Bir Suudi Arabistan Hikâyesi: İyad Medeni'nin dönüşümleri

Görsel, Profesör İyad Medeni'nin "Bir Suudi Arabistan Hikayesi" adlı kitabının kapağından alınmıştır

Geçen günlerde Profesör İyad Medeni'nin geçen yıl İngilizce olarak yayımlanan "Bir Suudi Arabistan Hikayesi" kitabını yeniden okumaya başladım.

Kitap, düşünmek için duraklamadan, not almadan, paragraf başına dönmeden sayfalarını çevirmenin zor olduğu kitaplar türünden.

i.jpg

Kitap bir otobiyografi olarak başlıyor ancak bu çerçevenin ötesine geçerek algıları geçen yüzyılın altmışlı yıllarında netleşen Arap kuşağı arasında kimlik oluşumuna yönelik derin yaklaşımlar sunuyor.

Bu açıdan kitap, yazarın hikâyenin kahramanı ve olayların odağı rolünü üstlendiği otobiyografilere benzemiyor.

Kısa bir girişten sonra, çok geçmeden kahramanın rolü gerileyip, çağa tanık olma rolü öne çıkıyor.

Tarihsel dönüşüm çizgisi ve dönüşüm aşamaları hikâyenin ana odağı haline geliyor.

Biyografinin sahibinin konuya yakın kaldığı doğru ancak kendisi ile hikâyenin gidişatı arasına mesafe koyarak konuyu dışarıdan ele alıyor.

Bu nedenle, deneyimi gerçekten yaşayan, ancak bu deneyimin ivmesine dalmamış, onun gidişatı ile arasındaki bazen kısalan, bazen genişleyen mesafe konusundaki farkındalığı azalmamış bir yorumcu ve analist rolünü oynuyor.

Dalgaların derinliklerinde kaybolmuş gibi görünse de gözlemci konumunu koruyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Akıntının ortasında olmak ama aynı zamanda akıntının dalgalarını gözlemlemek, yani hem onunla iç içe olmak, hem de aynı anda onun dışında olmak yüksek zihinsel yetenek gerektirir.

Tam olarak böyle olup olmadığını bilmiyorum ama siyasetin ve toplumun dönüşümlerini, bunların temel teori ve fikirlere yansımasını anlatabilmek kolay bir mesele değil, özellikle de anlatıcı bu dönüşümlere dahilse veya bazılarından etkilenmişse.

Gözlemci, ister gerçekleşen dönüşüme paralel bir zamanda bu dönüşüm ile ilgili kendi tanımını kaydedip analiz etsin, ister dönüşüm sonrasında yapsın, bir şekilde iç içe olduğunuz olaylara onların dışından bakmak kolay bir iş değil.

Profesör Medeni'nin açıkladığı dönüşümlerden bazılarını bir sonraki makalede sunacağım.

Ancak ilk sayfalarda anlatılan, kimlik dönüşümünün ilk aşaması olarak değerlendirebileceğim ve Suudi Arabistan'ın hikâyesinin önemli bir yönünü oluşturan bir hikâye dikkatimi çekti.

Profesör Medeni'nin doğduğu yer olan Medine-i Münevvere'nin, eski çağlardan beri onlarca Müslüman ilim öğrencisinin ziyaret ettiği, çeşitli İslam ülkelerinden kayda değer sayıda kıdemli fıkıh ve hadis aliminin ikamet ettiği bir ilim merkezi olduğunu biliyoruz.

Dolayısıyla kitapların ve kütüphanelerin başkenti olması bekleniyor. Ancak Profesör Medeni, tanınmış bir yazar olan babası Emin Medeni'nin, Arap Yarımadası'nın İslam'dan önceki tarihini inceleyen kitabını tamamlamak için 1958 civarında ailesiyle birlikte Kahire'ye taşınmaya karar verdiğini anlatıyor.

12 yaşındaki bir genç için bu taşınma sadece coğrafi bir yer değiştirme değil, özellikle o günlerde bir dünyadan bambaşka bir dünyaya geçişti.

Bu, genç adamın kimliğinde beklenen dönüşüme dair önemli bir giriş ama hikâye burada başlamıyor, şehrin önde gelen bir ilim merkezi olmasına rağmen tarih alanında çalışan bir araştırmacının ihtiyaç duyduğu kaynakları içermemesi sorunu ile başlıyor.

Baba Medeni'nin çalışmaları için gerekli kaynakları ve belki de tarih konusunda tecrübeli kişileri bulmak için Kahire'ye gitmesi gerekiyordu, peki bu kaynaklar neden Medine'de bulunmuyordu?
 


Profesör Medeni diğer sayfalarda dini araştırmaların kendi içine çekildiğine ve büzüldüğüne ve bunun da yüzeysel veya aşırılıkçı eğilimlerin ortaya çıkmasına yol açtığına işaret ediyor.

Diğer faktörlerin yanı sıra, bu eğilimler, Müslüman nesillerin kendilerini ve arzuladıkları dünyayı diğer kültürel çevrelerde aramaya itilmesine katkıda bulundu.

Aşırıcılığın en basit tezahürü, ilim öğrencilerinin hem kendilerini çevreleyen hem de onlardan uzaktaki dünyanın dönüşümlerini anlamalarına yardımcı olan, farklı kültür ve dünyalara ait kitapların ve kaynakların en önde gelen dini ilim merkezlerinde eksik olmasıydı.

Profesör Medeni'nin çeşitli akımlar ve fikirler arasında yaptığı uzun yolculuğun ardındaki etken de bu muydu, yoksa bu yolculuk doğal mıydı, yani kaçınılmaz maddi ve kültürel farklılıkların sonucu muydu?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU