Osmaniye’deki bir FETÖ davasından hüküm giyen Mustafa G, kamuoyunda "pembe oda" uygulaması olarak bilinen, "cezaevinde eşle mahrem görüşme talebi"nin infaz hakimliği tarafından reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Hükümlülük başvurusunu görüşen Anayasa Mahkemesi, bu talebi "başvuru yolları tüketilmediğinden" kabul etmedi.
Hükümlünün infaz hakimliğine yaptığı talep, "bu uygulamanın bir hak değil teşvik esaslı bir ayrıcalık olduğu" ve "takdir yetkisinin İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu’nda bulunduğu" gerekçesiyle reddedildi..
Hükümlü Mustafa G, infaz hakimliğinin bu kararını Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşıyarak karara itiraz etti ancak buradan da sonuç alamadı.
Hükümlünün son durağı ise Anayasa Mahkemesi oldu. Başvuru dilekçesinde FETÖ kapsamındaki suçlardan tutuklu ve hükümlülere eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinin yasaklandığını, bu nedenle ödül uygulamasına dahil olmasının engellendiğini iddia eden Mustafa G, ödül sistemine girmenin tüm tutuklu ve hükümlüler için bir hak olduğunu savundu.
Anayasa Mahkemesi’ne verilen dilekçede şu ifadeler kullanıldı:
"Eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılma hakkının ortadan kaldırılmasının, ona bağlı diğer bir hakkın da ortadan kalkmasına sebep olmaktadır, Bu, neslin devamı ve korunması adına söz konusu hakkın verilmesi gerekirken, kısıtlama nedeniyle kanun önünde eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmektedir."
Başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi, başvuruyu kabul edilemez buldu.
AYM: Pembe oda teşvik amaçlı bir ayrıcalık
Gerekçede, eşle mahrem görüşme uygulamasının ödül yönetmeliğinde, mahpusların ceza infaz kurumundaki tutum ve davranışlarının değerlendirilmesi sonucunda tanınan teşvik esaslı bir ayrıcalık, ödül olarak düzenlendiği belirtildi.
Ödüllendirmede yetkili mercinin ise İdare ve Gözlem Kurulu olarak belirlendiği, Kurulun yapacağı toplantıda ilgililerin ödüllendirilmesine karar verildiği anlatılan gerekçede, Kurul kararına karşı infaz hakimliğine şikayet yoluna başvuru hakkı bulunduğu vurgulandı.
Başvurucunun hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğunun anlaşıldığı ifade edilen gerekçede, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvurunun incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verildiği kaydedildi.
