Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki geçici Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı güçler, hükümete karşı gösterileri önlemek için dün sabahtan itibaren dikkat çekici bir şekilde başkentteki pek çok bölgeyi kordon altına aldı. Diğer yandan bu sırada Kazazife kabilesinin önde gelenlerinden biri Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin Kaddafi rejimi hakkındaki konuşmasına tepki gösterdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre dün sabah saatlerinden itibaren Trablus’un Faşlum ve Zaviye ed-Dehmani mahallelerinde, Mitiga Uluslararası Havalimanı’na giden yollarda ve Şehitler Meydanı çevresinde zırhlı araçlar ve ağır silahlı unsurlarla desteklenen yoğun bir güvenlik kordonu oluşturuldu. Güvenlik önlemleri, Dibeybe’nin perşembe akşamı hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda ‘hiçbir tarafın Trablus’ta kaos yaratmasına izin vermeyeceği’ sözü doğrultusunda alındı. Dibeybe bu ifadeleriyle Normalleşme Hükümetini Düşürmeye Yönelik Ulusal Kampanya’nın Şehitler Meydanı’nda dün protesto düzenleme çağrısını hedef alıyordu. Kampanyanın açıklamasına göre protesto çağrısının amacı, görevden alınan UBH Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un İsrailli mevkidaşı Eli Cohen ile İtalya’nın başkenti Roma’da görüşmesini kınamak ve hükümeti düşürmekti.
Menguş-Cohen görüşmesine ilişkin sessizliğini ilk kez bozan Dibeybe, Roma’daki toplantı duyurulduktan sonra ortaya çıkan halk öfkesini dindirmeye çalışıyormuş gibi görünüyordu. Zira Dibeybe açıklamasında “Şartlar, gerekçeler ve izlenen yol ne olursa olsun, iyi veya kötü niyetler bir yana, devam eden soruşturmalar sayesinde Roma’da yaşananların ayrıntılarını hepimiz bileceğiz” dedi.
Dibeybe Menguş’u savunarak Dışişleri Bakanlığı’nda görev yaptığı süre boyunca ‘ülkesinin davaları için tüm samimiyetiyle çalıştığını ve ülkesini her forumda savunduğunu’ söyledi. Bununla birlikte, Roma’da yaşananların ‘bir yan toplantıda da olsa büyük bir mesele, tesadüfen meydana gelmiş olsa da önemli bir mesele olduğunu ve bunun ulusun dokunulmaz noktaları ile ilgili bir ders olması için sert bir tepkiyi gerektirdiğini’ de ifade etti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dibeybe ayrıca ‘her türlü normalleşmenin kati suretle reddedildiğini ve Filistin halkının, onların haklı davalarının ve ulu başkentleri Kudüs’ün yanında olduklarını’ vurgulayarak ‘Filistinlilerin haklarına yönelik devam eden saldırıları’ kınadı. Dibeybe “Pek çok taraf, sığ siyasi hesaplarını görmek, ülkede kaos yaratmak veya benzeri görülmemiş bir siyasi hoyratlıkla başka bir ülkenin ordusundan ülkeye saldırmasını istemek için Roma toplantısını kullandı” ifadesini kullandı. Hükümeti ve kabinesinin ‘güvenliği, egemenliği, kimliği, ilkeleri ve değerleri açısından Libya halkının tamamından sorumlu olduğuna’ dikkat çekti.
Dibeybe’nin hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda Menguş’un akıbetine ve nerede olduğuna değinilmezken, Menguş’un yerine vekaleten atanan Gençlik Bakanı Fethullah ez-Zeni Dışişleri Bakanlığı görevinden affını isteyerek Bakanlar Kurulu’nun Libya diplomatik aygıtını yürütmesini önerdi.
UBH İletişim ve Siyasi İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Velid el-Lafi, toplantıda Menguş ile Cohen arasındaki görüşme hakkında konuşarak ‘araya çok fazla çarpıtılmış, asılsız ve sahte haber girdiğini’ söyledi. Bunun olmasını Libya’nın Şubat Devrimi’nden sonra yaşadığı ‘sınırsız ifade özgürlüğüne’ bağlayarak “Üstümüze yalan haber seli geliyor” dedi. Ancak bu dezenformasyonun Roma toplantısı ile ilgiisne dair ayrıntı vermedi.
Washington ve Paris, Libya’daki elçileri aracılığıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy’nin ülkede yeni bir hükümetin kurulmasına ilişkin son vizyonunu desteklemeye çalıştı. ABD Büyükelçiliği’nde şu açıklama yapıldı:
ABD’nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Fransa’nın Trablus Büyükelçisi Mustafa Mehrac ve ABD Büyükelçi Yardımcısı eşliğinde Fransa Cumhurbaşkanı’nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler ile görüştü. Taraflar Libya’daki siyasi duruma ilişkin görüş alışverişinde bulundular. Ayrıca Bathiliy’nin arabuluculuğuna ve Libya’da parlamento ve başkanlık seçimlerinin yapılması için teknokratlardan oluşan birleşik bir hükümet kurulması yönündeki çağrısına desteklerini teyit ettiler.
Büyükelçilik, ABD ve Fransa’nın 6+6 Ortak Komitesi’nin çalışmalarını ve Yüksek Maliye Komitesi’nin devam eden çalışmalarını desteklediklerini vurguladı.
Diğer yandan Kazazife kabilesinin önde gelenlerinden biri, Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin konuşmasına karşı çıkarak, bunu “her Libyalının hakkına yönelik bir saldırı ve tecavüz” olarak nitelendirdi.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın aktardığına göre Berri perşembe günü yaptığı açıklamada, Libya rejiminin başı Muammer Kaddafi ve ‘onunla birlikte İmam Musa es-Sadr ve beraberindeki iki kişiyi kaçırma suçunu işleyenlerin, Libya’yı sahne olarak kullanan şeytani bir projenin kötü araçları’ olduklarını söylemişti.
Kazazife kabilesinin önde gelenlerinden biri Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Berri'nin konuşması kabul edilemez. Libyalı yetkililer kendisine derhal cevap vermeli, aksi takdirde bu sözleri hak etmiş olurlar” ifadelerini kullandı. Libya Kabileler Birliği Dış İlişkiler Danışmanı Halid el-Guveyl’in açıklaması ise şöyle oldu:
Sayın Berri’nin bu üslubuna alışığız. Musa Sadr’ın ortadan kaybolmasıyla ilgili soruşturma yapılmasını ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep eden biziz. Oysa ki gerçek, o ve iki arkadaşının Libya topraklarını terk ederek İtalya’ya gitmesiydi.
Guveyl Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte röportajda “İmam Sadr’ın ortadan kaybolmasıyla ilgili gerçeği öğrenmek hususunda onlardan daha istekliyiz” diyerek “Libya’nın kaybolmasından çıkarı ne olabilir?” sorusunu yöneltti. Guveyl sözlerine şöyle devam etti:
Konuşmak bizi istemediğimiz bir düşmanlık sarmalına sürükleyecektir. Hannibal’in serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Halbuki kaçırma seçeneği çok kolay. Libyalı aşiretler daha önce yaptıkları açıklamalarda serbest bırakılmasını talep ederken söylediklerinde ciddilerdi. Yüksek perdeden söylemleri bir tehdit olarak görüyoruz ve karşılık verme hakkımızın farkındayız.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.