sesleniyorum; oy için barış ihtimaline pusu kurmayın. Kürt'ün mutlu olmadığı bir ülkede kimse mutlu olamaz. 3-5 y gelip geçicidir. Önemli olan çocuklarımıza bırakacağımız barış içinde bir ülkedir. Bu ülkeye yazık etmeyin, barışa katkı sunun. Kürt yok deyince Kürt yok olmuyor. Bu ülkede 50 milyon Kürt yaşıyor. Buyurun siz çözüm önerinizi söyleyin. Bu sorunu nasıl çözeceksiniz.  

Öcalan'ın özgür çalışma koşullarını yaratın

Barışın tartışıldığı bir dönemde 44 aydır görüş yapılmayan Abdullah Öcalan, milletvekilimiz Ömer Öcalan ile bir görüşme yaptı. Sadece bu görüşme bile umut yarattı. Ancak gelen ilk mesaj tecridin devam ettiği idi. Sizin de muhatap olarak gördüğünüz Öcalan'ın üzerindeki tecridi kaldırın, özgür çalışma koşullarını yaratın. Öcalan 'varsanız, ben varım, hazırım' diyor. Bunu bizden iyi iktidar biliyor. Tarihi bir çağrı var, bunu değerlendirelim. Biz de çatışma ve şiddetten hukuki ve siyasi zemine geçilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Gelin zorun rolünü kaldıralım, diyalog ve müzakerenin önünü açalım. Devlet aklı gerçekten barışa hazır mı, bir planı, programı var mı? Bunu görmek istiyoruz. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU