Yıllar yıllar önce, yazıcı-tarayıcı firması olan Xerox'u ziyareti sonrası Steve Jobs'un (ç)alıntı fikirlerinden doğan büyük devrimi hatırlayanlarınız var mı?
Meşhur Macintosh devrimi ve Microsoft Windows rekabeti…
Apple ve Microsoft, bu ziyaretin ardından yazılım dünyasında birbirlerinden izler çalarak, teknoloji tarihinde çığır açacak bir yola girmişlerdi.
Steve Jobs, Bill Gates ve büyük oyunun başlangıcı
O zamanlar Steve Jobs, kendi şirketini bir korsan gemisine benzetirken, Bill Gates'in Microsoft'u da İngiliz donanmasına katılmaya çalışan yetenekli ve hırslı bir denizci gibi görünüyordu.
Xerox'un icatları, bu deniz savaşında kullanılan barut ve kâğıt gibiydi.
Jobs'un kapalı sistem savı ve Gates'in açık işletim sistemleri stratejisi, bilgisayar savaşının ilk çatışmalarını başlattı.
Xerox'un icatlarıyla işlenen bilgisayar devrimi, Çin'in barut ile kâğıdı bulması gibi bir dönüm noktasıydı.
Apple, Xerox'tan ilham alarak Macintosh'u yaratırken, Microsoft Windows'u geliştirdi.
Steve Jobs'un kapalı sistem inadı, Microsoft'u dünya genelindeki bilgisayarlar için işletim sistemleri üretmeye yönlendirdi.
Steve Jobs'un itirafı: Bilgisayar savaşı ve Microsoft'un zaferi
O günlerde Steve Jobs, bilgisayar savaşını kaybettiklerini kabul etmekle kalmıyor, gelecekteki cep telefonu devriminde kazanan olacaklarını öngörerek tarihi bir itirafta bulunuyordu.
iPhone ile Apple, teknoloji dünyasını yeniden şekillendirirken, Microsoft'un geride kaldığı yeni bir alan açıldı.
iPhone'un piyasaya sürülmesi, Apple'ı yeni bir oyun kurucu yaparken, Microsoft'un bu alanda zorlu bir rekabetle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
Bilgisayar savaşı sona ermiş, cep telefonu devrimi başlamıştı.
Yapay zeka çağında yeni oyun kurucular
Microsoft mobil cihaz devriminde geride kalsa da yapay zeka çağında yeni bir trenin ilk vagonuna binen özel davetli gibi ayrıcalıklı bir konuma erişti.
İşte bu hikâye de şimdi, şu an, siz bu yazıyı okuduğunuz zamanın ruhunda gerçek zamanlı yazılıyor.
Bu savaşa bir isim verecek olursak; yapay zeka döneminin Büyük Britanya'sı olma savaşı diyebiliriz.
Aktörler bu sefer sadece özel şirketler de değil; devletler de oyunun içerisinde.
Amerika'nın özel şirketler aracılığıyla oyunu tüm dünyaya adeta "Biri Bizi Gözetliyor" reality showu gibi sunduğu aşikâr.
Gözlerimizin önünde entrikalar, kıskançlıklar, kavgalar, krizler vuku buluyor.
"Dallas" dizisiyle Teksas'taki çiftlik üzerinden Amerikan Cumhuriyetçilerini izleyen anne babaların çocukları OpenAi firması üzerinden Silikon Vadisi'ndeki Demokratların yapay zeka savaşını izliyor.
Nükleer bomba yarışının bir benzeri: Yapay zeka ve savunma sanayii!
Peki, bu savaşın görünmeyen aktörleri neler yapıyor?
Çin? Rusya?
Bu haliyle Oppenheimer'ın atom bombasını bulmaya çalışırken Nazilerin de benzer bir bomba yapma arayışında olduğu hikâyeye benziyor.
Özellikle Çin'in yapay zeka alanında neler yaptığı insanlığın bence yanıt bulması gereken en önemli konu.
Wuhan kentinde bir laboratuvar varsa burada ChatGPT yapmadıklarından eminiz.
Soru şu ki; ne yapıyorlar?
Bu ikinci yazının konusu ve biz tarihin tekerrür ettiği yere gelelim;
OpenAI devrimi başlatan yeni Xerox mu?
