İstanbul'da 15 yıl önce Münevver Karabulut'u öldürmesinin ardından cezaevinde 2014'te intihar eden Cem Garipoğlu'nun mezarı açıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İstanbul'da 15 yıl önce Münevver Karabulut'u öldürmesinin ardından cezaevinde 2014'te intihar eden Cem Garipoğlu'nun açılan mezarından çıkarılan cesedine ait parçalar, incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "fethi kabir" kararı doğrultusunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu ekibi, savcı ve olay yeri inceleme uzmanları, sabah saatlerinde Garipoğlu'nun Karacaahmet Mezarlığı'ndaki mezarına geldi.
Mezarlıkta Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve Garipoğlu ailesinin avukatı Orhan Şahin hazır bulundu. Karabulut ve Garipoğlu ailesi ise mezarlığa gelmedi. Polis ekipleri, mezar çevresini bariyerlerle çevirdi ve yoğun güvenlik önlemi aldı. Mezarın bulunduğu ada girişinde iki ayrı kontrol noktası kurulurken, girişlerde kimlik kontrolü yapıldı. Belediye görevlilerinin Garipoğlu'nun mezarını kazdığı sırada polis ekipleri mezarın başında bulunanlara görüntü alınmaması için uyarıda bulundu. Mezarın kazılmasının ardından Garipoğlu'nun çıkarılan cesedi tabuta yerleştirildi. Ayrıca, tüm bu işlemler görüntü ve fotoğraf çekilerek kayıt altına alındı. Garipoğlu'nun mezardan alınan cenazesi, nakil aracına bindirilirken, görevliler tarafından yapılan işlemler için tutanak tutuldu. Cenaze incelenmek üzere nakil aracığıyla Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
Yaklaşık bir saat süren "fethi kabir" işlemlerinin tamamlanmasının ardından ekipler mezarlıktan ayrıldı. Cem Garipoğlu'nu cesedi, daha sonra Adli Tıp Kurumu'na getirildi.
Adli Tıp Kurumu'nda Cem Garipoğlu'ndan alınacak örnekler, ailesinden alınacak örneklerle karşılaştırılarak rapor hazırlanacak. İncelemelerin ardından Garipoğlu'nun cenazesi, geri getirilerek mezara defnedilecek.
"Kemikler, kafatası var, kefen yok"
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, "fethi kabir" işleminin tamamlanmasının ardından gazetecilere, Cem Garipoğlu'nun cesedi olduğu iddia edilen kemiklere ve kafatasına ulaşıldığını söyledi.
Mezarın iki parça halinde olduğunu aktaran Epözdemir, "Üst kısım boş, alt kısımda ceset bütünlük arz etmiyor. Kemikler, kafatası var, kefen yok. Steril bir bez yok. Dağınık bir şekilde toprak üstünde sadece kemikler ve kafatasını görebildik." dedi.
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir'den "Cem Garipoğlu" açıklaması:
— Independent Turkish (@TurkishIndy) October 3, 2024
Özellikle varsa dişler incelenecek. Biz bu incelemenin adli tıp tekniği bakımından Garipoğlu ailesindeki erkek bireylerin DNA örneklemeleriyle yapılmasını istiyoruzhttps://t.co/pGBLIEbz3I pic.twitter.com/AderxZChjY
Bir gazetecinin "Kefensiz bir şekilde mi defnedilmiş?" sorusu üzerine Epözdemir, "Onu bilemiyorum. O konuda bir şey söylemeyeyim. An itibarıyla tutanağa da geçti. Kefen ve bezin olmadığını hem adli tıp uzmanı 3 arkadaşımız yazdılar hem de biz tutanağa geçirdik. Başsavcılık da keza onu yazmış oldu." şeklinde konuştu.
Garipoğlu ailesinin herhangi bir ferdinin teşhis için orada bulunmadığını aktaran Epözdemir, avukatları Orhan Şahin'in huzurunda bu işlemlerin yapıldığını, cesedin bütünlük arz etmediği için de kimlik teşhisinin yapılmasının olanaksız olduğunu söyledi. Epözdemir, müvekkillerinin de psikolojik olarak yeni bir travma yaşamamak için gelmemeyi uygun bulduklarını dile getirdi.
"Garipoğlu ailesi ne kadar hızlı DNA örneklerini verirse rapor o kadar hızlı çıkacak"
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesine götürülen parçaların tek tek inceleneceğini kaydeden Epözdemir, "Özellikle varsa dişler incelenecek. Fakat bizim orada da bir itirazımız oldu. Biz bu incelemenin adli tıp tekniği bakımından Garipoğlu ailesindeki erkek bireylerin Y-STR DNA'larıyla, güncel biyolojik verileriyle, DNA örneklemeleriyle yapılmasını istiyoruz. Onu özellikle talep ettik." dedi.
Epözdemir, geçmiş yıllarda yapılan DNA incelemeleri ve oradaki biyolojik verilerle bunun yapılmasını sakıncalı bulduklarını kaydederek, "Gerçekten amacımız adaletin tecellisi, maddi gerçeğin ortaya çıkmasıysa yeniden bu DNA örneklerinin aileden alınması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Kimliklendirme yapılabilmesi ve raporun tanzim edilebilmesi için Garipoğlu ailesinin bireylerinin DNA örneklerinin bekleneceğini kaydeden Epözdemir, "Daha sonra kimliklendirme işlemi yapılacak. Kimya ihtisas dairesi, biyoloji ihtisas dairesi, morg ihtisas dairesi raporlarını eş zamanlı tanzim edecek. Bu ceset tekrardan Garipoğlu ailesinin avukatına teslim edecek. Çünkü avukatı, ailenin gelip teslim alamayacağını söyledi." ifadelerini kullandı.
Epözdemir, Garipoğlu ailesi Adli Tıp Kurumu'na ne kadar hızlı DNA örneklerini verirse raporun o kadar hızlı çıkacağını, 4-5 gün ya da bir hafta içerisinde raporun tanzim edileceğini düşündüğünü söyledi.
Neyle karşılaşıldı?
Fethi kabir işlemini yapan görevliler, mezardaki cesedin kefensiz olduğunu ve kemiklerin dağınık halde bulunduğunu tespit ederek kayda geçti. Tutanakta özetle şu bilgiler yer aldı:
Kaldırılan beton tabakaların altında birtakım kemik örneklerinin olduğu görülerek tarafımızdan mezara inildi. Lüzumu halinde kimliklendirme yapılabilmesi amacıyla bulunabilen tüm kemik parçalarının alınması uygun görüldü, burada kemiklerin serbest vaziyette olup kefen ve cesedi çevreleyen bir bez bulunmadığı görüldü. Bir adet düğüm içeren 30x30 boyutunda bir şeffaf naylon poşet görüldü. Otopsi kesesine bağlı olarak iki parça halinde kafatası mandibula ve maksilla kemiklerinde, dişlerin soketlerinde olduğu her iki üst ve alt eksremite büyük kemikleri, her iki skapula, her iki pelvis kemiği, sakrum, kosta, vertebra, el ve ayak kemikleri otopsi örnek bezi içerisine konularak cenaze ceset torbası içerisinde muhafaza altına alındı....Cesedin üzerinde kefen, bez veya cesedi çevreleyen herhangi bir materyal olmadığı tarafımızdan çıplak gözle görülmüş olup, kemikler ve kafatası dağınık bir şekilde toprak üstünde bulunmuştur.
Tutanağın sonunda ayrıca Garipoğlu ailesinin erkek bireylerinin YSTR DNA örneklerinin alınması elzem olup, talimat başsavcılığınca bu konuda müzekkere yazılması talep edildi.
Ne olmuştu?
Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde İstanbul’un Başakşehir ilçesinde Cem Garipoğlu tarafından katledilmişti. Cinayetin ardından uzun bir süre firar eden Garipoğlu, yakalanarak tutuklanmış ve 10 Ekim 2014 tarihinde cezaevinde kaldığı hücrede ölü olarak bulunmuştu.
Münevver Karabulut cinayeti 13 yıl önce Türkiye gündemini derinden sarsmıştı. Cem Garipoğlu tarafından katledilen Karabulut'un cansız bedeni çöp toplayıcı bir kişi tarafından çöp konteynerinde parçalanmış bir halde bulunmuştu. Katil zanlısı Cem Garipoğlu cinayetin ardından kaçmış ve 197 gün sonra teslim olmuştu. Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri'de 5 No'lu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde intihar etmişti.
Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, cezaevinde 9 yıl önce intihar eden Garipoğlu'nun mezarının açılmasını istemiş ancak yargı bu talebi reddetmişti. Önce Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı ardından Sulh Ceza Hakimliği, ardından ise Adalet Bakanlığı'na yapılan kanun yararına bozma başvuruları reddedilmişti.
AA, Independent Türkçe