Cumhuriyet tarihinin kara gecesi: 6-7 Eylül Olayları

Bugün 6-7 Eylül olaylarının 58. yılı. O dönemi yaşayanlar nelere tanıklık etti, olayların çıkış nedeni neydi, dönemin iktidarının sorumluluğu neydi?

6-7 Eylül Olayları Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara lekelerinden biri / Fotoğraf: Tümamiral Fahri Çoker Koleksiyonu

Binada, ikinci kattaki Muhibe hanım hariç Rumlar, Ermeniler otururdu. Kapıcımız Ahmet efendi o gün kırıp dökenler yaklaşırken kapıyı kapadı. 'Burada gâvur yok!' deyip elinde bayrak sallayarak bizi kurtardı.Bizi kurtardıktan sonra kapıyı açtı, bayragı içeri koydu, kazmasını aldı, kapıyı kapattı, onların peşinden gitti ve diğer Rum evlerini kırıp dökmeye, yağmalamaya başladı"

Türkiye'deki Rumların gazetesi Apoyevmatini'nin genel yayın yönetmeni Mihail Vasiliadis, 17 Ekim 2006'da Radikal Genç'e verdiği röportajda Türkiye cumhuriyeti tarihinin en karanlık gecesini ve yabancı düşmanlığının, ırkçılığın nasıl sistematik bir boyuta sahip olduğunu bu cümlelerle anlatıyordu.
 

foto 1.jpg

1923’te Cumhuriyet ilan edildiğinde İstanbul Rumlarına ait gazetelerin hepsi kapatılmıştı, 1925’te kurulan Apoyevmatini cumhuriyet tarihinin en eski ikinci gazetesi / Fotoğraf: Journo

Vasiliadis o dönem İstanbul Tarlabaşı'nda oturuyordu.

Sene 1955'ti.

Çok değil birkaç sene önce Almanya'da Yahudiler soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette trenlerle Auschwitz'e doğru yol alıyorken, Behiç Erkin yardım eli uzatabildiklerini kurtarmaya çalışıyordu.

Yaklaşık 18 bin Yahudi'nin hayatına dokunabildi.

Ay-yıldızlı trenlere bindirdiklerini Auschwitz toplama kampının tam ters istikamete sokmuş, 18 bin kişiyi Almanya üzerinden Türkiye'ye ulaştırmayı başarmıştı.

Yıllar sonra, 1955'in siyasi iklimi ise farklıydı.
 

foto 2.jpg

"İstanbul Pogromu" olarak da anılan olaylar hiç unutulmayacak / Fotoğraf: Agos​​​​​


Türkiye ile Yunanistan Kıbrıs üzerinden karşı karşıyaydılar.

Kıbrıs'ta ırkçı EOKA hareketinin siyasi hedef olarak ENOSIS yani Yunanistan'a bağlanmayı ilan edişinin ardından, milliyetçilik dalgası hiç olmadığı kadar yükselmişti.

Ankara ve Atina'dakilerin hissiyatı çok farklı değildi.

1955'in yaz ayında İstanbul Rumlarına karşı başlayan kışkırtma kampanyası, dönemin Hürriyet gazetesinde de kendine yer bulmuştu.

Haberlerde İstanbul'daki Rum azınlığın refah içinde yaşadığı oysa Batı Trakya'daki Türk azınlığın durumunun hiç de iç açıcı olmadığı söyleniyordu.

Demokrat Parti iktidardaydı.

Selanik’te Atatürk'ün evine bomba konulduğu havadisi Türkiye radyolarının öğlen haberlerinde duyurulmuştu ama o dönem herkesin evinde radyo olmadığından, haberi yaymak Başbakan Menderes'e yakınlığı ile bilinen Mithat Perin'in gazetesi İstanbul Express'e kalmıştı.
 

foto 3.jpg

6-7 Eylül olayları öncesi İstanbul Express gazetesi normalin 15 katı baskı yapmıştı / Görsel: Agos​​​​​


6 Eylül günü, akşamüstü saatlerinde İstanbul sokakları "Yazıyooor! Atatürk’ün evinin bombalandığını yazıyor!" nidalarıyla yankılanıyordu.

Günlük tirajı 20 bin olan gazete o gün 290 bin adet basılmıştı.

"Atamızın evi bombayla hasara uğradı!" manşeti sonrası yaklaşık 15 kişi öldü, 300 kişi yaralandı.

Başta Rumlar olmak üzere İstanbul'daki gayrimüslimlerin ev ve dükkanları hedef alındı, yağmalandı.

Beyoğlu, Kumkapı, Samatya, Yedikule altüst oldu.

Kuzguncuk, Balat, Moda, Çengelköy de olaylardan etkilendi.

7 Eylül sabahına kadar kilise ve havralar dahil 5 binden fazla taşınmaz tahrip edildi, milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçıldı.

Kentte 70'den fazla Rum Ortodoks kilisesi ateşe verildi.

Türk olmayandan arındırılmış bir ülke hayaliydi 6-7 Eylül'ü yaşatan.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Gladio'nun Türk kolu Seferberlik Taktik Kurulu ve dönemin Milli Emniyet Hizmeti tarafından planlanarak desteklenmişti.

Olayların sonrasında Türkiye’de yaşayan binlerce Rum göç etmek zorunda kaldı.

1988-1990 arası MGK Genel Sekreterliği yapan Sabri Yirmibeşoğlu (her ne kadar 2010'da sözlerini inkar edip yalanlayacak olsa da) gazeteci Fatih Güllapoğlu'na verdiği röportajda "6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı" diyecekti.

6-7 Eylül olayları öfkeli bir grup gencin milli duygularına yenik düşüp giriştiği bir yağma değil düpedüz sistematik ve kurgulanmış bir ırkçılık örneğiydi.

Kimilerine göre hükümet planladı, basın o planı alıp bir güzel pişirdi ve koca bir gürüh da bir güzel yedi.

Atatürk'ün evine gelince...

Evet, 5 Eylül gecesi Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun tam yanındaki Atatürk'ün evinde küçük bir bomba patlatılmıştı.

Bombayı Yunanistan'daki Selanik Üniversitesi'nde hukuk öğrenimi gören ve Türkiye'nin bursuyla komşuya gönderiler Oktay Engin'in attığı ortaya çıktı.

Yassıada mahkemesi sorgulamalarında dinlenen tanıklardan MİT müfettişi İbrahim Oğuz, Oktay Engin'in aslında Türk istihbaratı adına çalıştığını söylecekti.

 

Bu yazı ilk kez 4 Ocak 2021'de Independent Türkçe'de "Yok birbirimizden farkımız, hepimiz insanız!" adıyla yayınlandı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU