Çin'in Gazze savaşına dair tutumunun arka planı

Çin’in Ortadoğu'daki jeopolitik stratejisi nasıl şekilleniyor?

Görsel: Al Majalla

Çin Halk Cumhuriyeti daima ülkesi dışındaki bir bölgeye siyasi ya da askeri müdahalede bulunmamayı temel bir ilke olarak benimsemesiyle öne çıktı.

Ancak 7 Ekim'de patlak veren geniş çaplı çatışmanın ardından İsrail-Gazze savaşında Gazze halkına mutlak desteğini açıklamak suretiyle Çin, dış politikasına hâkim olan bu ilkeyi ihlal etti.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Gazze'de derhal bir ateşkes çağrısında bulunarak, barış için tek yolun iki devletli çözüm olduğunu yineledi.

Wang Yi ayrıca, yarım asrı aşkın bir süredir Filistinlilere uyguladığı zulüm sebebiyle İsrail'i eleştirerek İsrail'de şu an yaşanan savaşı, meşru müdafaa sınırlarını aşan bir savaş olarak niteledi.

Çin'in Ortadoğu Özel Elçisi, yoğun diplomatik görüşmeler gerçekleştirirken Çin sosyal medyası da Yahudi ve ABD karşıtı açıklamalarla doldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çin'in Gazze'deki savaşa karşı tepkisi ile Ukrayna'daki savaşa karşı tepkisi iki temel açıdan bariz bir farklılık gösteriyor.

Ukrayna'da 600 günden fazla süren savaş boyunca Çin, savaşan iki tarafa karşı siyasi tarafsızlığını sürdürdü.

Ancak Gazze'de savaş patlak verir vermez doğrudan Gazze'nin savunulması için çağrıda bulundu.

Ayrıca Çin ve ABD, Ukrayna savaşına doğrudan katılmasa da farklı düzeylerde mali destek sağlanması üzerinden Ukrayna'daki savaş, bir nevi vekalet savaşına dönüştü.

Gazze'deki savaş ise ABD'yi ve Çin'i Pasifik Okyanusu bölgesi dışındaki bir bölgesel çatışmaya doğrudan çekebilir.

Tek bir egemen bölgesel gücün yönettiği Ortadoğu, bölgede bir tür istikrarsızlığa yol açabilir.


ABD, İsrail'e yönelik füzelere karşı koymak amacıyla Gazze'yi kuşatan denize iki uçak gemisi konuşlandırdı.

Ayrıca Umman sularındaki askerî bir tatbikatın ardından altı Çin savaş gemisi, halihazırda Ortadoğu'da açıklanmayan bir bölgede konuşlanmış durumda.

Çin ayrıca Cibuti kıyısı açıklarında çift amaçlı bir liman da inşa etti. Gazze'deki çatışma bölgesel bir düzeyde yayılırsa ABD doğrudan müdahale edebilir.

Çin de gelişen dinamikler ve durumun bölgesel etkileri nedeniyle tarafsızlığından vazgeçerek, çatışmaya aktif olarak katılmak zorunda kalabilir.  

Ukrayna ve Gazze savaşlarının ortak bir noktası da var. Nitekim her ikisi de 'değişim yüzyılını' yeniden şekillendirme çabasıyla birlikte küresel bir jeopolitik rekabetin de habercisi.

Çin'i, Ortadoğu'daki askerî güçlerini harekete geçirmek de dahil olmak üzere siyasi müdahale konusundaki kadim tutumundan geri adım atmaya sevk eden şey ne?


Çin'in tarafsızlık politikasındaki değişiklik

Çin neden Ukrayna'daki savaşı Ortadoğu'daki savaştan farklı görüyor?

Çin'in bakış açısından bu çabanın üç yönü var.

Çin'in hedefleri; Körfez'deki kalıcı çıkarları, yeni oluşturduğu bölgesel ortaklıkları ve küresel jeopolitik ve jeoekonomik ihtiyaçları tarafından yönlendiriliyor.


Körfez

Çin'in Filistin'in davasını mı İsrail'i mi desteklediği sorusunda her iki seçenek de gerçekliği tam olarak yansıtmıyor.

Zira Çin bir yandan İsrail'le güçlü askerî ve teknolojik ilişkiler geliştirirken diğer yandan Filistin devletinin kurulmasını da destekliyor.

Çin'in stratejik hedefi, Ortadoğu'da barışın ve istikrarın temin edilmesidir.

Tek bir egemen bölgesel gücün yönettiği Ortadoğu, bölgede bir tür istikrarsızlığa yol açabilir.

