İtalya’da aşırı sağcı İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’nin yol açtığı hükümet krizi, bir ay süren çalkantılı sürecin ardından oluşturulan yeni koalisyon hükümetiyle şimdilik aşılmış görünüyor.
Ülkede göçmen karşıtı duruşun öncülüğünü yapan ve anketlerde kendisini üst sıralarda gösteren sonuçların desteğini arkasında hisseden Salvini, 8 Ağustos’ta koalisyon ortağı Başbakan Giuseppe Conte için güvenoyu isteyerek ülkenin erken seçime gitmesi için çaba harcadı.
Olası bir erken seçimde Salvini’nin partisinin oy oranının yüzde 38’i bulabileceği ve lideri olduğu Lig partisinin neo-faşist İtalya’nın Kardeşleri partisiyle parlamentoda çoğunluğu yakalayabileceğine dair veriler Salvini’yi heyecanlandırdığı kadar rakipleri için de tehlike çanlarının çalmasına yol açtı.
Bu sırada denkleme dahil olan eski Başbakan Matteo Renzi, içinde yer aldığı Demokrat Parti (PD) ile ezeli rakipleri 5 Yıldız Hareketi (M5S) arasındaki husumetin ve politik egoların bir kenara bırakılmasını ve “Salvini’ye karşı güç birliği” yapılması mesajını verdi.
İkinci Conte dönemi başladı
Salvini’nin yaptığı hesaplar da Conte’nin güvenoylamasının beklendiği 20 Ağustos’ta parlamentoda yaptığı konuşmada istifa kararını açıklamasıyla birlikte değişti.
Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'dan 29 Ağustos'ta yeni hükümeti kurma görevini alan Conte, parlamentoda en çok sandalyesi bulunan M5S ile merkez soldan PD ve sol görüşlü Özgürler ve Eşitler Partisi’nin (LEU) üzerinde anlaştığı hükümet programını açıklayarak “İkinci Conte” dönemini resmen başlattı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Başında bulunduğu ilk koalisyonun ömrü yalnızca 14 ay süren Conte, M5S lideri Luigi Di Maio'nun dışişleri bakanlığına getirildiğini, PD'den Lorenzo Guerini'nin de savunma bakanı olduğunu duyurdu.
Conte, ekonomi ve maliye bakanlığına PD'den Roberto Gualtieri, ekonomik kalkınma bakanlığına M5S'den Stefano Patuanelli, Avrupa işleri bakanlığına da PD'den Enzo Amendola'nın getirildiğini açıkladı.
Yedi kadın ve 14 erkek bakanın yer aldığı kabinde listenin şüphesiz en çok konuşulan değişikliği, aşırı sağcı Salvini’nin oturduğu içişleri bakanlığı koltuğuna Milano’nun eski valisi Luciana Lamorgese’nin getirilmesi oldu.
Salvini mesaisini sosyal medyada geçirmişti
M5S ile PD’nin fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak işbirliği yapmasını öngöremeyen Salvini’nin yerini bırakmak zorunda kaldığı Lamorgese göçmen uzmanı kimliğiyle ön plana çıkıyor.
Aşırı sağda yer alan Lig partisinin lideri Salvini, bir önceki hükümete ağırlığını koymak için ülkenin tartışmalı göçmen krizini kullanıyor, göçmenlerin ülkeye gelişini Facebook ve Twitter hesaplarından amansızca eleştiriyordu.
Mayıs ayının ortalarına gelindiğinde derlenen rakamlara göre, bakanlığına bu yılın başından itibaren yalnızca 17 gün gittiği anlaşılan Salvini mesaisinin çoğunu sosyal medyada geçiriyordu.
Salvini, İtalya’daki yeni kabinenin arkasında Avrupa’daki “güçlerin” olduğunu savunduğu son tweet’inde “Uzun sürmez” mesajını verirken, onun yerine atanan kadın bakan Lamorgese ise selefinin aksine sosyal medyaya yakın bir isim olarak görülmüyor.
Göçmen kurtarma operasyonlarına ne olacak?
Perşembe günü yemin ederek görevine başlayan teknokrat Lamorgese’nin içişleri bakanı olarak tercih edilmesi, İtalya’nın göç kriziyle başa çıkmada önemli bir kırılma yaşadığını işaret ediyor.
Siyasi risk danışmanlık firması Policy Sonar’ın Başkanı Francesco Galietti, The National haber sitesine yaptığı değerlendirmede “Lamorgese, meselelere gayet sakin ve profesyonel açıdan yaklaşıyor. Bu işleri şov malzemesi yapmak istemiyor” diyor.
Eski merkez sağ ve merkez sol hükümetleri sırasında içişleri bakanlığı çatısı altında hizmet veren üst düzey devlet yetkililerinden biri olan 66 yaşındaki Lamorgese, İtalya’da göçmenlik krizinin zirve yaptığı 2015’te sergilediği tutumla tanınıyor.
Galietti, “Lamorgese mekanizmayı iyi biliyor ve göçmen meselesine epey hakim” diye ekliyor.
Bununla birlikte emekli valinin göreve gelişinin, Akdeniz’de göçmenleri kurtarma operasyonları yürüten ve Salvini tarafından hedef tahtasına konan sivil toplum örgütleri için iyimser bir hava estirebileceği yorumları da yapılıyor.
Lamorgese'nin aday gösterilmesi ayrıca, yeni hükümetin Salvini'nin geri dönüşünü engellemek istemesinin açık bir işareti olarak yorumlanıyor.
Herhangi bir partiden gelmeyen sade bir devlet memuruna göç krizini teslim etmek, meselenin siyaset dışına çıkarılması ve artık İtalyan iç politikasının merkezine oturan çalkantılı bir konu olmaması için bir adım olarak görülüyor.
Diğer taraftan Salvini’nin göçmen karşıtı tutumu partisinin hanesine oy kazandırma çabası olarak değerlendirilirken, içişleri bakanlığının dışarıdan getirilen uzman Lamorgese yönetiminde bu işi seçim için “prim yapma” aracı olarak kullanmayacağı öngörüsü dile getiriliyor.
Ancak M5S ile PD ittifakı sonrası oluşturulan yeni hükümetin, Salvini’nin göçmenleri kurtarma gemilerinin İtalyan sularına girmesine karşı getirdiği ve 1 milyon euro (yaklaşık 6,3 milyon TL) para cezası kesilmesini zorunlu kılan kararnamesini uygulamaya devam edeceklerini duyurması göçmen krizinin yakın zamanda çözülmesine dair iyimser tabloda çatlaklıklar bırakıyor.
Independent Türkçe için derleyen: Elvide Demirkol
© The Independentturkish