İsrail hükümeti, acil bir adım atarak ek bir ‘kitlesel medya kampanyası’ düzenlemeye karar verdi. Zira uluslararası kamuoyunda, savaşın başında İsrail’in Gazze operasyona destek oranı yüksekken İsrail’in Gazze halkına yönelik bombardımanlarının yoğunlaşması ve ortaya çıkan insani kriz uluslararası kamuoyundaki algının tersine dönmesine yol açtı. Savaşın durdurulması ve anlaşmazlığın çözümü için siyasi yolların aranması yönünde uluslararası talepler arttı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Tel Aviv Hükümeti, kampanyayı finanse etmek için mali kaynakları iki katına çıkarmaya ve Hamas üyelerinin İsrailli sivillere karşı gerçekleştirdiği operasyonları belgeleyen videolar yayınlamaya karar verdi. Ayrıca “İsrail’in yürüttüğü savaşın, Yahudi devletini yok etmek ve Batı ülkelerindeki istikrarı baltalamak isteyen bir terör örgütüne yanıt olarak verildiği, operasyonun bir savunma savaşı” olduğuna dair bir söylem geliştirecek. İsrail bu söylem için dünyayı ikna edecek uluslararası üne sahip isimlerle çalışacak.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail, 7 Ekim'de silahlı Filistinli direnişçilerin Gazze Şeridi'ni çevreleyen 22 yerleşim yerine saldırdığını, askerleri ve sivilleri öldürdüğünü ve bir konsere saldırdığını gösteren bazı görüntüleri yayınlayarak dünya çapında geniş çevrelerden destek kazanmıştı.
Ancak buna karşın İsrail'in savaş ilan ederek tepki vermesiyle durum değişmeye başladı. Her ne kadar İsrail, Hamas'ı yok etme ve Gazze’deki yönetimini devirme savaşı ilan etse de, aslında savaşın bölgedeki sivil halka yönelik olduğu gibi görünen başka bir tablo ortaya çıktı.
Gazze'deki kurbanların görüntülerinin çeşitli sosyal medya platformlarında yayılması, yüzlerce Filistinli ailenin öldürülmesi, hastanelerin bombalanması ve tonlarca patlayıcı kullanılarak bir milyondan fazla Filistinlinin zorla yerinden edilmesiyle ilgili hikayelerin yayılması nedeniyle İsrail'in adımlarına yönelik küresel öfkenin yoğunluğu arttı. Bu, sivillere su, ilaç ve gıda girişinin kesilmesinin uluslararası ve bölgesel olarak kınanmasıyla aynı zamana denk geldi.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde savaşa ve savaş suçlarına son verilmesi talebiyle yüzlerce gösteri düzenlendi. ABD, Birleşik Krallık, İspanya gibi ülkelerde yaşayan pek çok Yahudi, İsrail devletinin uygulamalarını ve tüm Yahudiler adına böyle bir savaş başlatmasını reddettiklerini söyleyerek “Bizim adımıza değil!” sloganları attı.
Batılı hükümetlerin ve ABD yönetiminin bu savaşta İsrail hükümetine açıkça destek vermesiyle birlikte, geniş kitleler hükümetlerinin İsrail savaş makinesine destek vermeyi bırakmasını talep etmeye başladı. Göstericiler Hamas'ın uygulamaları ile İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en korkunç yıkım savaşlarından birine maruz kalan Filistin halkı arasında bir ayrım yapılmasını talep ettiler.
İsrail'in tanık olduğu trajediye yönelik uluslararası sempatinin hızla tükendiği açıkça ortaya çıktı. Batı kamuoyu, medyası ve pek çok siyasetçi Gazze'den gelen görüntüler karşısında şok yaşıyor. Protesto gösterileri, hükümetleri etkilemeye başlıyor ve hükümetlerden bazıları İsrail'in durmasını talep ediyor. Ancak Binyamin Netanyahu hükümeti bu değişimi fark edip kamuoyunun taleplerine yanıt vermek yerine savaşı sürdürmeyi ve dünyada Hamas'a karşı yeni bir medya savaşı ilan etmeyi planlıyor.
İsrail medyasında Hamas’ın dünyada hiçbir şekilde kabul edilmediğine, Batılı ülkelerde ve dünyanın birçok ülkesinde dışlanmış hale geldiğine ve yaptıklarının başka herhangi bir ülkenin yaptıklarıyla karşılaştırılamayacağına dikkat çekiliyor. Savaşın yıkıcı sonuçlarıyla birlikte İsrail'in Gazze halkını topraklarından sürme ve hepsini mülteciye dönüştürme yönündeki sömürgeci niyetlerini gösteren planları, evlerin, okulların, camilerin, kiliselerin yok edilmesi, turizm ve İsrail yerleşim projelerinin hayata geçirilmesi, kamuoyunu suçu reddeden bir konuma getiriyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.