Afrika, görmezden gelinemeyecek kadar derin ve karmaşık bir kültürel mozaiğe sahip.
Ancak kıtayı monolitik bir bütün olarak tasnif etme çabası, söz konusu müzik olduğunda da geçerli.
Tarih boyunca farklı etnik grupların kadim mirasını ve renkliliğini taşıyan Afrika müziği, çoğu zaman tek tip ritimlerden ve enstrümanlardan ibaret ilkel bir imge olarak nitelendiriliyor.
Oysa farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bu geniş coğrafyada müzik, tıpkı Afrika'nın coğrafi çeşitliliği gibi, her bölgede ve her ülkede müstesna bir kimlik oluşturan, kültürel zenginliği melodilere yansıtan ve Afrika toplumlarının acılarını, hüzünlerini, aşklarını, neşesini ve heyecanını en özgün şekliyle ortaya koyan bir ifade biçimidir.
Afrika'nın müzikal panoraması, sadece geçmişin hikâyelerini değil, aynı zamanda günümüzün anlatılarını da içinde barındırarak şimdiyi ve geçmişi sentezler.
Afrika müziği denildiğinde Mali, Nijerya, Fas, Güney Afrika ve Senegal gibi ülkeler ön plana çıksa da kıtanın doğu sahilinde yer alan Tanzanya'nın bu zengin müzikal mozaik içinde özel bir yere sahip olduğunu da söylemek gerek.
Zira Tanzanya'da müzik, günlük yaşamın içine işleyen, toplumun her kesimine dokunan ve kültürel kimliğin temel taşıyıcısı haline gelen bir unsur.
Yaklaşık 20 yıldır müzikle uğraşan müzisyen ve öğretmen Jacob Mang'ombe'ye, Afrika müziğini, Tanzanya'nın müzikal zenginliklerini ve müzik ve eğitim alanındaki şahsi çabalarını sorduk.
Müziğe olan ilginiz nasıl başladı?
Ailemde anne babamdan dedeme, amcalarımdan teyzelerime kadar herkes ya şarkı söyler ya da bir müzik aleti çalar.
Ben zaten müziğin icra edildiği bir aileye doğdum. Müzikle uğraşmaya üçüncü sınıfta iken aldığım piyano dersleri ile başladım.
Profesyonel anlamda müzik öğretmenliği ile müziğe adım attım diyebilirim.
Üniversitede işletme okurken kilisede müzik eğitimi vermeye başladım.
Birkaç sene farklı bir sektörde çalıştım ama müzikle ilgilenmeyi bırakmadım.
Daha sonra tüm kariyerimi müziğe adadım. Şu an hem bir piyanistim hem de Darüsselam Türkiye Maarif Okullarında müzik öğretmeni olarak görevime devam ediyorum.
Tanzanya insanı için müzik ne anlam ifade ediyor? Günlük yaşantılarında ve sosyal ortamlarda müziğin rolü nedir?
Tanzanyalılar için müzik hayatın hemen her alanında vardır diyebilirim. Avlanmaya giderken, düğünlerde, cenazelerde, dinî ayinlerde, bebeklere söylenen ninnilerde…
Çocuklar oyunlarını oynarken onların hep ellerini çırparak ve dans ederek şarkı söylediğini görebilirsiniz.
Her sosyal ortamda ve buluşmada müzik yine bizimledir. Dinî toplantılarımızda bile.
Bence müzik Tanzanyalıların motivasyonlarını artıran bir unsur.
Mesela Sukuma kabilesi ve tarımla uğraşan diğer bazı kabileler tarlada çalışırken verimi artırmak ve daha neşeli çalışmak için şarkılar söylerler.
Tanzanya toplumunun kültürel kimliğine ve geleneklerine müziğin nasıl yansıdığını anlatır mısınız?
Ülkemizde çok sayıda farklı etnik grup var. Bazen belli bir müzik türünü direk o kabile/etnik grupla ilişkilendirebilirsiniz.
"Ngoma Baikoko" dediğimiz müziği duyduğumuzda bunun Tanga bölgesinin sahil kesimine ait olduğunu anlarız. Sadece kadınların icra ettiği ve halka açık olmayan bir müzik türü de ("Ngoma ya Ndani") vardır.
Kurya kabilesinin "Ritungu" adı verilen müziği bambaşkadır. Makonde kabilesi "Sindimba", Wapogolo ise "Sangura" müziği ile bilinir.
O halde Tanzanya müziğinin bir hayli renkli ve birden fazla türü bir arada barındırdığını söylemek mümkün. Geleneksel müzik ile modern tınıları harmanlayan müzik türleri var mı?
Gerçekten Tanzanya müziğinde çok fazla tür bulunuyor. Bazı müzisyenler farklı müzik türünden bazı öğeleri alıyor ve harmanlıyor, ortaya çıkan eserler inanılmaz hoş hâle geliyor.
Hip Hop müzik Tanzanya'da 1980'lerde duyulduğunda ülkenin Uzunguni adı verilen zengin kesimi tarafından biliniyor ve dinleniyordu.
Sadece İngilizce yapılan bir müzik türüydü ama 90'ların ortasına gelindiğinde Svahili besteler de eklendi ve ortaya çıkan müzik türüne "muziki wa kizazi kipya" denildi.
O dönemde Mr. 2, Saleh Jabir ve Hard Blasters Crew bu müzik türünün en popüler isimleriydi.
Zanzibar'ın Taarab müziği ise kökenlerini Orta Doğu'dan ve Hindistan'dan alan bir müzik türü.
İlk başlarda yalnızca Arapça söylenirken zamanla Svahili sözlere geçildi.
Ud gibi Arap müzik aletleriyle, keman ve akordeon gibi akustik müzik aletlerine zamanla elektronik müzik aletleri de eklendi.
Taarab müziği önceleri "Muziki wa Mwambao" yani sahil müziği olarak anılırdı ve yalnızca yaşlı kadınlar tarafından söylenirdi.
Ama Taarab Tanzanya'da hızla yayıldı ve gençler de bu müziği icra etmeye başladı.
Nasma Khamis, Khadija Kopa ve Mzee Yusuph Taarab müziği denince akla gelen efsane isimlerden birkaçı.
Taarab zaman içinde daha hızlı tempolu olan bir başka müzik türü yarattı: Singeli.
Bugün ülkemizde Singeli bir hayli revaçta. Ben bu müzik türünün dünyaca tanınması gerektiğini düşünüyorum.
Tanzanyalı bir müzisyen olarak bize geleneksel Afrika müziğinde ve Batı müziğinde kullanılan enstrümanları ve ritimleri kıyaslasanız, neler söylersiniz?
Tanzanya müziğinde biz daha akustik enstrümanlar kullanıyoruz. Enzamba, Zeze ve Ngoma gibi.
Ama günümüz müziğinde elektronik aletler de yerini almaya başladı.
Bunun en tanınmış örneği Bongo Flava. Bir de artık yerel müzikler bile stüdyoda dijital kayıt ile yapılıyor. Bazen sözler neredeyse kayboluyor.
Afrika'nın hemen her şeyi gibi müziği de genellemeye kurban gidiyor. Oysa farklı bölgelerde inanılmaz farklı müzikler, ritimler var. Her ülkenin müzik mirası başka. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle katılıyorum. Afrika müziğini genellemek çok yanlış.
Her kültürün, her ülkenin hatta ülkeler içinde bile her etnik grubun, bölgenin kendine has bir müzik türü var.
Bence ayrı ayrı her bir Afrika ülkesinin müzik mirası takdir edilmeli.
Hem müzisyen hem de öğretmensiniz. Bu iki ayrı alandaki tecrübeleriniz birbirini tamamlıyor mu, müziğe olan tutkunuz eğitime olan yaklaşımınızı nasıl şekillendiriyor?
Bir müzisyen ve bir öğretmen olarak şunu kolaylıkla diyebilirim söyleyebilirim:
Eğer kalbimde müzik olmasaydı öğretmek bu kadar keyifli olmazdı.
Her ikisinde de tutkuya sahibim, o nedenle ikisi de bana keyif veriyor.
Kilise müziğinin Tanzanya müziğine etkisinden bahsedebilir miyiz?
Kilise müziği çoğu müzisyenin yaptığı müziğin temelini oluşturur ya da en azından onların kilise ilahilerinden ilham aldıkları söylenebilir.
Örneğin Lady Jay Dee, Yedinci Gün Adventist Kilisesi mensubudur ve ilk albümünde kilise müziklerinin tadını bariz hissedersiniz.
Günümüzde Afrika müziğinde, dünya çapında ün kazanan Nijerya müziğinin hakkını teslim etmek lazım. Sizce Svahili ve diğer yerel dilleri kullanarak Tanzanya müziği de benzer şekilde ülke sınırlarını aşıp tüm dünyadaki dinleyicilere ulaşabilir mi?
Bana kalırsa bir müzik yerel sınırları aşıp küresel anlamda popülarite kazandıysa ritmin bunda çok büyük rolü vardır derim.
Hangi müzik olursa olsun, ritim canlıysa ve dans etme isteği uyandırıyorsa dilin ve sözlerin pek önemi yok; dünya müzik piyasasında kendisine mutlaka yer edinir.
Yani Tanzanya müziği de dünya müzik piyasasına girebilir; yeter ki Tanzanyalı müzisyenler hevesle işlerini yapmaya devam etsinler.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish