Tahir Elçi'ye ağıt yakanlar o gün neredeydi?

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: X

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin hendek olaylarının durdurulması için Diyarbakır Dört Ayaklı Minare önünde basın toplantısı yaparken öldürülmesinin üzerinden 8 yıl geçti. 

Kim öldürdü, olay nasıl oldu, gerçek failler kimler; maalesef bugüne kadar ortaya çıkmadı, çıkarılamadı.

Üstelik o dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, mecliste yaptığı bir konuşmada “Benim dönemimde faili meçhul cinayet diye bir şey olmaz. Mutlaka failler ortaya çıkar” sözünü vermesine rağmen, yine de bugüne kadar gerçek failler belirlenemedi.
 


Tahir Elçi o gün, orada ne yapıyordu? 

Biliyorsunuz ki, 2015 yılının ortalarından itibaren bölgede hendekler kazılmaya başlandı, barikatlar kuruldu, PKK’li militanlar, artık buraya devlet güçlerinin girmesine izin vermeyeceklerini ilan ettiler ve arkasından da o dönemki HDP’li belediyeler “demokratik özerklik” bildirileri okumaya başladılar.

Tahir Elçi gibi, benim gibi, aklı başında birkaç kişi bu yaşananlara açıktan tepki koydu, bunun yanlış olduğunu ve bu hendeklerin mutlaka kapatılması, eylemlerin sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.

Tahir Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı olmanın ağır yük ve sorumluluğun da gereği olarak, bu yapılanın yanlış olduğunu en açık şekilde söyleyen kişilerden birisiydi.

Kendisiyle en son Silvan’da karşılaşmıştık. Biz, Silvan’daki hendeklerin kapatılmasıyla ilgili bir milletvekili heyetiyle oraya gitmiştik. 

Tahir Elçi de yine Diyarbakır Barosu’nun öncülüğünde geniş bir heyetle hendeklerin kazıldığı bölgeyi ziyaret ettikten yaptıktan sonra Cizre dönüşünde Silvan’da bizi ziyaret etmişti. 

Orada da tekrar konuştuk ve o konuşmadan çok kısa bir müddet sonra, o dönemde Avrupa’dan yayın yapmakta olan Medya TV’nin basın sorumlusu Zana Azadi isimli bir PKK’li hem Tahir Elçi’yi hem de beni, isim vererek ölüm ile tehdit etmişti.

O televizyon yayınındaki konuşmasının linkleri internette duruyor. Merak edenler girip bakabilir. 

Tarih 10 Kasım 2015. Yani Tahir Elçi’nin öldürülmesinden 18 gün önce.

Söylediği de şu:

PKK’nin hendek eylemlerini eleştiren Altan Tan ve Tahir Elçi nasıl Amed sokaklarında gezebiliyorlar? Nasıl bunlar cezalandırılmıyorlar?


Bu ifadelerin üzerinden çok zaman geçmeden, biraz evvel de söylediğim gibi 28 Kasım günü Tahir Elçi öldürüldü.

Çok fazla iddialar var. Tabii ki kesin bir bilgiye sahip olmadıktan sonra bir iddiada bulunmak mümkün değil. 

Ama Tahir Elçi’nin orada ne yaptığı önemli.

Orada ne yapıyordu?

Cesurca, çok açık ve yürekli bir şekilde bu eylemlerin yanlış olduğunu söylüyordu.

Sadece yanlış olduğunu söylemekle de kalmadı ve Diyarbakır Barosu’nun resmi kararı hâline getirdi ve bunu bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu.

Diyarbakır Baro Başkanı olarak Tahir Elçi, altında imzası olan bu açıklamasında, hendek eylemlerin halk arasında büyük bir tedirginliğe huzursuzluğa yol açtığını, çatışmaların kaçınılmaz olduğunu, bu şekliyle halkın büyük zarar göreceğini ve Kürt meselesinde olumlu bir sonuç doğurmayacağını söylüyordu.

Bunu söylemekle de kalmıyordu, hemen arkasından mutlaka bu hendek eylemine son verilmesini gerektiğini de altını çizerek belirtiyordu.

Bugün Tahir Elçi’ye ağıt yakanlara sormak lazım: Siz o zaman ne yaptınız? 

“Efendim şöyle yaptık, böyle yaptık”, “Şunu dedik, bunu dedik...”

Peki, nerede dediniz?

Ne dediniz?

Bir tehdit aldınız mı?

O söylediklerinizle ilgili şu an elinizde bir belge, bir evrak, bir konuşma, metni bir görüntü ya da yazılı bir bildiri var mı? 

Tahir Elçi’nin var. 

Allah rahmet eylesin, kendisi menfur bir şekilde vefat etti ama hem baro başkanı olarak altına imza koyduğu bir bildiri var, hem de sözlü sözlü ifadeleri var.

Bunlar da tarihi birer vesika olarak duruyor. 

Peki Tahir Elçi’ye bugün ağıt yakanlar, siz o gün neredeydiniz?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU