Aşk uzmanı antropologtan dijital flört uygulamaları için 5 tavsiye

"Beynimiz aşık olmaya programlıdır"

Uzmanlar, flört etmenin öğrenilen bir beceri olduğunu söylüyor (Unsplash)

Biyolojik antropolog Dr. Helen Fisher, insanların aşık olmaya programlandığını söylüyor. 

Uzun yıllardır aşk ve bağlanma üzerine çalışan bilim insanı, beyinde aşk duygusunu veren bölgenin açlık ve susuzluk hissini kontrol eden kısımla çok yakın konumlandığını belirtiyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Neden Aşık Oluruz? (Why We Love) adlı kitabın yazarı Dr. Fisher "Susuzluk ve açlık bizi hayatta tutuyor. Romantik aşk da bizi ilişki kurmaya yönlendirerek DNA'nın yarına aktarılmasını sağlıyor" diyor. 

Bu duygu çok eski olsa da onu arayıp bulma yöntemleri zaman içinde değişti.

Dijital çağda pek çok kişi flört uygulamalarında ilişki kurabilecekleri birini ararken amaca ulaşmak her zaman çok kolay olmuyor. 

CNN'e konuşan Dr. Fisher, flört uygulamalarında kendine daha uygun birini bulmak isteyenlere 5 tavsiye verdi.

1) Uygulamanın amacını anlayın

Bu uygulamaların flört değil aslında "tanışma" uygulaması olduğunu düşünen Dr. Fisher, tanışma sonrasında ne olacağının kişiye kaldığını belirtiyor:

Dışarı çıkıp o kişiyle görüşmek size düşüyor. Beynimiz bir kişinin gerçekte kim olduğunu anlamak ve anlamlandırmak üzerine yapılanmış.

2) Çok fazla kişiyle eşleşmeyin

Halihazırda Kinsey Enstitüsü'nde görev yapmakta olan Dr. Fisher, uygulamada uzun süre vakit geçirmemeyi tavsiye ediyor. 

İnsan beyninin aynı anda en fazla 5 ila 9 seçenekle başa çıkacak şekilde tasarlandığını ifade eden antropolog, bu sayının üstüne çıkıldığında seçim yapılamayacağını söylüyor.

"Aşırı yükleme oluyor ve hiçbir şey seçmiyorsunuz" diyerek ekliyor:

9 kişiyle tanıştıktan sonra (yani görüntülü sohbet yoluyla ya da yüz yüze tanıştıktan sonra) durun, siteden çıkın. 

Kaliforniya Eyalet Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Wendy Walsh ise bir seferde sadece iki kişi arasında seçim yapmanın ideal olduğu görüşünde

3) Şans verin

Dr. Fisher, uygulamada tanışılan en az bir kişiyi, yüz yüze veya görüntülü aramayla daha yakından tanımayı tavsiye ediyor.

Bilim insanı, 12 yıldır yürüttüğü bir çalışmada katılımcılara "İlk başta çekici bulmadığınız ve nihayetinde aşık olduğunuz biriyle hiç tanıştınız mı?" sorusunu yöneltiyor.

"Evet" cevabının her yıl arttığını söyleyen Dr. Fisher bu oranın yüzde 50'ye dayandığını ekliyor:

Beyne bir şans vermelisiniz.

4) Evet deme nedenleri bulmaya çalışın

Beyin savunma mekanizması olarak olumsuz şeyleri hatırlamaya daha meyilli. Dr. Fisher'a göre flört uygulamalarında bu dürtüyü biraz bastırmak gerekiyor. 

Uygulamada görülen kişiler hakkında çok az bilgi olduğu için bu bilgilere aşırı anlam yüklenebiliyor. Antropolog şöyle diyor:

Kendi kendinize, 'O kedileri seviyor, ben köpekleri seviyorum. Bu iş yürümez!' ya da 'Tuhaf kahverengi ayakkabılar giyiyor. Onu asla arkadaşlarımla tanıştıramam' gibi şeyler diyebilirsiniz.

Dr. Fisher bunu yapmak yerine olumlu yanıtlar vermek için nedenler bulmaya çalışmayı öneriyor. 

5) Acele etmeyin

Bilim insanı, Y ve Z kuşaklarının öncekilere göre daha geç evlendiğine değiniyor. 

İnsanların, istedikleri kişiyi bulmak için farklı kişileri deneyimlediği bu durumu "yavaş aşk" diye adlandıran Dr. Fisher şöyle ekliyor:

Görünüşe göre, ne kadar geç evlenirseniz birlikte kalma olasılığınız o kadar artıyor. Ne kadar uzun süre flört ederseniz, ne kadar geç evlenirseniz, birlikte kalma olasılığınız o kadar artıyor. Gördüğümüz şey de tam olarak bu.

Bu nedenle flört uygulamalarında ideal partnerini arayan kişilerin de kendisine zaman tanımasını öneriyor. 



Independent Türkçe, CNN, Psychology Today

Derleyen: Büşra Ağaç

DAHA FAZLA HABER OKU