Bu yüzden çeşitli bölgesel güçler arasındaki hassas güç dengesinin korunması, bölgede istikrar ihtimalini artıracaktır.
 

1.jpg
Suudi Devlet Bakanı Müsaid bin Muhammed el-Ayban, Çin Dışişleri Komisyonu Ofisi Müdürü Wang Yi ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani / Fotoğraf: Reuters

 

Bu açıdan bakıldığında Çin'in kurmaya çalıştığı çok kutuplu güvenlik sistemi, aslında ABD'nin, Ortadoğu'daki güç dengesini alt üst eden Irak Savaşı'na kadar uzun bir süre peşinden koştuğu şeyden pek farklı değil.

Bugün dünyada Körfez'de barışın ve istikrarın sağlanmasında Çin'den daha fazla çıkarı (ve stratejik zaafı) olan büyük bir dış güç yok.

Petrol tedarikini aksatacak bölgesel savaş da Çin'de ekonomi tekerinin durmasına sebep olabilir.

Çin'in Ortadoğu'daki temel çıkarları meselesine gelince bu da ne Filistin davası ne de İsrail'dir.

Hiç kuşkusuz Çin'in bölgedeki temel çıkar alanı Körfez'dir. Bu, Çin'in iç zayıflığını yansıtıyor.

Çin, dünyanın en büyük enerji ithalatçısı sayılıyor. 2022 yılında Çin, 365,5 milyar dolar değerindeki toplam petrol ithalatının yaklaşık yüzde 53,6'sını Körfez'den ithal etti.

Suudi Arabistan'ın petrol ihracatının dörtte biri de Çin'e gidiyor ki bu, Çin'in toplam petrol ithalatının yüzde 16'sından fazlasını oluşturuyor.

Çin 365,5 milyar dolar değerindeki toplam petrol ithalatının yaklaşık yüzde 53,6'sını Körfez'den ithal etti


Körfez'le yapılan karşılıklı büyük mal ve hizmet alışverişiyle karşılaştırıldığında Çin ile İran arasındaki ekonomik etkileşim çok daha küçük ve denklikten uzak görünüyor.

Nitekim 2022 yılında Çin, İran'ın petrol ihracatının yüzde 58'ini satın aldı ki bu, Çin'in toplam petrol ithalatının sadece yüzde 6'sını oluşturuyor.

Çin'in Ortadoğu'dan enerji tedarikini güvence altına alması; askerî sanayi kompleksini inşa etmesi ve ekonomik büyümesini gerçekleştirmesi açısından oldukça önemli.

Körfez bölgesinin istikrarının temin edilmesi ve Körfez'den Çin'e petrol taşınan deniz geçitlerinin ve boğazların açık kalması da Çin'in çıkarına.
 

2.jpg
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Çin Komünist Partisi Siyasi Ofisi Dış Politika Başkanı Wang Yi, 13 Temmuz'da Cakarta'da düzenlenen ASEAN zirvesi münasebetiyle bir araya geldi / Fotoğraf: AFP

 

Çin'in bölgede yeni ortaya çıkan ortakları

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, geçen eylül ayında Pekin'e yaptığı resmi ziyarette Çin ile Suriye arasında stratejik bir ortaklığa imza atmayı başardı.

Bu ortaklık, Suriye'nin küresel sahneye geri dönüşünde bir dönüm noktasını temsil ediyor.

İki ülke lideri arasındaki ikili toplantıda Çin, yeni stratejik ortaklığı, küresel jeopolitik dönüşümlere karşı dayanışma çerçevesinde formüle etti.

Kendisine yönelik Batı yaptırımları karşısında Suriye, savaştan sonraki aşamada ülkenin yeniden inşası için büyük oranda Çin'in yatırımlarına dayanacak.

Şu ana kadar Çin, Suriye'nin altyapısına 3 milyar dolar yatırım yaptı. Petrol ticaretinin yanı sıra Çin, bir yandan büyük bir petrol üreticisi ve Çin'in ana ticaret ortağı olan Irak'ın, diğer yandan da büyük bir Avrasya gücü ve Güney Avrupa'ya açılan kapı olan Türkiye'nin komşusu Suriye'deki ekonomik boşluğu doldurmaya tamamen hazır.

Altyapının Irak'tan başlayıp Suriye üzerinden Türkiye'ye bağlanması, Avrasya ekonomik manzarasının dönüşümünde önemli olacak.

Ortadoğu'da belirli düzeyde bir kargaşa ABD'nin dikkatini Pasifik Okyanusu'ndaki durumdan uzaklaştırabilir.


Sadece üç ay önce Çin ile Filistin Yönetimi arasında benzer bir stratejik ortaklık anlaşması yapıldı.

Çin, 2022'de Batı Şeria'ya yönelik ihracatında yüzde 23'lük bir artışa ve Çincenin yerel eğitim sistemine dahil edilişine tanık oldu.

Çin, Filistin topraklarına yardım, sosyal destek ve sağlık hizmeti sağlamaya da devam ederek yerel halkın kalbini fethediyor.

Irak'taki savaştan yirmi yıl sonra bugün Çin, Irak'ın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Irak da Çin'in Arap dünyasındaki en büyük üçüncü ticari ortağı oldu.

Çin, ülkedeki petrol altyapısını geliştirmeye çalışmakla kalmadı, aynı zamanda su, elektrik ve diğer kamu hizmetleri alanındaki altyapıyı da geliştirmek için faaliyet yürüttü.

Geçen mayıs ayında Çin şaşırtıcı bir şekilde Suudi Arabistan ile İran'ı yakınlaştırmak için arabuluculuk yaptı ve bunun sonucunda Arap dünyasındaki ekonomik ve stratejik nüfuzu arttı.

Çin'in bölgede yeni ortaya çıkan ortaklarının (eski ortağı İran'ın yanı sıra Suriye, Irak ve Filistin Yönetimi) özelliği sadece Gazze civarında yer alıyor olmaları değil.

Savaşın kızışması halinde bu ortakların ikincil mağdurlara dönüşme tehlikesi de söz konusu.

Çin'in bölgedeki geniş çaplı altyapı projelerine artan yatırımları taşınabilir ya da likit olmadığından Çin, öyle bir aşamaya gelecek ki bu aşamada ticari çıkarları onu, barış için aracılık etmeye varana kadar savaşı kontrol altına almak için elinden gelen çabayı gösterecek.


Çin'in küresel jeopolitik ihtiyaçları

Çin'in stratejik niyetlerinin üçüncü yönü, jeopolitik mahiyette.

Ortadoğu'da Doğu Akdeniz'le sınırlı belirli düzeyde bir kargaşa ABD'nin dikkatini Pasifik'teki durumdan uzaklaştırabilir.

Bu, ABD'nin askerî güç harcamalarını da önemli ölçüde artırabilir ve artan mali açık ve inatçı enflasyonla birlikte ABD ekonomisine zarar verebilir.

Ayrıca ABD'de yerel anlaşmazlıkları da körükleyerek birliği bozabilir.
 

3.jpg
ABD uçak gemisi USS Gerald R. Ford, Ortadoğu'ya gelmeden önce, 4 Ekim 2023 / Fotoğraf: AP

 

Batı'yı, Çin'i birincil küresel tehdit olarak görmekten alıkoyacak her türlü hareketlilik, Çin'in çıkarlarına hizmet eder.

Ortadoğu'da bir savaş ayrıca, ABD'nin dikkatini Ukrayna'dan uzaklaştırarak, Rusya'ya ihtiyaç duyduğu rahatlığı biraz olsun verebilir.

ABD'nin askerî çatışmaya doğrudan müdahil olması, Arap dünyasının ve yerel Arap sakinlerin siyasi olarak yalnızlaşması anlamına gelecektir ki bu da kırılgan Amerikan sivil uyumunu daha da parçalayacak ve ABD'nin küresel liderliğini baltalayacak.

2024 ABD başkanlık seçimlerinin yaklaştığını göz önünde bulundurursak Trump'ın izolasyon politikasını Beyaz Saray'a geri getirmeye dönük herhangi eğilim de Çin'in çıkarlarına hizmet edecektir.

Son olarak Ortadoğu ve Avrupa'da çatışmaların patlak vermesi nihayetinde Devlet Başkanı Şi'nin 'Batı'nın gerilemesi' dediği duruma işaret ediyor.

Mısır'da, Ürdün'de ve Arap dünyasının başka yerlerinde patlak veren bölgesel gösteriler, sadece İsrail'e değil, aynı zamanda ABD'ye yönelik protestolara da sahne oluyor.

Bu, ABD liderliğindeki küresel güvenlik sisteminin ayıbını gözler önüne seren herhangi bir muhalefete de Çin tarafından yönetilen, Çin'in Ortadoğu'daki ortakları tarafından geniş çaplı bir destek gören ve Çin Küresel Güvenlik Girişimi olarak adlandırılan alternatif bir küresel güvenlik sistemine giriş imkânı sağlayacak.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz

Al Majalla

DAHA FAZLA HABER OKU