OpenAI başlangıçta kâr amacı gütmeyen bir şirket olarak kurulmuştu.
Amacı yapay zeka teknolojileri, makine öğrenmesi teknolojilerini geliştirmek ve yaymak olan OpenAI, başlangıçta yapay zeka alanındaki en iyi uzmanları bir araya getirmeyi amaçlamıştı.
Şirket, yapay zekanın olumlu etkilerini teşvik etme hedefiyle öne çıkarken, aynı zamanda potansiyel risklere karşı da dikkatli bir yaklaşım benimsedi.
Cümleleri -di'li geçmiş zaman kipiyle kuruyorum çünkü artık bu misyon ve vizyondan fersah fersah uzaklar.
Zaman içinde teknolojilerini ticarileştirerek sürdürülebilir bir finansal model oluşturdular ve bu süreçte çeşitli yapay zeka modelleri geliştirerek piyasa sürdüler.
Microsoft işte tam olarak burada devreye girdi ve OpenAI ile arasında 2019 yılında bir anlaşma yaptı.
Bu işbirliği, OpenAI tarafından geliştirilen GPT-4 (Generative Pre-trained Transformer 4) gibi büyük ölçekli yapay zeka modellerinin, Microsoft'un bulut platformu olan Azure üzerinde barındırılmasını içeriyor. (Tabi bu bilinen hikâye)
Bize aktarılan hikayeye göre, bu işbirliği, yapay zeka alanındaki araştırmaların hızlanması ve daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşması amacıyla gerçekleştirildi.
Teknolojinin tüm detaylarını kendi sunucularında barındıran Microsoft'un OpenAI hissedarı olduğunu da söylersek işin nasıl ilginç bir hal aldığını da görebilirsiniz.
Biraz açacak olursak; Microsoft Azure platformu, OpenAI'nın yapay zeka teknolojilerini barındırarak kullanıcılara erişim sağlıyor.
Bu, Microsoft'un OpenAI'nın gelişmiş dil anlama ve üretme yeteneklerinden faydalanmasına olanak tanıyor.
Tarih tekerrür ediyor ama bir farkla!
Özetle OpenAI'nin ilk zamanlarında kâr amacı gütmeyen bir yapıdan, teknoloji devlerinin mücadele sahasına savrulmasına tanıklık ediyoruz.
Bu haliyle de bilgisayar devriminin başlangıcındaki Xerox'a benziyorlar fakat tek farkla;
Onlar geçmişi iyi okudukları için Xerox'un zamanında ''Biz sadece yazıcı, tarayıcı pazarında kalalım' dediği gibi tarihi bir hataya düşmüyorlar.
Onlar da en az kendilerini ele geçirme arzusunda olan devler gibi, bu büyük devrimin oyun kurucusu olarak pozisyon almaya çalışıyorlar.
Bu devrimin büyük oyuncuları şimdiden askerlerini savaş pozisyonuna dizmeye başladı.
Google, Apple, ve Microsoft güçleri ve büyüklüklerini de birer silaha dönüştürerek yeniden masanın en büyüğü olma yarışındalar.
Ve tabi sürece adeta Napolyon gibi en alttan başlayarak dahil olan Elon Musk!
Microsoft, geçmişteki mobil cihaz savaşını kaybetse de yapay zeka çağında tekrar sahneye çıkıyor.
Google ile karşı karşıya oldukları bu rekabet, teknoloji dünyasını sarsacak büyük bir dönemeç olabilir.
Yapay zeka teknolojisinin bizi nereye götüreceğini bilmek mümkün değil, ama bir gerçek var ki; bu devrimin başlangıcında, OpenAI ve Microsoft, tarihi bir kırılma noktasına imza atıyorlar.
Bakalım, bu savaşın galibi kim olacak...
Ve asıl yanıt bulması gereken en önemli soru da şu:
İnsanlık bu savaşın neresinde?
Hangi vasıflarıyla yer alacak?
Ya da yer alabilecek mi?
*Yazının ikinci kısmı; "Atom bombası yarışına benzeyen yapay zeka savaşının Rusya ve Çin cephesinde neler oluyor?"
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish
