ABD oryantalizmi ve dış politikaları

Geri adım atmak veya göz yummak, ille de bir saflık, yüzeysellik ya da korkaklık göstergesi olmak zorunda değil. Aksine değerli çıkarların varlığına delildir!

Görsel: Reuters

ABD'li stratejistler ve bazı Ortadoğu profesörleri, 30 yılı aşkın bir süredir ABD'nin İran'a yönelik politikalarındaki bilgelik veya cesaret konusunda fikir ayrılığına düşüyor.

Görüş farklılığının görüldüğü son mesele, iki ülkedeki tutuklu değişimine ve İran'a altı milyar dolar teslimine dair son ABD-İran anlaşmasıydı.

Bu kez bir Alman profesör ve Ortadoğu-ABD ilişkileri uzmanı bana şöyle dedi:

ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik politikaları oryantalisttir.

Kastettiği şey, politikaların yüzeysel olduğu ve İran'ı anlamadığı, dolayısıyla da ona doğru yaklaşmadığıydı!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Avrupalı ve ABD'li solcular, ABD'nin Ortadoğu'ya ve Filistin meselesine yönelik politikalarını her zaman kötü buldular.

Son 30 yılda İran'la ilişkilerde yanlış anlama, acil çıkarlar ve hayali düşüncelere kulak verme suçlamasıyla, Filistin'e bir de İran eklendi.

Onlara göre bu durum, ABD'yi İran karşısında zayıf ve doğrudan şantaja açık hale getiriyor.

Evet; El-Kaide'nin ABD'ye düzenlediği saldırıdan sonra Araplara karşı yeni ve kışkırtıcı bir oryantalizm var.

Ama bu oryantalizm ne basit ne de yüzeysel; bilakis belirli çıkarlarla bağlantılı.

Üstelik sadece üniversitelerde değil, aynı zamanda araştırma merkezlerinde ve Dışişleri Bakanlığı'nda da.

İsrail ve Filistin politikalarından ziyade İran'a yönelik politikaları etkileyen, yönetime yakın üniversite hocalarını ve uzmanları eleştiren ve yine yüzeysel olmayan, tabiri caizse bir 'oryantalizm' daha bulunuyor.

Hangi Ortadoğu.JPG

Bu eleştirmenlerin en ünlüsü, "Hangi Ortadoğu? (Oryantalizm-Tarih-Siyaset)" adlı meşhur kitabın sahibi Zachary Lockman.

Lockman, ABD'li oryantalistlerin yüzeysel değil, taraflı olduğunu söylüyor!

ABD'nin dış ve iç politikaları için uzmanların, üniversite hocalarının ve araştırma merkezleri çalışanlarının yardımına başvurulduğu bilinen bir şeydir.

Ancak Amerikalı oryantalistler, Irak savaşının arifesinde ünlü oryantalist Bernard Lewis hakkında söylenenler dışında bu politikaların mütalaasında bir rol oynamadılar.

Lewis, 2008'de Umman'da kendisiyle görüştüğümde Bush Jr'ın politikacılarının kendisine Irak'ı işgal kararı alındıktan sonra danıştıklarını doğruladı.

Sanki Bush Jr'a, kararının doğruluğunu Lewis'in onayıyla teyit etmek istemişlerdi. Elbette Bernard Lewis de bu rolü ve bu onaylayıcı ve öğüt verici şahitliği oynamaktan geri kalmamıştı!

"İmparatorluk Çatışması Ortasında Barış Elçisi Muhammed" ile "İslam'da Barış Politikaları" adlı kitapların yazarı, Amerikalı bir başka İslam araştırmacısı Juan Cole, ister siyaset danışmanları ister oryantalistler isterse stratejik uzmanlar olsun, ABD'li politikacıların basit düşündüğü veya yanlış anlayıp yakın çıkarlara kulak verdiği konusunda ısrarcı.

Bu düşüncesine delil olarak da 1980'lerin ortasındaki İran-Kontra macerasında yaşananları ve Tahran'daki ABD'li elçilerin Saddam Hüseyin'e yardım ettikten sonra gidip İranlıları, savaşta İran'a yardım etme konusunda iyi niyetli olduklarına ikna etmeye çalıştığı teatral sahneleri gösteriyor.

Ona göre son anlaşma da dahil olmak üzere iki taraf arasındaki beşinci veya altıncı gizli ya da aleni anlaşmanın (Amerikan kamuoyunu ikna etmeye yönelik olanlar dışında anlaşmaların çoğu gizlidir) hiçbir gerekçesi yok ve bunlar ABD'nin ulusal çıkarını karşılamıyor.

Bu meseledeki saflıklardan biri de yaklaşık yirmi yıldır İranlıların içine karışmakla tanındığı için bu anlaşmayı bir İran dostu teşvik etti denmesin diye, Robert Malley'nin saf dışı bırakılmasıdır!

Bu yaklaşıma göre anlaşmaya iten şey, Biden'ın başkanlığını yenileme kampanyası sırasında ABD ile İran arasında bir yıllık 'ateşkes' sağlanmasıdır.

Diğer yandan Trump'ın 2018'de güçlü bir lider olarak çekildiği 2015 Anlaşması'na dönüş, Amerikan kamuoyu için bir şey ifade etmiyor.

Anlaşmayla ilgili uzun müzakereleri seçim sonrasına ertelemek için İran'ı, bir miktar parayı serbest bırakmak ve Hürmüz Boğazı'nda ve son aylarda Suriye-Irak-Ürdün sınırındaki et-Tanf Üssü'nde ABD'li güçlerle vuruşan Suriye'deki İranlı milisler arasında görülen gerilimi yatıştırmak için 'gayri resmi' anlaşma yapmak suretiyle memnun etmek iyi olur.

ABD'liler, bir yüz çevirmeden sonra Washington'a davet ettikleri Netanyahu'dan Suriye'de İranlılara yönelik hava ve füze saldırılarını geçici olarak durdurmasını isteyebilir!

Juan Cole, Kur'an-ı Kerim'in savaş hazırlığını, aslında savaşın gerçekleşmesini önlemek için istediğini düşünüyor:

Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve ayrıca sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiği düşman kimseleri korkutmak üzere onlara karşı elinizden geldiğince güç ve savaş atları hazırlayın. 

(Enfâl/60)
 


ABD'liler İran'ın denizden, karadan ve havadan saldırıları karşısında Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı'na filo ile üç bin asker gönderdiler, ticari gemileri İran bölge sularına yaklaşmama konusunda uyardılar ve Suriye'deki uçaklarının sayısını artırdılar.

Amaç, gövde gösterisinde bulunup gözdağı vermekti. Bir sopa ve küçük de olsa bir havuç var. Gerçi Biden ilk döneminde birçok kez anlaşmaya dönme sözü verdi.

Ama yine de Demokratlar 2024'ten sonra Beyaz Saray'a dönmeyi başarırsa, eklemelerle birlikte 2015 anlaşmasına dönmek üzere verimli müzakereler için yeterli zaman var!  

Bölgede kışkırtmanın olmadığı ve sakinliğin hüküm sürdüğü bir yıla ihtiyaç bulunuyor.

Bu, İran ve diğer sorunlar için geçerli. Bu yüzden İsrail Savaş Bakanı, silahlı grubun İsrail'e saldırması halinde Lübnan'ı taş devrine döndürmekle tehdit etti.

Aynı şekilde silahlı grubun lideri de İsrail'in Lübnan'a saldırması halinde Siyonist varlığı taş devrine döndürme tehdidinde bulundu.

Tabii söz konusu ABD ise birinci ya da ikinci taş devri şöyle dursun, iki tarafın da yapacakları bir şey kalmıyor!

ABD'deki seçim koşulları herhangi bir savaşın çıkmamasını gerektirdiği için 2024 yılı ortasına kadar ABD yönetimi, Robert Malley'in İranlıların pragmatizmi ve ne pahasına olursa olsun anlaşmalarına sadık oluşları konusundaki ısrarına rağmen, İran'ın taahhüdüne güvenmese de herkesi memnun etmek zorunda kalacak.

ABD'nin Amerikan oryantalizmi Ortadoğu ilişkilerinde krizlere sebep olur mu?

Elbette hayır. Hatta strateji uzmanları bile olamaz! İmparatorluk halen kontrol etme ve bağlantı kurma becerisine sahip.

Geri adım atmak veya göz yummak, ille de bir saflık, yüzeysellik ya da korkaklık göstergesi olmak zorunda değil. Aksine değerli çıkarların varlığına delildir!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU