Suriye'nin en üst düzey güvenlik otoritesi olan Ulusal Güvenlik Dairesi, geçen günlerde tarihi Emevi Camii'ni ziyaret etmek isteyen turist ve dini grupların girmeden önce özel izin almaları gerektiğini belirten bir yönerge yayımladı.
Şam'ın en popüler turistik ve dini mekanlarından birine girişi kısıtlayan bu karar, hükümetin daha fazla turist çekmek amacıyla vize alma prosedürlerini basitleştiren yeni bir çevrimiçi vize başvuru sistemi başlatmasının ardından geldi.
Bu noktada öne çıkan soru şu;
Suriye hükümeti turizmi teşvik etmeye çalıştığı bir dönemde neden turistlerin hareketlerini kısıtlayan bu tedbirleri hayata geçirdi?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu bariz çelişki, çoğu Sünni Müslüman olan Şam sakinleri ile şehrin tarihi bölgesindeki dini türbeleri sık sık ziyaret eden çoğunlukla Irak, İran ve Lübnan'dan gelen Şii ziyaretçiler arasında artan gerilimin bir sonucu olabilir.
Bu gerilimler, bu ziyaretçilerin büyük bir kısmının dini ritüellerinden ve son yıllarda Emevi Camisi ve çevresindeki dini mekanları ziyaretlerinde alenen attıkları dini sloganlardan kaynaklanıyor.
Daha önce Suriye'de özellikle dini grupların karma bir şekilde yaşadıkları bölgelerde yasaklanan bu ritüeller, başkentin Sünni nüfusu arasında hoşnutsuzluğa yol açtı.
Hacıların bazı sloganlarının mezhepçi imalarının yanı sıra, bu ritüellerden kaynaklanan gerginliklerin, İran'ın çeşitli yollarla ülkede Şiiliği güçlendirme çabalarına ilişkin haberler ile daha da arttığı görülüyor.
Şii ziyaretçi akınının artmasının ve genel dini ritüelleri uygulama iznine sahip olmalarının bir tesadüf olmadığını belirtmek gerekir.
Geçen yıl Suriye rejimi, turizm sektörünü canlandırmak ve ekonomiyi desteklemek amacıyla bu ziyaretçileri cezbetmek için düzenlemelerde değişiklik yaptı.
Rejim, Kasım 2023'te Iraklıların önceden güvenlik kurumlarından onay almadan ülkeye girişte vize almalarına izin vermeye başladı.
Bu ayrıcalık yalnızca pasaportlarında daha önce Esad'ın kontrolü altındaki bölgelere giriş vizesi damgası bulunan Iraklılar ile sınırlıydı.
Ancak bu ayrıcalık, ülkeye girişlerini kolaylaştırmak amacıyla ilk kez gelen Iraklı ziyaretçileri de kapsayacak şekilde genişletildi.
Şii ziyaretçilerin artan akını ve bunlara genel dini ritüellerini uygulama izni verilmesi bir tesadüf değildi. Geçtiğimiz yıl Suriye rejimi, turizm sektörünü canlandırmak ve ekonomiyi desteklemek amacıyla bu ziyaretçileri cezbetmek için düzenlemelerde değişiklik yaptı.
Esad hükümeti ayrıca Mart 2024'te Iraklıların bir aylık ikamet için ödedikleri vize ücretlerini 80 dolardan 50 dolara düşürdü.
İranlılara gelince, rejim, daha önce Suriye'ye vizesiz giriş izninin yanı sıra, Temmuz 2023'te de dini ziyaretler için gelenlerin otel ücretlerini resmi kur üzerinden Suriye lirası ile ödemesine olanak tanıyan bir direktif yayımladı.
Bu onlara büyük fayda sağladı çünkü resmi kura göre doların fiyatı karaborsa fiyatından daha düşük.
Bu icraatlar, özellikle Iraklı ziyaretçiler arasında dini turizmi büyük ölçüde artırdı, öyle ki sayıları çok hızlı bir şekilde Ocak 2023'te 11 binden Ocak 2024'te 44 bine yükseldi.
Ancak yerel haberlere göre dini ziyaretçilerin sayısındaki son artış, Şam'da, özellikle de tarihi bölgesinde gerilimi artırdı.
Zira Emevi Camisi, Sünniler açısından da büyük dini öneme sahip.
Sosyal medya platformlarında, Şam sakinlerinin rejimin kararlarının sonucu oluşan koşullardan şikayetlerinin artmasının yanı sıra, hükümetin Şii ziyaretçilerin davranışlarını kontrol etmesini talep eden çağrılar da yapıldı.
Haberlere göre rejim, artan bu gerilimlere karşılık olarak, özellikle Emevi Camisi'nde maneviyatın ve dini ritüellerin doruğa ulaştığı kutsal ramazan ayının başlamasıyla birlikte, kendi politikalarından kaynaklanan gerilimleri hafifletmeye yönelik çeşitli önlemler aldı.
Yerel basında, Şii ziyaretçileri bayrak sallamak, cami içine veya yakınındaki binalara yerleştirdikleri hoparlörlerden dini müzik yayınlamak gibi gösterileri caydırmak amacıyla, Emevi Camisi'nin giriş kapısını oluşturan Hamidiye Pazarı'nın girişine sivil kıyafetli güvenlik personelinin konuşlandırıldığı haberi yer aldı.
Ayrıca Şam’ın tarihi bölgesindeki Şii türbelerinin içine ve çevresine, kutsal mekanlarda cep telefonu ve kameraların kullanılmasını yasaklayan, ayrıca megafon ve hoparlör kullanımına genel bir yasak getiren duyuruların asıldığı da iddia edildi.
Eğer bu haberler doğruysa, Ulusal Güvenlik Dairesi tarafından yayımlanan son yönerge, özellikle rejimin kontrolündeki bölgelerde kötüleşen ekonomik koşullar ve azalan hükümet desteği nedeniyle halkın artan memnuniyetsizliğinin ortasında, gerçekten gerginliği yatıştırmayı amaçlayan önlemleri pekiştirmeye işaret ediyor olabilir.
Haberlere göre yönerge sadece Suriyeli olmayanlar için özel izinler gerektirmek ile kalmıyor aynı zamanda Emevi Camisi ve çevresinde dini törenlerin yapılmasını da açıkça yasaklıyor.
Suriye'yi ziyaret eden yabancıların sayısının sınırlı olduğu göz önüne alındığında, yönergenin Suriyeli olmayan herkesi kapsayacak şekilde geniş çaplı uygulanması, rejimin öncelikli amacını gizleme, İran ve yandaşları ile olası gerginliklerden kaçınma yönündeki muhtemel bir girişimine işaret ediyor.
Daha geniş ölçekte ise yönergenin Manama'daki Arap Birliği toplantısına denk gelen zamanlaması daha geniş bir jeopolitik stratejiye işaret ediyor.
Esad belki de bu yönerge ile Arap ülkelerinin liderleriyle görüşmeden önce, Suriye'de İran destekli dini faaliyetleri engellemek için çalıştığını Arap ülkelerine göstermek istedi.
Rejimin kontrol ettiği bölgelerde bu yönergeyi yayınlamasının ardındaki nedenler ne olursa olsun, bu yönergeyi yayımlamak uygulamaktan çok daha kolay; özellikle de İran eksenini düşmanlaştırma ve rejim için hayati önem taşıyan mali damarını tehlikeye atma riskini içeriyorsa.
Ayrıca, 10 yılı aşkın süredir başta rejim ve müttefikleri olmak üzere Suriye ihtilafındaki etkin aktörlerin mezhepçi söylemi bir seferberlik aracı olarak kullanmalarından kaynaklanan gerginliklerle etkili bir şekilde başa çıkmak, ne kadar önemli olursa olsun, yalnızca tek dini mekâna odaklanan sembolik bir jestten daha fazlasını gerektiriyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Bu makale Independent Türkçe Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.