Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Salı günü yaptığı açıklamada, hareketin Paris toplantısının sonuçlarını incelemek üzere Kahire'den bir davet aldığını duyurdu. Uzmanlar bunu bir anlaşmaya yakın olunduğunun bir göstergesi olarak değerlendirirken, diğerleri bunu Katar'ın Hamas üzerindeki baskısına bağladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Fransa'nın başkenti Paris, Pazar günü Katar Başbakanı'nın yanı sıra İsrail, ABD ve Mısır istihbarat başkanlarının da katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Takası anlaşması müzakerelerine yakın Mısırlı bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadelere başvurdu:
“Paris toplantısı koordinasyon amaçlıydı. Bu son olmayacak, zirâ önümüzdeki dönem bir dizi toplantının daha yapılması planlanıyor. ABD ve Fransa, Gazze'deki güvenlik düzenlemelerine ilişkin pozisyonları koordine etmeyi amaçlıyor. Bu konuda çalışmaların devam etmesi, İsrail'in toplantıya katılmak üzere Paris'e kendi yetkililerini göndermesine neden oldu. Paris toplantısı, gelecekteki ateşkeslerde güvenlik düzenlemelerini koordine etmek için doğrudan çerçeveler oluşturdu. Bu, ortak koordinasyon çerçevesinde gelecekte neyin üzerinde anlaşmaya varılacağını belirleyen ana çerçeve olarak kabul ediliyor. Önümüzdeki toplantılar yine Paris'te yapılabilir. Norveç, Almanya gibi diğer taraflar da katılabilir. Paris’teki toplantının ardından bir gündem çerçevesi ve 60 ila 70 gün arasında değişen bir zaman dilimi kaydedildi. Paris toplantısı öncelikle güvenlik düzenlemeleriyle ilgiliydi.”
Yaklaşan anlaşmaya verilen tepkiler farklılık gösterdi. Heniyye, Salı günü yaptığı resmi açıklamada, “Paris'te sunulan öneriyi ele alan Hamas, saldırıları durdurma temelinde bu öneriyi inceleme ve yanıtını sunma sürecinde. Hamas, savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması, yerinden edilenlere barınak sağlanması, yeniden yapılanma, ablukanın kaldırılması ve ciddi bir esir takas sürecinin yürütülmesi şartıyla her türlü ciddi ve pratik girişimi tartışmaya açık. Paris toplantısı önerisine verilecek yanıt, önceliğin Gazze'deki savaşın durdurulması ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi temelinde verilecek” ifadelerine başvurdu.
İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehale, Salı günü yaptığı basın açıklamasında, “Hareket, kapsamlı bir ateşkes, işgal güçlerinin geri çekilmesi, yeniden yapılanmanın sağlanması ve Filistinlilerin haklarını garanti altına alan net bir siyasi çözüm garanti edilmeden herhangi bir anlaşmaya varmayacak” vurgusunda bulundu.
İsrail gazetesi The Jerusalem Post’un haberine göre, İsrail Başbakanı Netanyahu ise “İsrail, takas anlaşması kapsamında binlerce Filistinli teröristi serbest bırakmayacak. Hamas'ı ortadan kaldırmak, rehineleri geri almak ve Gazze'nin gelecekte İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak olmak üzere tüm hedeflerimize ulaşmadan savaşı bitirmeyeceğiz” açıklamalarında bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise dün yaptığı açıklamada, kabul edilemez bir anlaşmaya varılması halinde hükümetten çekilme tehdidinde bulundu. X hesabında paylaştığı gönderide, “Kötü bir anlaşma, hükümetin dağıtılmasıyla eşdeğer olacaktır” vurgusunda bulundu.
Ben Gvir'in partisi, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yaptığı ittifak sayesinde Knesset'te 14 sandalye kazanmıştı. Bu nedenle hükümetten çekilmesi iktidar koalisyonunun dağılmasına ve erken seçime gidilmesine yol açabilir.
Medyada yer alan haberlerde, “Paris toplantısında rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin bir çerçeve üzerinde anlaşmaya varıldığı, birkaç aşamada ateşkes yapıldığı görüldü” ifadelerine yer verildi. İsrailli, Amerikalı ve Katarlı yetkililer, bazı boşlukların varlığına rağmen toplantının olumlu sonuçlarından bahsetti.
İsrail Başbakanlığı, görüşmelerin yapıcı olduğunu, ancak hala büyük boşlukların bulunduğunu bildirdi. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada ise “Hala yapılması gereken çok iş var” ifadeleri kullanıldı. Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman es-Sani, Paris görüşmelerinde iyi ilerleme kaydedildiğini duyurdu.
