Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin, Hamas’ın Gazze Şeridi’nde güçlenerek, kontrolü sıkılaştırmasını sağlayan nedenlere değindiği konuşması, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
Şukri, 2024 Münih Güvenlik Konferansı’nda, Hamas hareketinin varlığı ışığında bir Filistin devletinin geleceğine değinilen tartışma oturumu sırasında, eski İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’nin bu konudaki bir sorusuna yanıt verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hamas’ı ‘çözümün değil, sorunun bir parçası’ olarak tanımlayan Mısırlı Bakan, gelecekteki rolüyle ilgili endişelerini dile getirdi.
Hamas’ın şiddete verdiği destekten vazgeçmeyi reddetmesi ışığında, müzakere yoluyla çözüme ulaşmanın zor olduğunu söyleyen Şukri, konuşmasını şöyle sürdürdü;
Mevcut koşullar ve hedeflerde bir tutarlılık eksikliğinin olduğunu düşünüyorum ve bu daha önce görülmemiş bir durum. Bu, düşmanlıkları durdurma çağrılarında tereddüt edilen ilk çatışmadır. Diğer tüm çatışmalarda ise acil görev, düşmanlıkları durdurmaktır. O durumda sorunların her boyutu müzakere yoluyla çözüme kavuşabilir.
Hamas’ın Gazze’ye gelişinden İsrail’i sorumlu tutarak, Hamas’ın Gazze Şeridi’nde güçlendirilmesine değinen Şukri, “Bunda sorumlu kim ve neden Gazze’de finanse ediliyor?” dedi.
Bundaki asıl amacın başından beri, Hamas ile Filistin Yönetimi, Filistin Kurtuluş Hareketi Örgütü veya kamuoyu tarafından temsil edilen ana akım Filistin varlıkları arasındaki bölünmeyi derinleştirmek olduğunu söyledi.
İsrail’in, Hamas’ın ideolojisini tamamen sona erdirme hedefini kınayan Şukri, Filistin ve İsrail halklarının güvenlik ve barış içinde yaşama hakkı olan meşru özlemlere yanıt vermenin asıl hedef olması gerektiğini vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın bu konuşması geniş yankı buldu.
Mısırlı diplomat ve eski büyükelçi Dr. Seyyid Emin Şalabi, Şukri’nin konuşmasını ‘Hamas’ın tarihini okuyan herkesin bildiği bir gerçek’ olarak değerlendirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Şalabi, konuya ilişkin şu yorumu yaptı:
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başta olmak üzere, Hamas hareketinin hem tarihsel hem de siyasi gücünün ortaya çıkmasında İsrail’in rolünden bahsetmemiz şaşırtıcı değil. Netanyahu, hareketin çıkışının en temel destekçilerinden biri ve hatta Filistin Otoritesi’ni zayıflatmak amacıyla bazı ülkelerden ona mali yardım gelmesine izin verdi. Özellikle son 20 yılda, birbirini izleyen İsrail hükümetleri aynı hedefi gerçekleştirmek için çalıştı. Hedef, Filistinli güçleri parçalayıp, çatışmayı teşvik ederek Filistin Otoritesi’ni zayıflatmaktı.
Şalabi, Şükri’nin bahsettiği şeylerin siyasi olarak kaydedilen gerçekler olduğunu ve mevcut çatışmayı analiz ederken bunları görmezden gelmemek gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
Ancak İsrail’in başlangıçta Hamas’a verdiği destek, şu anda hareketin önemini azaltmaz. Bazıları onun yöntem ve araçlarına karşı çıksa da Hamas, son yıllarda ağırlığı olan bir Filistin direnişine dönüştü.
Şu anda tarihe geri dönüp bakmanın, Mısır’ın Filistin saflarını birleştirmek amacıyla yıllar boyunca oynadığı diplomatik rolle çelişmediğine vurgu yapan Şalabi, “Mısır, 7 Ekim’den önce bile birçok müzakereyi kabul etti ve tüm Filistinli grupları tek bir müzakere masasında ağırladı” dedi.
Hamas’ın vatanseverliğinin, artık Filistin çıkarlarının öncelenmesine bağlı olduğunu söyleyen Şalabi, şöyle devam etti:
Hamas’ın vatanseverliği, artık Filistinli gruplarla olan ihtilaflar konusunu kapatmasını, ulusal dokunun bir parçası olduğunu ve bundan sonra farklılıkları ortadan kaldıracak, savaşın etkilerini onaracak teknokratik bir hükümet olacağını ilan etmesini gerektiriyor.
Bir kısım insan da Şukri’nin konuşmasındaki zamanlamayı eleştirdi.
Sosyal medya platformu X’de Yasser Zaatarah isimli bir hesap şunları yazdı:
Eğer Samih Şukri’nin Hamas’a saldırısı başka bir zamanda gerçekleşmiş olsaydı, bunun üzerinde durmazdık.
Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Dr. Amr Şobaki de böyle bir dönemde Hamas’ın durumunu analiz etmenin ‘uygunsuz’ olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Şobaki, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
Dışişleri Bakanı Şukri’nin gerçeklerden bahsettiği doğru, ancak kriz yoğunlaşırken artık hiçbir Filistinli grubun geçmişteki hatalarını hatırlamasına gerek yok. Aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu 30 bine yakın Filistinli öldürülürken, ateşkes girişimlerinin ötesinde diplomatik bir konuşma yapılmıyor. Eğer saldırıya uğramayı hak eden biri varsa, o da insanlığı yok sayan İsrail’dir.
Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ahmed Ebu Zeyd, Hamas’la ilgili açıklamaları hariç, Şukri’nin konuşmalarının bir kısmını bakanlığın Facebook hesabında yayınladı.
Ebu Zeyd, yaptığı açıklamada, Şukri’nin Gazze’deki insani krize ve acil ateşkes sağlanması gerektiğine ilişkin konuşmasına değindi.
Ayrıca, Şukri’nin yaklaşık 1,4 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin son sığınağı olarak tanımladığı Refah kentindeki herhangi bir askeri operasyonun ciddi sonuçları olacağı konusunda uyardığına dikkat çekti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.