İYİ Parti Sözcüsü Zorlu: Kamu hizmeti verilirken böyle bir ayrım yapamazsınız

İYİ Parti Sözcüsü Zorlu, “Hatay’a aslında neden hizmet gelmediğini, devletin elini niçin Hatay’a uzatmadığını yerel seçimler için gözdağı yaparak maalesef itiraf etmiştir” dedi

Fotoğraf: AA

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Antakya’daydı. Tarihi Meclis Binası önünde bir açıklama yapan Zorlu, aslında Genel Başkan Meral Akşener’in Antakya’da olacağını ancak ablasının vefatı nedeniyle gelemediğini söylediğini..

“Bugün büyük felaketin üzerinden geçen bir yıl içinde hem merkezi hem de yerel yönetimlerin Hatay için ve dahası diğer depremlerden etkilenen şehirlerimizde de ciddi bir çözüm üretmediğini görüyoruz” diyen Zorlu özetle şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla; 'Merkezi ve yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir şey gelmez’ diyerek Hatay’a aslında neden hizmet gelmediğini, yıkılan bu kadim şehrin neden bugüne kadar ayağa kaldırılamadığını, devletin elini niçin Hatay’a uzatmadığını yerel seçimler için gözdağı yaparak maalesef itiraf etmiştir.

“Apaçık bir vicdan ve ahlak sorunudur”

Buradan siyasi iktidarı uyarıyoruz. Demokratik hukuk devletlerinde kamu hizmeti verilirken böyle bir ayrım yapamazsınız. Çünkü vatandaşların devlet hizmetlerinden eşit yararlanması anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bu tavır her zaman olduğu gibi ancak kutuplaşma ve kavga yaratacaktır ülkemizde. Depremde yakınlarını, yuvalarını, işlerini kaybeden vatandaşlarımızın devletin kucaklayan ve iyileştiren yüzüne ihtiyacı varken; mahallî idareler seçimleri öncesi depremden etkilenen şehirlere karşı bu söylem, siyasi rekabeti bir dayatma ve zorlamaya dönüştüren apaçık bir vicdan ve ahlak sorunudur. İşte İYİ Partinin seçime tek başına girme kararı burada daha da iyi anlaşılacaktır, milletimiz tarafından.

“Kayıp sayısı hala şüpheleri üzerinde barındırmaktadır”

Resmi verilere göre 53 bin 537 canımızı kaybettik. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz. Ve fakat, depremden sonra, 300 bin GSM abonesinin cep telefonlarının, 183 bin kredi kartının da hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yaklaşık 700 bin konutun kullanılamaz hale geldiğini hesaba kattığımızda, açıklanan kayıp sayısı hala şüpheleri üzerinde barındırmaktadır.

“Şehirlerimiz Türksüzleştirilmektedir”

Hatay’dan 700 bin, 11 ilimizden ise ayrılmak zorunda kalan yaklaşık 3 milyon vatandaşımızın geri dönüşleri için sistemli bir çalışma yürütülmektedir. Hâlihazırda kaçak göçmen ve sığınmacı tehdidiyle demografik yapısı bozulan şehirlerimiz maalesef Türksüzleştirilmektedir. Bu anlayış değişmezse, beka sorununu baki kılınacaktır.

“Kayıp çocuklar meselesi aydınlatılmalı”

Genel Başkanımızın depremin ilk günlerinde gündeme getirdiği, kayıp çocuklar meselesi ise kamuoyunun dikkatinden kaçırılmakta ve bir çözüm üretilmemektedir. Kurtarılan küçük çocukların akıbetleri ile ilgili deprem bölgesinde yaptığımız çağrıya rağmen depremin 15. gününden itibaren kayıp haberlerini almaya başladık. İhbarları yetkililere ilettik ve gerekli uyarılarda da bulunduk. Depremden 1 yıl sonra ailesini kaybeden ya da felaket esnasında ailesine ulaştırılamayan çocuklarımızla ilgili olarak basına yansıyan haberler; millet vicdanında yara, devlet için bir itibar meselesidir. Sorun askıdadır, derhâl kamuoyu aydınlatılmak zorundadır.

“115 milyar lira ne oldu?”

Buradan yine siyasi iktidara sormak istiyoruz. Televizyonlarda âdeta gövde gösterisi yaparak toparladığınız, toparladığınızı millete öyle sunduğunuz; 115 milyar lira ne oldu? AFAD’a aktarılan yüz milyonlar ne oldu? 20 yıldır topladığınız deprem vergilerini nereye harcadınız? Yoksa zamanında dediğiniz gibi onları da başka yerlerde mi kullanmanın yolunu mu aradınız?

Depremzedeleri siyasi tercihlerine göre hizmet alabilmekle tehdit edecek kadar merhametinden sıyrılanlara ‘devletin her vatandaşına eşit davranmakla yükümlü’ olduğunu, ağır ihmalleriyle binlerce kişinin ölümüne sebep olan kişilerin yargılanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, Hatay’ı ve depremden etkilenen tüm şehirlerimizi ayağa kaldırmaya çağırıyoruz.

 

Independent Türkçe, AA 

DAHA FAZLA HABER OKU