İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu eleştirerek, eksen kayması yaşadığını ifade etti.
Durakoğlu, hak ihlallerinin iktidardan geldiğini ifade ederek, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na yönelik "O dili kullanmaya başladığınız zaman, orada bulunmaya çalıştığınız zaman bir şekilde o kapıdan içeri girmeye çalıştığınız zaman, onlardan olmaya başladığınız zaman ihlallerin bir parçası olursunuz." eleştirisini yöneltti.
Medyascope TV'de avukat Akçay Taşçı'nın hazırlayıp sunduğu sosyal hukuk programına konuk olan İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu, baroların iktidar diliyle konuşamayacağını ve ortaklaşamayacağını belirtirken, müzakere edilmesinin ise doğal olduğunu söyledi.
"Hak ihlallerin geldiği yerle mücadele etmeniz gerekiyor"
"Bugün ben de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikalarını Belirleme Kurulu'yla görüşebiliyorum. Çankaya Köşkü'nde görüştük gerçekten. Sizi var eden konum, müzakereleri yürütmeye engel değil. Ama mücadele etmeden bunu yapamazsınız. Hak ihlalerinin geldiği yerle mücadele etmeniz gerekiyor." diyen Durakoğlu, Metin Feyzioğlu'nun hak ihlalleri içinden seçmeler yapıp ona uygun davranışlarda bulunduğunu söyledi.
"O kapıdan içeri girmeye çalıştığınız zaman ihlallerin parçası olursunuz"
Hak ihlallerine karşı Türkiye Barolar Birliği'nin mücadele edemediğini, sessiz kaldığını ve görmezden geldiğini savunan Durakoğlu, şu ifadeleri kullandı:
O dili kullanmaya başladığınız zaman, orada bulunmaya çalıştığınız zaman bir şekilde o kapıdan içeri girmeye çalıştığınız zaman, onlardan olmaya başladığınız zaman ihlallerin bir parçası olursunuz. O noktadan itibaren, size uygun kararlar almazlar. 'O da burada zaten' derler.
"Kanunun verdiği görevi yerine getirmemiş olursunuz"
Baroların Avukatlık Kanunu'yla hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü korumakla görevlendirildiğine değinen Durakoğlu, şöyle konuştu:
Barolar Avukatlık Kanunu'yla kurulmuş yapılar. Kanunun 76. ve 95. maddesi barolara hukuk devletini ve hukukun üstünlüğünü korumak ile insan hakları ihlallerine karşı çıkmak gibi bir görev yüklüyor. Bu görev, başka meslek odalarının görevleri değil. Kuvvetler ayrılığı içerisinde bir unsur olan yargının kurucu unsuru olarak kendini tanımlayan savunmanın temsilcileri olarak biz, demokrasi mücadelesi içinde bir parçayız. Kendinizi buradan soyutlarsanız, bir başka meslek örgüt gibi tanımlamaya uğraştığınız zaman, suskunluğunuzun bir anlamı olabilir. Ama bu suskunluğunuz, baro olarak varsa, kanunun verdiği görevi yerine getirmemiş olursunuz.
Feyzioğlu "Tuzu kuru olanların ne dediği çok önemli değil" demişti
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki adli yıl açılış törenine gideceğini açıklamıştı. Açıklamanın ardından Türkiye'deki avukatların yaklaşık yüzde 90'ını temsil eden 51 baronun katılmayacağını duyurmuştu. Metin Feyzioğlu da baroların Cumhurbaşkanlı Külliyesi'ne gitmeme kararını, "Binlerce genç avukatın çay parası yok. Tuzu kuru olanların ne dediği çok önemli değil" ifadeleriyle değerlendirmişti.
Durakoğlu: Eksen kaymasının bahanesi
Külliye'ye gitmeyeceğini duyuran 51 baro arasında yer alan İstanbul Barosu'nun Başkanı Durakoğlu, Metin Feyzioğlu'nun bahane ürettiğini ileri sürerek, şunları söyledi:
Genç meslektaşlarımın çay paraları yok gibi bir gerekçeyle, sanki barolar genç meslektaşların ekonomik sorunlarıyla ilgilenmiyor da Türkiye Barolar Birliği ilgileniyor gibi bir görüntünün veriliyor olması, anlatmaya çalıştığım eksen kaymasının bahanesi olarak ortaya çıkıyor.
Independent Türkçe