İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sonrası bir çok ülkede İsrail'e destek verdiği belirtilen markalara karşı boykot çağrıları yapılmıştı.
Türkiye’de de Tüketici Birliği Federasyonu gibi birçok STK, İsrail'in ürünleri ile İsrail’e destek verdiği belirtilen bazı çok uluslu markaların boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Bu kapsamda İsrail’e yönelik boykot çağrıları ile ilgili tüketicilerin tutumlarını ortaya çıkarmak için yapılan kapsamlı araştırmanın sonuçları açıklandı.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nâsır ve Araştırma Görevlisi Merve Kır tarafından yürütülen araştırmaya 1545 kişi katılırken, 1384 geçerli yanıt elde edildi.
Z kuşağı boykotu sahiplendi
Araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 65’inden fazlası boykota katılmadıklarını ve yakın bir gelecekte de boykota katılmayacaklarını belirtti.
Boykota kısmen ya da aktif olarak katılanlar araştırmaya katıların yaklaşık yüzde 30’unu oluşturdu.
Araştırmaya katılan Z kuşağının yaklaşık yüzde 50’si ve Y kuşağının ise yüzde 40’ı çağrı yapılan markaları aktif veya kısmen boykot ettiğini belirtti.
Bu oranın X ve Baby Boomer kuşağında yüzde 20 civarında olduğu kaydedildi.
Katılımcıların yüzde 75’inden fazlası boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini belirtti
Araştırmaya göre, katılımcıların büyük çoğunluğu boykotun ektili bir şekilde örgütlenmediğinden yana.
Katılımcıların yüzde 75’inden fazlası boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini ve etkin olmadığını kaydedi.
Boykota katılmayanların yaklaşık yüzde 90’ı boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini ve etkin olmadığını düşünürken; boykota aktif katılım gösterenlerin içinde ise yüzde 23’ü ise boykotun etkili örgütlenmediğini düşünüyor.
Kısmen etkili örgütlendiğini düşünen, boykotun etkinliğini sorgulayanların oranı yüzde 54.
Katılımcıların yüzde 67'si boykotun önemli olmadığını düşünüyor
Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 67’si için İsrail’e yönelik boykot önemli değilken; yüzde 24’ü ise boykot eylemine önem verdiklerini belirtti.
Katılımcıların yüzde 67’si boykot dahilindeki markaları satın alırken ya da tüketirken görünmekten rahatsızlık duymayacaklarını söyledi.
Kuşaklar arasında boykot edilen markaları satın alırken görünmekten en rahatsız olan kuşağın Z kuşağı olduğu belirtildi.
İsrail’e yönelik boykota katılım yüzde 30’larda
Araştırma sonuçlarına göre hazırlanan analizde ise şu ifadeler yer aldı:
Tüm bu verilerin ışığında İsrail’e yönelik boykota katılımın kısmen katılım ile birlikte yüzde 30’larda kaldığını, katılımcıların üçte ikisinin boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğinden etkisinin de olmadığını düşünmektedirler.
Boykot için çağrı yapılan markaların arasında sıklıkla tüketicilerin satın aldığı markaların bulunması katılımının sınırlı kalmasın da önemli bir rol oynamaktadır. Boykota katılımın sınırlı kalmasının altında yatan başkaca nedenler de bulunmaktadır. Boykot çağrısında bulunan markaların çok fazla olması (yüzde 17) ve boykot çağrısında bulunulan markaların alternatiflerinin olmaması (yüzde 14) başlıca kısmi katılım gösterme nedenleri arasında belirtilmekte.
Boykota hiç katılmamış ve katılmayı düşünmeyenlerin boykota katılmamasının başlıca nedenleri arasında yüzde 45 Gazze’de yaşanan sorunlara çözüm olmayacağı ve yüzde 36 boykotun etkili olamayacağı yer almaktadır.
Boykota katılım göstermeyenler gibi boykota aktif ve kısmi katılım gösterenler de boykotun Gazze’de yaşanan insanlık dramına çözüm olmayacağını bilmelerine rağmen yüzde 29 tepki göstermek ve ufak da olsa boykota katkı sağlamak, yüzde 25 destek veren markaları finansal açıdan zora sokmak ve yüzde 25 İsrail’i destekleyen markalara kızgınlığını dile getirmek ve göstermek amacıyla boykota katılım göstermektedir.
Boykota aktif ve kısmen katılım gösterenlerin yaklaşık yüzde 80’i boykot kapsamındaki markaları satın almaktan kendileri alıkoyabileceklerini, yüzde 70’i boykota katılarak kendilerini iyi hissettiklerini, yüzde 60’ı boykot edilen markaları satın alırlarsa kendilerini suçlu hissedeceklerini, yüzde 65’i boykot edilen markaların yerine alternatif markaları bulabileceklerine inandıklarını, yüzde 62’i boykot kapsamındaki markaları satın almamak uğruna kaliteden ödün verebileceklerini, ve yüzde 60’ı ise boykot edilen markaların yerine daha fazla ödeme yaparak alternatif markaları alabileceklerini ifade etmişlerdir.
Independent Türkçe