Osmanlı Padişahı ile Fransa Kralı arasında sünnet düğünü davetiyesi krizi

Gürbüz Evren Independent Türkçe için yazdı

Osmanlı padişahlarından Avrupalı krallara birçok mektup, elçi, uyarı, tehdit, davet veya iş birliği teklifi gitmiştir. 

Bunların arasında 1581 yılında gönderilmiş öyle bir davet vardır ki, Fransa ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerde bir ilk olarak kayıtlara geçmiştir. 

Söz konusu dönemde Osmanlı tahtında oturan Sultan III. Murat, küçük oğlu Mehmet'in sünnet düğününe Fransa Kralını da davet etmiştir. 

Davetiye, Padişahın bizzat seçtiği kişilerden oluşan bir Osmanlı heyeti tarafından Paris'te, Fransa Kralı III. Henri'ye uzun süren mücadelenin ardından sunulmuştur. 

Davetin engellenmesi ve Fransa Kralına ulaşmaması konusunda ilginç gelişmeler, diplomatik hamleler, zamana karşı yarış yaşanmıştır. 

Bunlardan belki de en önemlisi, Venedik'teki Fransız Elçisinin takındığı tavırla ilgilidir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Elçi, bir yandan Fransa Kralını bu daveti kabul etmemesi yönünde ikna etmeye uğraşırken, bir yandan da Hasan Ağa başkanlığındaki Osmanlı heyetinin Venedik'ten Paris'e doğru yola çıkmasına, Kraldan onay gelmediğini öne sürerek engel olmaya çalışmıştır. 

Hatta konuyu Papa'ya götürüp, durumu anlatan Fransız elçi, davetiyenin engellenmesi konusunda Hıristiyan dünyasının en önemli makamından yardım istemiştir. 

Osmanlı Padişahının heyetini aylarca Venedik'te oylamayı başaran Fransız elçi, her iki tarafı da sünnet uygulamasının Hıristiyan inancına aykırı olduğuna ikna etmeye çalışarak, davetin yapılmaması için büyük çaba göstermiştir. 

Bazı kaynaklar, işi daha da ileri götürerek Padişah III. Murat'ın, Fransa Kralından oğlunun kirvesi olmasını istediğini yazmaktadır. 

Daha çok Fransız tarihçilerinden oluşan bu kaynaklar, Osmanlı padişahının, söz konusu girişimiyle iki ülke arasında sürekli iyi gidecek bir ilişkinin kurulmasını sağlamayı amaçladığını söylemektedir. 

Bazı Fransız kaynakları, Fransa Kralı III. Henri'nin, Osmanlı İmparatorluğu ile iyi ilişkiler yürütmeyi sağlayacak bu fırsatı kaçırmak istemediğini, davetiyenin getirilmesini Venedik'teki Fransız elçiye ilettiğini, bunun üzerine, Osmanlı heyetinin Paris'e doğru yola çıktığını yazar. 

Fransız kaynaklarına göre III. Henri, Türk elçi Osman ağayı sarayın en iyi döşenmiş salonunda çok gösterişli bir törenle karşılamıştır. 

Bundan çok etkilenen Osman Ağa, Padişaha gönderdiği mesajda, kendisine yönelik karşılamanın, Kralın daveti kabul ettiği anlamına geldiğini söyleyerek, Osmanlı sarayında heyecanlı bir bekleyişe yol açmıştır. 

Ancak bu gelişmelere rağmen Fransa Kralı sünnet düğününe gelmeyeceği gibi elçisi tarafından da temsil edilmeyecektir. 

Çünkü İstanbul'da bulunan Fransız elçi Berthier, düğüne katılmayı reddedecektir. 

Berthier, bu tutumuna neden olarak kendisine ve İstanbul'daki diğer Hıristiyan elçilere tanınmayan bazı hakları göstermektedir. 

Bir başka kaynağa göre ise Elçi Berthier'nin, 53 gün süren sünnet düğününe katılma konusundaki bahanesi tamamen dini nedenlerden kaynaklanmaktadır. 

Berthier'nin, "Hristiyan bir kralın dinimize uygun olmayan bir törende temsil edilmesi mümkün değildir. Ayrıca babası II. Selim'in ölümünden sonra tahta geçer geçmez birçok erkek kardeşini öldüren III. Murat'ın davetini kabul etmek Fransa'yı temsil eden bir elçi için ne kadar doğrudur" ifadelerini kullandığı kaydedilmiştir. 

Kimi Fransız kaynakları, Venedik kaynaklarına atıfta bulunarak, III Murat'ın oğlu Mehmet'in, 1582 yılındaki sünnet düğününde, 16 yaşında olduğuna dikkat çeker. 

Bu kaynaklara göre diğer 4 küçük oğlu bilinmeyen nedenlerden dolayı ölen Padişah'ın tek varisi Şehzade Mehmet'tir. 

Sünnetinde bu kadar geç kalınmasında bilinmeyen bir sır vardır. 

Bununla ilgili yapılan birçok değerlendirme vardır, ancak konumuzun dışına çıkmamak için girmiyoruz.  

Bazı Fransız kaynakları ise III. Murat'ın aynı anda 2 elçisini Fransa'ya gönderdiğini yazar. 

Diğer elçi, Fransa Kralı III. Henri ile siyasi ve ticari görüşmeler yapacak olan Ali Müteferrika'dır. 

Öyle ki, bu iki elçi arasında III. Henri'nin huzuruna ilk kim çıkacak yarışı yaşanmıştır. 
 


III. Murat, Ali Müteferrika'yı, İstanbul'daki Fransız elçisi Jacques de Germigny ile birlikte hazırlanan ve Fransa'ya verilecek yeni kapitülasyonların metnini Krala sunmak, ayrıca Osmanlı donanmasının iş birliğini önermek üzere göndermiştir. 

Aynı kaynaklara göre, elçi Ali Müteferrika'nin gidiş nedenleriyle Fransa Kralını etkilemek isteyen Osmanlı padişahı, böylelikle III. Henri'nin sünnet düğünü davetini de kabul etmesini sağlamayı planlamaktadır.  

Sonuçta III. Henri, her iki elçiyi de aynı anda kabul edecektir. 

Fransız kaynaklarına göre bu durum, Fransa Kralının, III. Murat'ın uyguladığı stratejiyi anladığını göstermektedir. 

Kral böylelikle, Hıristiyan bir hükümdarın "Hıristiyanlar için Kâfir âdeti sayılan sünnet düğününe" gitmesine karşı çıkan Papa ve kiliseye, iki elçiyi birden kabul ederken, amacının, Türklerin sağladığı yeni avantajları almak olduğu mesajını vermeyi hedeflemiştir.

Fransız kaynaklarına göre, Osmanlı Devleti, özellikle sorunların büyüdüğü ve Avrupalı hanedanlara karşı zor duruma düştüğü dönemlerde şehzadelerin sünnet düğünlerine Avrupalı kralları özellikle davet etmeye özen göstermiştir. 

Avrupalı hanedanların, evlilikler aracılığı ile akraba olarak, hem aralarında çıkacak savaşları engellemeye çalışmalarını, hem de topraklarını genişletmelerini, Osmanlı Devleti'nin sünnet düğünü davetleri sağlamaya çalıştığı ileri sürülür. 

Sadece Fransız kaynakları değil Vatikan kaynakları da Osmanlı padişahlarının, şehzadelerin sünnet düğünlerine Avrupalı kralları 1 yıl öncesinden davet etmenin, ilişkileri ilerleteceği, bozuk olanları da düzelteceği düşüncesinin, davetlerin temel nedeni olduğu değerlendirmesini yapmaktadır. 

Aynı kaynaklar ayrıca, şehzadelerin sünnet düğünlerinin halkın da katıldığı bir festival havasına büründürülerek Hıristiyan dünyasının ilgisi çekmeye, Osmanlı'nın ne denli zengin olduğu da kanıtlanmaya yönelik olduğu yorumunu da yapmaktadır. 

Bu kaynaklar, yabancı davetlilerin katılmasını sağlamanın, halkın gözünde Osmanlı hanedanın değerini ve saygınlığını artırmaya yönelik bir girişim olduğunu kaydetmektedir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU