Filistin'de "işkence yasası" yürürlükte: Ölümle sonuçlanan davalarda müebbet verilecek

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria'da yürürlükte olan 1960 Ceza Yasası'nı değiştiren bir kararname yayımladı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu'nun yıllık raporunu aldı / Fotoğraf: Vefa Ajansı

Filistin Devleti'nin Uluslararası İşkenceye Karşı Sözleşme'ye katılmasından 7 yıl sonra, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin güvenliğinin yaptığı işkenceyi suç sayan kararnameler ve yasalar çıkardı.

Gözlemciler, bu adımı "doğru yönde bir adım" olarak değerlendirdi ve söz konusu sorunu ortadan kaldırmak adına pratik bir önlem alındığı yönünde yorum yaptı.

Filistin Devlet Başkanı'nın hamlesi, BM İşkenceyi Önleme Alt Komitesi'nden bir heyetin Filistin güvenlik ve gözaltı merkezlerini denetlemek üzere Batı Şeria'ya yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldi.

Filistin Devlet Başkanı, İşkencenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne uyumlu hale getirmek için Filistin'de uygulanan üç yasayı değiştirdiğini ilan etti.

Filistin Devlet Başkanı, Batı Şeria'da uygulanan 1960 Ürdün Ceza Kanunu, 1979 Devrim Kanunu ve Gazze Şeridi'nde uygulanan 1936 İngiliz Mandası Ceza Kanunu'nda değişiklikler yaparak Filistin yasalarını İşkencenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne uygun hale getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçici veya kalıcı sakatlıklar

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, işkenceyi önleme anlaşmasını ve anlaşmanın ek protokolünü Filistin Resmi Gazetesi'nde yayınlama kararı aldı.

Yeni değişiklikler, işkence suçunu işleyenler, bu suçu emredenler, engellemeyenler veya sessiz kalanlar için üç yıldan müebbet hapse kadar değişen hapis cezası öngörüyor.

Yasa, kamu görevlilerinin kişisel olarak işkence emri verdiği, işkenceyi kendisi uyguladığı veya işkencenin gerçekleştiğini bildiği halde durdurmaktan kaçındığı durumda, üç ila yedi yıl hapis cezasını veriyor.

İşkencenin geçici bir engelliliğe yol açtığı durumda, ceza beş ila yedi yıl hapis cezasını içerirken, kalıcı bir engellilik durumunda hapis cezasının süresi yedi ila on yıl arasında değişebilir.

Yeni yasaya göre işkencenin ölümle sonuçlanması halinde cezası müebbet hapis olacak.

Yeni düzenlemeler, Filistin güvenlik güçlerinin Filistin vatandaşlarına uyguladığı işkence şekillerini, zaman aşımı olmaksızın ağır bir suç olarak görüyor ve İşkencenin Önlenmesine Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde yer alan işkence tanımını da benimsiyor.


Sınırlı cezai sorumluluk

Bağımsız İnsan Hakları Kurumu, bu değişiklikleri büyük bir memnuniyetle karşıladı ve değişikliklerin Filistin Yönetimi'nin anayasa ve yasalara saygı gösterme ve insan haklarını koruma görevine uygun bir şekilde düzenlendiğini belirtti. 

Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu Direktörü Ammar ed-Duveyk, yeni değişikliklerle ilgili şu açıklamada bulundu:

İşkenceyi suç saymak ve buna karışanlara karşı cezai sorumluluğu harekete geçirmek, işkencenin ortadan kaldırılmasında belirleyici faktörlerdir. Bu değişiklikler işkence ve kötü muamele suçunun sınırlı cezai sorumluluğuna son verecektir. Savcılığın, yetkili mahkemelerin ve kolluk kuvvetlerinin bu değişiklikleri uygulaması gerekiyor. Yerel yasaları uluslararası anlaşmalara uygun hale getirme çabalarına katılmak için 2022'de kurulan Ulusal İşkenceyi Önleme Komitesi'nde yer aldım ve işkenceyi suç olarak tanımlamayı amaçladım ve nihayet bu gerçekleşti. Bu arada denetim sürecini bağımsız olarak yürütmek amacıyla 2022 yılında kurulan İşkenceyi Önleme Ulusal Komitesi'nin yeniden yapılandırılması için yakında yeni bir yasa çıkarılacak.
 


Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, geçen yıl fiziksel güvenlik hakkıyla ilgili olarak 264'ü Batı Şeria'da ve 278'i Gazze Şeridi'nde olmak üzere 542 şikâyet aldı.

Filistin İçişleri Bakanı Ziyad Heb er-Rih şunları vurguladı:

Filistin, 7 insan hakları anlaşmasına özgür iradesiyle katıldı ve bunu, bu anlaşmaların eki olan protokollere çekincesiz olarak art arda katılım izledi. Bu adım, Filistin'in Bağımsızlık Bildirgesi ve Filistin Temel Yasasından kaynaklanan yönelimleri yansıtmaktadır.


Yasal ilkeler

Filistin Bağımsız Yargı ve Avukatlık Merkezi'nde Hukuki İşler Sorumlusu olan İbrahim el-Berğusi, bu değişikliklere yönelik bazı eleştirilerin olduğunu şu sözlerle belirtti:

Bu eleştiriler yalnızca yasama organı olan Yasama Meclisi'nden kaynaklanmamaktadır. Eleştiriler arasında, işkence suçları için affın yasaklanmamış olması gibi hukuki prensiplerin pratik uygulamayı olumsuz etkilemesi de yer almaktadır. Asıl mesele, hesap verebilirlik prosedürlerinin uygulanma şeklidir, çünkü işkence şikayetleri için gerekli soruşturmalar yapılmamaktadır. İşkence mağdurlarına tazminat sağlama konusuna atıfta bulunuldu, ancak bunun nasıl gerçekleşeceği, hangi standartlara göre olacağı ve kimin tazmin edeceği gibi ayrıntılar belirtilmedi. En önemli şey, işkenceyi teşvik eden ortamın sona erdirilmesi ve hesap verme prosedürlerinin etkinleştirilmesidir. Sonuç olarak, bu değişiklikler İşkenceye Karşı Uluslararası Sözleşme ile uyumlu gerçek bir ilerlemeyi temsil etmemektedir, daha fazla iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır.

 

 

Independent Arabia 

DAHA FAZLA HABER OKU