Filistinli eski Bakan ve İsrail ile Oslo müzakere ekibinin üyesi olan Hasan Usfur, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Netanyahu anlaşmaya varmak için hükümetini feda etmeyecek. Durum belirsiz ve karmaşık, Katar Hamas'a baskı yapmadıkça uzlaşmaya varmak kolay değil. Bu gerçekleşse bile Hamas'ın liderliğini bunu kabul etmeye ikna etmek zor olacak. Anlaşmaya dair konuşmalar, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yeniden işgaline ilişkin defalarca yaptığı açıklamalarla çelişiyor” vurgusunda bulundu.
Mısır Dışişleri eski Bakan Yardımcısı Ahmed Hasan ise yakında bir anlaşmaya varılabileceğine değindi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, “İsrail için bağlayıcı olan Uluslararası Adalet Divanı'nın son kararlar, çatışma devam ederken savaşın yayılmasından bölge ve ABD’nin de zarar görmesi dahil olmak üzere, anlaşmanın yakın olduğuna dair çeşitli göstergeler var. Tüm bunlar, İsrail'deki Netanyahu karşıtı gösterilerle ve başkanlık seçimleri yılında ABD yönetimi üzerindeki iç baskılarla örtüşmekte. Ayrıca her iki taraf da savaşın uzunluğundan dolayı tükenmiş durumda. Bir veya iki ay sürecek bir ateşkes sağlandığında, kalıcı bir ateşkesi tartışma ve ertesi günün senaryosu hakkında düşünme fırsatı doğacak” vurgusunda bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken daha önce bir anlaşmaya varılması konusunda gerçek bir umut olduğunu söylemiş, Paris'te sunulan öneriyi güçlü ve ikna edici olarak nitelendirmişti.
Axios haber sitesinin aktardığına göre İsrailli yetkililer, “İsrail İç Güvenlik Servisi Şin Bet Başkanı Ronen, Pazartesi günü Kahire'yi ziyaret etti. Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkilerde gerilimin yaşandığı bir dönemde Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Abbas Kamil ile görüştü. Görüşmelerde Hamas ile takas anlaşması haricindeki konulara, Philadelphi Koridoru’ndaki duruma ve iki ülkenin Gazze'ye silah kaçakçılığını önleme konusunda iş birliğine değinildi” açıklamalarında bulundu.
Ancak üst düzey bir Mısırlı kaynak, Mısır ile Gazze Şeridi'ni ayıran Philadelphi Koridoru konusunda İsrail ile herhangi bir düzenleme konuşulduğunu yalanladı. Mısır merkezli Alqahera News’in aktardığına göre, “Kahire, İsrail tarafının eksenle ilgili her türlü hamlesini reddetti” ifadelerini kullandı.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ise Salı günü yaptığı açıklamada, Mısır'ın İsrail ordusunun Philadelphi Koridoru’nda herhangi bir varlığını reddeden tavrını takdir ettiğini ifade etti.
Müzakerelere yakın bir kaynak, Paris toplantısı ile Şin Bet Başkanı Ronen’in Kahire ziyaretini birbirinden ayırdı. Aynı zamanda, “Müzakerelerin iki yolu var. Birincisi ateşkes anlaşmaları ve tutukluların serbest bırakılmasıyla ilgili bölgesel ve uluslararası düzeyde. İkincisi ise Mısır ile İsrail arasındaki ilişkilerle ilgili ikili düzeyde” ifadelerini kullandı.
Kaynak, Şin Bet Başkanı’nın ziyaretinin esas olarak Philadelphi Koridoru meselesine odaklandığını, ateşkes veya mahkum değişim anlaşmasına değinmediğini belirtti. Aynı zamanda, “Ziyaret, Kahire ile Tel Aviv'in, Kahire'nin kırmızı çizgi olarak gördüğü Philadelphi Koridoru üzerinde askeri kontrol kurma arzusunun ardından gergin ilişkiler bağlamında gerçekleşti. Kahire, Şin Bet Başkanı’yla yaptığı görüşmede bu kırmızı çizgilerini yineledi” ifadelerini kullandı.
Gazze ile Mısır arasında 14 kilometre uzunluğundaki Philadelphi Koridoru, iki ülke arasındaki Camp David Anlaşmaları kapsamında tampon bölge sayılıyor. Ancak İsrail Aralık ayının sonlarından bu yana bu koridora yönelik odağını artırdı. Netanyahu, düzenlediği basın toplantısında Philadelphi Koridoru bölgesinin İsrail'in kontrolünde olması gerektiğini belirtti. Bu açıklamalar Mısır ile ilişkilerde gerginliğe neden oldu.
Mısır Dışişleri eski Bakan Yardımcısı, “Kahire ile Tel Aviv arasındaki ilişkiler gergin. Philadelphi Koridoru hususunda gerilimin devam etmesi barış sürecini tehdit ediyor” vurgusunda bulundu.
Mısır Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Rişvan, İsrail'in Philadelphi Koridoru’nu yeniden işgal etmeye yönelik herhangi bir hareketinin Mısır-İsrail ilişkilerine ciddi bir tehdide yol açacağı konusunda uyarmıştı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.