CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos nedeniyle Cumhuriyet’te bir yazı kaleme aldı.
“Atatürk, 30 Ağustos’la menzile ermiş Milli Kurtuluş Savaşımızın, gerçek anlamda bir zafere dönüşmesi için ‘askeri zaferlerimizin, iktisadi zaferlerle taçlandırılmasını’ şart koşuyordu” diyen Kılıçdaroğlu, “Çünkü Atatürk, ekonomik zaferleri olmayan bir ülkeyi esir bir ülke olarak nitelendiriyordu” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun kaleme aldığı yazının bir kısmı şöyle:
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Nutuk’ta ifade ettiği şekliyle hem strateji hem bir taktik baskını şeklinde gerçekleşen Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, (26- 30 Ağustos 1922) 26 Ağustos sabahı saat 05. 30’da topçu ateşiyle başladı.
İki gün içinde düşman cepheleri düşürüldü ve 30 Ağustos’ta yapılan savaşın sonunda düşmanın ana kuvvetleri yok edildi. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikopis de tutsaklar arasındaydı.
“Demek ki tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu” der, Atatürk ve bu beş günün sonunda ulaşılan zaferin anlamını şu sözcüklerle açıklar:
“Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta kurulunun yüksek kudret ve yiğitliklerini tarihte bir kez daha saptayan ulu bir eserdir.
Bu eser, Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtıdır. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan mutluluğum sonsuzdur.”
Dünya askeri tarihinin en önemli taarruz ve meydan muharebelerinden birini, kurmay zekâsı ve tecrübesiyle kazanmış olan Atatürk’ün ağzından dökülen bu sözcükler, mütevazılığının ve milletine duyduğu derin sevgi, saygının bir sonucudur. Öyle ki “Bütün dünyayı hayretlerde bırakan, bütün dünyayı ister istemez övgülerine sevk eden; topraklarımızı ve kutsal vatanımızı çiğneyen düşman ordularını yok eden bir zafer” olarak nitelendirdiği bu büyük başarıyı kendisine değil, millete ait kılar. Zaferin sahibi olan milletin sıradan bir evladı olduğu için de onur duyar. Büyük Atatürk’ün ölümünün üzerinden geçen onca yıla karşın yüreğimizden ve aklımızdan silinmeyişinin; mevcut siyasi iktidarın tüm çabasına rağmen silinmeyişinin nedenlerinden biri milletimizle kurduğu bu tertemiz ilişkidir.
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Cumhuriyet