Gazze tünelleri… İsrail'in Hamas'tan önce başlattığı ‘beyin savaşı’

Tel Aviv, Gazze Şeridi'nin işgali sırasında Şifa Hastanesi altında askeri karargâh kurmuştu

Gazze tünellerinde yürüyen Filistinli genç bir adam, 2016 Fotoğraf: AP

İsrail ordusu, bundan tam 10 yıl önce, Gazze Şeridi'nde ‘İsrail'e yönelik ilk saldırı tüneli’ olarak adlandırdığı tüneli keşfettiğini duyurdu. Bu tünel, Han Yunus'un doğu mahallesinden başlayıp İsrail bölgelerine doğru 100 metre uzanan, yerin 20 metre derinliğinde ve 800 metre uzunluğundaydı. Genişliği ve yüksekliği iki metreye ulaşıyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak söz konusu tünelde, bubi tuzaklarının bulunduğu daha önceki küçük tünellerde olduğu gibi, silah veya patlayıcı madde izlerine rastlanmıyordu. Askeri uzmanlar, Hamas'ın bu tüneli ‘İsrail askerlerini kaçırma’ amacıyla kullanmayı planladığını tahmin ediyordu. İsrail ordusundan üst düzey bir saha komutanı, o dönemde Haaretz gazetesine şu yorumu yapmıştı:

Onları bu büyük çabalarına pişman edecek, umutsuzluğa ve hüsrana sürükleyeceğiz.

İsrail ordusu o dönemde, daha önce yaptığı gibi bu tüneli de yok etmiş ve tüm tünelleri ortadan kaldırmanın yolunu aramaya başlamıştı. Bu amaçla, tünellerin yerini tespit edip ortadan kaldıracak modern elektronik cihazlar ve sensörler yapmakla görevlendirilen çok sayıda bilim insanının da yer aldığı özel bir askeri birlik kuruldu. Dönemin Güney Tugay Komutanı Yoav Gallant'a bu birlik sorulduğunda şu ifadeleri kullanmıştı:

Bu, Hamas'la aramızdaki bir beyin savaşıdır. Biz onlarla tek bir amaç için savaşıyoruz, o da onları mağlup etmek.

Bugün Gallant, Savunma Bakanı oldu ve tüneller, Gazze Şeridi’ni boydan boya kaplayacak kadar yayılmış durumda. Öyle ki bu tüneller, üstün yeteneklere sahip ABD savaş uçaklarına atfen Hamas’ın F-35’i sayılıyor. Ama daha mütevazı bir tahminle bunun ‘terörizm için bir nükleer reaktör’ olduğunu söylüyorlar. Hâlâ ‘zaferden’ bahseden Gallant, aslında ‘yok oluştan’ bahsediyor.

393931.jpeg
Gazze'den İsrail yerleşimlerine giden tünelin girişini koruyan İsrail askeri, 2018 Fotoğraf: Reuters


İsrail ordusu son on yılda tünel olgusunun ortadan kaldırılamadığını, aksine büyüyerek bambaşka bir hal aldığını fark etti. Başlangıçta Hamas savaşçılarının İsrail'in kara saldırılarını püskürtmesi için inşa edilen tüneller, daha sonra asker kaçırma girişimlerinde kullanıldı.

Bunu 2014 yılında Dökme Kurşun Operasyonu başlatıldığında ve bugüne kadar Hamas tarafından esir tutulan iki askerin (Hadar Goldin ve Şaul Aron) kaçırılmasıyla başardılar. Bunun üzerine İsrail, sınır boyunca (65 kilometre) yer üstünden ve altından uzanan devasa bir duvar örmeye karar verdi. Böylece tüneller artık İsrail sınırından geçemeyecek hale geldi.

Ancak Hamas'ın bir milyar dolara mal olan İsrail duvarını delmek için tünel sisteminden vazgeçtiği ortaya çıktı. Müteahhitlerden birine 200 dolar ödenerek sınırdaki duvar buldozerle delindi. Tüneller ise Gazze Şeridi'nin kalbine götürüldü ve devasa bir tünel ağı kurulmaya başlandı. Askeri kullanıma yönelik bu tür tünellerin yalnızca Kuzey Kore'de olduğu söyleniyor. İsrailliler, planlamada sadece İran'ın değil, Kuzey Kore'nin de ortak olduğunu göz ardı etmiyor. Aslında bu tünellerden bazıları İsrail'in bu konudaki deneyiminden yararlandı. Zira İsrail, 1980 yılında Gazze Şeridi'nin tamamını işgal ettiğinde, Gazze şehrinin kalbindeki Şifa Hastanesi'nin altına bir kat inşa etmişti.

Yeraltı Gazze’si ve daha fazlası

İsrail, geçtiğimiz on yıl boyunca Gazze Şeridi'nden İsrail sınırlarına uzanan tünelleri denetlemekle meşguldü ve koruyucu duvarı inşa ettiğinde bu fikri yok edebileceğine inanmıştı. Sınırda ele geçirilen tüneller yıkıldı, serbest bırakıldığında patlayan ve içlerindeki her boş alanı tıkayan sıvı bir maddeyle dolduruldu. İsrail bu süreçten sonra büyük bir güvence vererek gözetleme kulelerinin sayısını azalttı. Ancak Hamas, bu dönemden yararlanarak Gazze Şeridi'nde bin 300 tünelden oluşan, yeraltında 70 metreye kadar derinlikte bulunan ve Filistinlilere göre uzunlukları 500 kilometre olan devasa bir tünel ağı inşa ediyordu. İsrail hükümetinin Ulusal Güvenlik Konseyi eski başkanı Tuğgeneral Jacob Nagel, tünellerin daha uzun olduğunu ve binlerce kilometreye ulaşabileceğini söylüyor. Nagel, yaklaşık iki hafta önce Globes gazetesine verdiği röportajda “Binlerce kilometre uzunlukta olduklarından bahsederek konuşmak daha doğru olur. Bu tüneller dünyanın dördüncü veya beşinci askeri gücü olan Kuzey Kore tarzında inşa edildi. Gazze tünelleri, Kuzey Kore'ninkinden sonra dünyada türünün en büyük ağıdır ve içlerindeki bir robota güvenmek zor olacaktır. Çünkü robot yerin bu kadar derininde çalışmaz ve tünellerde savaşmak neredeyse imkânsızdır” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki tünellerin ayrıntılı haritalarına sahip olduğunu iddia ediyor. Bu tünelleri, ‘Hamas liderleri mezarlığı’ haline getirmek için uygun planlar hazırlıyor. Hamas liderleri ise tünellerin “son iki yılda İsrail'i şok edecek ve askerleri için büyük bir tuzak haline getirecek yüksek teknoloji açısından büyük bir gelişmeye sahne olduğunu” iddia ediyor. Her durumda tüneller, bu savaşın ana manşeti haline geldi. Gazze Şeridi'ndeki yaklaşık 20 bin savaşçısıyla Hamas liderleri, onları zapt edilemez bir yer altı kalesi olarak kullanıyor ve İsrail onları burada boğarak öldürmeye çalışıyor.

393931.jpeg
2013 yılında Gazze yakınlarında keşfedilen bir tünelden geçen İsrail askerleri / Fotoğraf: AP​​​​​​​

 

Tünellerde hayat nasıl?

Gazze tünellerinde ‘hayat’ var demek doğru değil. Bunun adı hayat olmadığı için zorlukları çok. Ancak bu tüneller artık adından da anlaşılacağı gibi yüksekliği az, tabanı toprak olan uzun koridorlar değil. Hamas'ın inşa ettiği tüneller, ‘Yeraltı Gazze’si’ adında bir yer altı şehri. Yer altında ‘iki Gazze Şeridi’ olduğunu söyleyenler var. Tünellerde yürüyen herkes, benzin istasyonu tuvaletlerinde olduğu gibi geniş dinlenme yerleri bulacaktır. Ayrıca, toplantılar ve insanların uyuması için gerekli her şeyle donatılmış odalar bulunur. Modern ve gelişmiş bir havalandırma sistemi ile donatılmış olup, gıda, ilaç ve yakıt için çeşitli depolar içeren tünellerde İsrail'in çözmeyi başaramadığı şifreli bir iletişim ağı kullanılır. Bunun delili, plan deşifre olmadan bu ağ kullanılarak bir yıl boyunca Aksa Tufanı operasyonu için eğitim verilmiş olmasıdır. Zira sahaya çıkacak Hamas kadroları çeşitli dayanıklılık ihtiyaçlarını karşılamak üzere bu tünellerde eğitildi.

Elbette orada yaşayanlar, İsrail karargâhında olduğu gibi lüks bir yaşam sürmüyor. Elbette yurtdışındaki Hamas liderleri gibi de yaşamıyorlar, çeşitli zorluklar içindeler. İsrail, hayatı çekilmez hale getirecek, Hamas üyeleri ve liderleri için büyük bir tuzağa dönüştürecek planlar hazırladı. Uzmanlara göre İsrail, tünelleri serbest bırakıldığı anda şişip katılaşacak yapışkan bir maddeyle doldurmayı, böylece tünel girişini sanki birkaç metre kalınlığında devasa bir demir kapı yerleştirir gibi kapatmayı planlıyor. Ancak Hamas ve ona bu teknolojiyi sağlayanlar, tüm bunları dikkate aldıklarını, savaşmaya hazır olduklarını ve bu yolla İsrail'e meydan okuduklarını söylüyor.

Şifa Hastanesi

Gazze şehrinin göbeğinde yer alan Şifa Hastanesi, Hamas liderliğinin burayı karargâh olarak aldığı bahanesiyle İsrail ordusunun ana hedefi haline geldi. Tel Aviv bu durumu ‘hastanenin ve hastaların arkasına saklanarak onların canlı kalkan olarak kullanılması’ olarak değerlendirdi. Ancak İsrail'in dile getirmediği gerçek öncelikle şu: İsrail, karargâhını Tel Aviv'in kalbinde, konutların ve İsrail'in en büyük hastanelerinden biri olan Ichilov Hastanesi'nin yakınında kuruyor. Göz ardı ettikleri ikinci gerçek ise şu ki tarihte Şifa Hastanesi’nden yararlanan bizzat İsrail'dir. Zira İsrail, 1967 yılında Gazze Şeridi'ni işgal ettiğinden beri, Şifa Hastanesi’ni askeri valinin çalışmaları için karargâh olarak kullanmıştır. 1980 yılında komutanlığa sığınak olarak hizmet vermek üzere zemin katını yaptırmış ve 1994 yılında işgalinin son gününe kadar kullanmaya devam etmiştir. Gazze'de yaşayan 652 bin Filistinliye tıbbi hizmet sağlamaktan sorumlu olan Şifa Hastanesi, bu savaş öncesinde iki sorunla karşı karşıyaydı. İlk sorun İsrail kuşatmasıydı. İkinci sorun ise ihtiyaç duyulan ilaç ve tıbbi gereçlerin eksikliği nedeniyle binlerce cerrahi operasyonun ertelenmesi ve hastaların ilaçsız kalmasıydı. Uzun ve sürekli yaşanan kesintiler nedeniyle elektriğe erişim konusunda yaşanan mücadelenin yanı sıra, elektrik jeneratörlerinin çalışmalarını sürdürmesi için gereken yakıtın da bitmek üzere oluşu, Gazze Şeridi’ndeki sivillerin yaşamlarına doğrudan tehdit oluşturuyor.

İsrail'in, insanları koruma bahanesiyle Gazze Şeridi'nin kuzeyini boşaltıp vatandaşları güneye gönderme planıyla yaklaşık 100 bin kişi Şifa Hastanesi’ne sığındı. Zira insanlar, İsrail'in yoldaki konvoyları ve İsrail'in güvenli bölgeler olduğunu iddia ettiği güney bölgelerini bombaladığını fark etti. Şimdi de hastanenin altındaki tünellere ulaşma bahanesiyle hastaneyi bombalayıp yok etmekle tehdit ediyorlar. İsrail'de, savaşın başından bu yana Hamas liderlerinin hastanenin altındaki bir tünelde bulunduğuna dair söylentiler dolaşıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU