Uluslararası Adalet Divanı'nın kararından bir gün sonra Gazze'eki sivillerin durumu "kaygı verici" olarak nitelendirildi

Sınır Tanımayan Doktorlar, Nasır Hastanesi'nin cerrahi kapasitesinin "neredeyse yok denecek kadar azaldığını" teyit ederken, Dünya Sağlık Örgütü Direktörü ateşkes çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, İsrail bombardımanının yıktığı bir binanın önünde toplanmış çocuklar /Fotoğraf: AFP

Gazze'deki sivillerin durumu, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail'e, bölgede "soykırım" olarak değerlendirilebilecek eylemlerden kaçınma çağrısında bulunan kararının ardından cumartesi günü büyük bir endişe konusu olmaya devam ediyor.

Bu kaygılar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Han Yunus kentine odaklanmış durumda.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Han Yunus, İsrail güçleri ile Hamas arasında devam eden şiddetli çatışmalar ve amansız bombardımanlar sebebiyle, son günlerde binlerce siville dolmuş durumda.

Ayrıca Nasır ve el-Emel hastanelerinin çalışma kapasitesi minimal düzeye indirildi.

Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı, Han Yunus ve Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerindecumartesi sabahına kadar devam eden gece bombardımanında 135 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Hamas'a bağlı Hükümet Medya Ofisi cumartesi günü, Han Yunus kampı ve Nasır Tıp Kompleksi çevresinde "yoğun topçu ateşi" olduğunu ve "bu durumun hastanede elektrik kesintisine ve birçok servis ile ameliyathanelerin durmasına yol açtığını" açıkladı.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü, bir açıklamada Nasır Hastanesi'nin "cerrahi kapasitesinin neredeyse tamamen kaybolduğunu" belirtti.

Örgüt, hastanede kalan az sayıdaki tıp personelinin çok düşük tıbbi malzeme stoklarıyla başa çıkmaya çalıştığını ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "X" platformunda yaptığı açıklamada, "Nasır Hastanesi çevresindeki çatışmaların şiddetlenmesiyle yüzlerce hasta ve tıp personelinin kaçtığını, halen hastanede 350 hasta ve savaş nedeniyle yerinden edilmiş 5 bin kişinin bulunduğunu" belirtti.

Ghebreyesus ayrıca, "hastanede yakıt, yiyecek ve tıbbi malzemelerin tükendiğini" söyleyerek "ateşkesin derhal sağlanması" çağrısında bulundu.

Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal, Fransız Basın Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Şiddetli yağmurlar, Refah, Han Yunus, Nasırat Kampı, Deyr el-Belah ve Gazze Şehri ile bölgenin kuzeyindeki binlerce mülteci çadırını sular altında bıraktı ve mültecilerin çilesini artırdı" dedi.

Basal, "On binlerce çocuğun, süregiden elektrik kesintileri ve yetersiz ısıtma koşulları nedeniyle şiddetli yağmur ve soğukta uyumak zorunda kaldığını, bu durumun bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırdığını ve zaten zor olan insani durumu daha da kötüleştirdiğini" belirtti.

Görgü tanıkları, Han Yunus kentinde Hamas ve İsrail ordusu arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını bildirdi.
 


Uluslararası Adalet Divanı, cuma günü İsrail'e Gazze'de "soykırım" olarak nitelendirilebilecek eylemlerden kaçınma çağrısı yaptı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu suçlamayı "utanç verici" olarak nitelendirdi.

Mahkeme, Gazze Şeridi'ne sıkı bir abluka uygulayan ve bölgeye uluslararası yardımların girişini kontrol eden İsrail'in "acil ihtiyaç duyulan Filistinli insani yardımların sağlanmasını mümkün kılmak için derhal adımlar atması gerektiğini" belirtti.

Ancak bu yargı organının kararlarını uygulama yetkisi bulunmuyor.

Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı üzerine Cezayir'in talebiyle çarşamba günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanacak ve karara "zorlayıcı güç" kazandırmayı hedefleyecek.

Ancak Lahey merkezli mahkeme, Gazze'de ateşkes talebinde bulunmadı.

Bilindiği gibi Hamas, 7 Ekim’de benzeri görülmemiş şekilde İsrail’de 1140’den fazla kişinin ölümüne yol açmıştı.

Bu operasyonda yaklaşık 250 kişi rehin alınmış ve bu rehinelerin 100’ü geçen Kasım ayı sonunda Filistinli mahkumlar karşılığında serbest bırakılmıştı.

İsrail saldırıya cevap olarak Hamas'ı "yok etme" sözü verdi ve çoğunluğu kadın ve çocuk olan 26 bin 83 kişinin ölümüne neden olan geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.

Uluslararası Adalet Divanı’nın bu kararıyla ilgili olarak Avrupa Birliği kararın "derhal uygulanmasını" talep ederken, Washington kararın "temelsiz" olduğunu belirtti. Fransa ise soykırım suçunun "niyetin kanıtlanmasını gerektirdiğini" vurguladı.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı, karara "tam ve acil saygı" çağrısında bulundu.

Karar, Türkiye, İran, İspanya ve Hamas liderliğini ağırlayan aracı Katar tarafından memnuniyetle karşılandı.

Suudi Arabistan, İsrail'in "uluslararası hukuku ihlalleri" için "hesap vermesini" talep etti.

42 yaşındaki Filistinli Maha Yasin, "Dünya ilk kez İsrail'e sınırları aştığını söylüyor. İsrail'in dört ay boyunca Gazze'de bize yaptığı şey tarihte hiç yaşanmadı" dedi.

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararını reddedip Güney Afrika'nın bu mahkemeye başvurmasına karşı çıkarken, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında "ateşkes"e ulaşmayı amaçlayan görüşmelere katılıyor.

Bir güvenlik kaynağı, Fransız Basın Ajansı'na önümüzdeki günlerde Paris'te, CIA Direktörü, Mısır, İsrail ve Katar yetkililerinin katılımıyla bir toplantı yapılacağını bildirdi.

Ayrıca Beyaz Saray cuma günü, ABD Başkanı Joe Biden'ın Katar Emiri ile "İsrail ve Gazze'deki son olaylar ve Hamas tarafından kaçırılan rehinelerin serbest bırakılması için yapılan çabalar" hakkında görüştüğünü açıkladı.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, rehinelerle ilgili "yakın zamanda bir açıklama yapılmayacağını" sözlerine ekledi.

 

 

Independent Türkçe, AFP

DAHA FAZLA HABER OKU