Şifa Hastanesi'ndeki prematüre anneleri: Kurtulmamıza rağmen korku peşimizi bırakmıyor

Mısır'ın el-Ariş şehrindeki bulunan anneler, Gazze hastanelerindeki trajediyi anlatıyor

Meryem’in annesi Lubna el-Sek (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat’a konuşan veren prematüre anneleri "Kurtuluşumuza rağmen, dehşet an bizi terk etmiyor" diyerek yaşadıkları sıkıntılar anlatıyorlar.  Mısır’ın Kuzey Sina bölgesindeki hastanelerde bebekleri tedavi göre anneler Gazze’de yaşadıkların acıyı hala hissettiklerini söylediler. Anneler, çocuklarından ayrılmak zorunda kaldıkları saatlerin acısını hep hatırlıyor. Prematüreler Pazartesi günü Şifa Hastanesi’nden Mısır’daki hastanelere nakledilmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mısır Sağlık Bakanlığı, Pazartesi günü, yeni doğmuş 28 bebeğin Refah sınır kapısına ulaştığını ve onları tedavi için farklı hastanelere nakledildiğini açıkladı. Mira ve Deheb Yasin adlı ikizlerin annesi Ayat Zekeriya el-Dav, Şarku’l Avsat’a şunları söyledi: "Bebeklerimi savaşın beşinci gününde doğurdum ve yoğun bakımdayken gün boyunca onların yanındaydım. Ardından, Saftavi bölgesindeki evime döndüm ancak Gazze'nin kuzeyindeki Cebaliye’ye gitmek zorunda kaldım."

Ayat konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bebeklerimle sadece 10 gün boyunca iletişim kurabildim iletişimim kesildikten sonra onlardan hiç haber alamadım.

"İsrail'in bombardımanı altındaki kuzeyden güneye kaçmaya zorlandık. Kocamla birlikte evimizi terk ettik, çünkü bombardıman korkusu vardı" diyerek konuşan anne, "39 gün boyunca acı, ayrılık ve endişe içinde yaşadık. İkizlerimizden uzaktaydık ve Şifa Hastanesi çevresinde ateş açıldığını veya saldırıldığını duyduğumuzda, acı ve korkumuz artıyordu, kızlarımız için endişeleniyorduk" diyerek yaşadıklarını anlattılar.

Ayat, içlerinde endişe ateşinin yanmaya devam etmesine rağmen kızlarına yeniden ulaşma umutlarını kaybetmediklerini belirtti. Sosyal medya üzerinden kızlarının isimlerinin Emirati Hastanesi’ne gidenler arasında gördüklerinde 39 gün ayrılıktan sonra çok mutlu olduklarını ifade etti.

Başka bir prematüre annesi olan Lubna el-Sek şunları söyledi: "Savaş başlamadan 10 gün önce kızımı doğurdum ve bebeğin durumu nedeniyle onu Şifa Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesine yatırdık. Savaş başladıktan sonra kızımı sadece bir kez gördüm."

Lubna, son günlerde yaşananları gözyaşları içinde hatırlıyor ve şöyle diyor: "Şifa Hastanesi'nin hemşireleri, kızım doğduktan sonra onu beslemek için biberon getirmemi istediler. Ancak İsrail savaş uçakları süt deposunu bombaladı, bu yüzden alamadım. Ardından bombardıman daha da şiddetlendi ve güneye kaçmak zorunda kaldım. Sonrasında kızımın ne durumda olduğundan haber alamadım.”

Lubna, Emirati Hastanesi yönetiminin kendisini çağırdığını ve böylece kızını 40 gün sonra ilk kez gördüğünü belirtti. Mısır’da tedavisine başlanan Meryem bebeğin kan enfeksiyonu, oksijen eksikliği, yapay solunum ihtiyacı ve sağ elinde titreme sıkıntıları olduğunu iade eden anne,  kızının iyileşmesini umut ettiğini belirtiyor.

Semah Avd’ın annesi Vurud el- Şurbuci’nin yaşadıkları ise Ayat ve Lubna’nın yaşadıkları acılardan pek farklı değil. Vurud,  Şarku’l Avsat’a  "Kızımı savaşın başlamasından dört gün sonra doğurdum ve Şifa Hastanesi'nde bıraktım. Sonra Gazze'nin güneyindeki evime gittim. Prematüre bebeklerin Emirati Hastanesi'ne geldiğini duyuca hayata yeniden geri dönmek için onu görmek üzere buraya geldim” dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU