İsrail, İran misillemesinde nerelerin hedef alınacağını belirledi

Netanyahu, Biden'a güvence verdi

İsrail'in geçen ay Beyrut'a düzenlediği saldırıda ölen Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından General Abbas Nilforuşan için bugün Tahran'da cenaze töreni düzenlendi (Reuters)

İsrail, İran'ın petrol ve nükleer tesislerini vurmayacağının güvencesini ABD'ye verdi.

Amerikan gazetesi Washington Post, (WP) İsrail'in olası misilleme saldırısında İran'ın nükleer tesislerini veya petrol rafinerilerini hedef almayacağı taahhüdünü verdiğini yazıyor. 

Kimliğinin açıklanmamasını isteyen Amerikalı yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bu güvenceyi 10 Ekim'de ABD Başkanı Joe Biden'la yaptığı telefon görüşmesinde aktardığını söylüyor. 

İki lider arasında ağustostan beri yapılan bu ilk görüşmede Biden, Lübnanlı sivillerin can kaybının en aza indirilmesini istemişti. İsrailli haber sitesi Walla, İsrail'in İran'a saldırı planının niteliğine ve kapsamına dair Washington'la Tel Aviv arasındaki fikir ayrılığının "büyük oranda giderildiğini" ileri sürmüştü. Adı açıklanmayan İsrailli ve Amerikalı yetkililere dayandırılan haberde, İsrail saldırı planının Washington yönetiminin istediğinden "biraz daha agresif olduğu" savunulmuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

WP, Biden ve Netanyahu arasındaki görüşmenin ardından, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın da benzer bir güvenceyi ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin'e ilettiğini yazıyor. 

Amerikalı yetkililer, İsrail ordusunun muhtemel misilleme saldırısında İran'daki askeri ve istihbarat hedeflerini vurmayı planladığını ancak bunlara dair Beyaz Saray'a bir liste sunmadığını belirtiyor.

Kaynaklar, Tel Aviv'in misilleme planını "ABD seçimlerine siyasi müdahale" algısı oluşturmayacak şekilde ayarlayacağını söylüyor. Netanyahu'nun, böyle bir misilleme planının 5 Kasım'da ABD'de gerçekleşecek başkanlık seçimleri üzerindeki etkisinin farkında olduğu vurgulanıyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Ortadoğu'da geniş çaplı bir savaşı önlemenin, seçimler öncesinde Biden için kritik bir hedef haline geldiği değerlendirmesini paylaşıyor.  

Washington merkezli Brookings Enstitüsü'nden Natan Sachs, bu güvenceyi almanın Biden yönetimi açısından önemli olduğunu belirtirken, Tel Aviv'in misillemeyle İran'da ciddi bir hasar yaratmak istediğini söylüyor:  

İran'ın son saldırısı gerçek bir hasara yol açtı. İsrail, İran'ın iki ülke arasında düzenli bir kısasa kısas şeklinde oluşturmayı umduğu yeni kurallar yerine, İran'ın İsrail'i doğrudan vurmaya cesaret edemeyeceğini gösterip, eski kuralların halen geçerli olduğunu net biçimde ortaya koymak istiyor.

Eski ABD Başkanı Barack Obama yönetiminde Ortadoğu Barış Özel Temsilcisi olarak görev yapan Frank Lowenstein ise Biden'ın Netanyahu'nun güvencelerine ihtiyatlı yaklaşması gerektiğini savunuyor. Lowenstein, İsrail'deki radikal sağcıların halen İran'ın nükleer tesis ve petrol rafinerilerine saldırı düzenlenmesi için Netanyahu'ya baskı uyguladığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

Netanyahu'nun, Biden'ın duymak istediklerini söyledikten sonra sağdan tepki alınca çark etmesi bir ilk olmayacak. 

WSJ, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, Dışişleri Bakanlığı, Washington'daki İsrail Büyükelçiliği ve İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği'nin yorum taleplerlerine yanıt vermediğini aktarıyor.
 

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İran, saldırıda 200 yakın füze fırlatmıştı. Misillemede bir Filistinli şarapnel nedeniyle ölmüş, iki İsrailli yaralanmıştı.

Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti. Tel Aviv henüz İran'a yönelik beklenen misillemeyi yapmadı.


Independent Türkçe, Washington Post, Wall Street Journal, Times of Israel, AA

DAHA FAZLA HABER OKU