"Nakşibendi geleneğinde 'şeyh seçimi' olmaz; Menzil'deki durum 'mal paylaşımı' olarak görülüyor"

Türkiye'nin en büyük tarikatlarından biri olan Menzil artık 3 şeyh tarafından idare edilecek. Cemaat ve tarikatlarla ilgili araştırmalarıyla tanınan Müfid Yüksel, tarikatlarda "şeyh seçimi" diye bir uygulamanın olmadığını belirtiyor

Menzil tarikatı lideri Abdulbaki Erol'un geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmesinin ardından merak edilen en önemli soru Türkiye'nin en büyük cemaatlerinden birinin başına kimin geçeceğiydi. 

Sorunun yanıtı cenaze için Adıyaman'a bağlı Menzil köyüne giden tarikatın müntesipleri tarafından açıklandı.

Artık bu tarikattaki işleri Erol'un 3 oğlu ayrı ayrı yürütecek.

Saki Erol Menzil'deki eski camide, Fettah Erol yazlık camide, Mübarek Erol ise eski caminin alt katını kullanacak.

Yapılan duyuruda, tarikatta şimdiye kadar yapılan "tövbelerin" iptal edildiği de belirtildi.

"Tövbe almak", tarikata bağlılık ifade eden bir ritüel. 

Tarikat mensupları, ortaya çıkan 3 şeyhten hangisine bağlanacağına karar verecek ve bu bağlılığın bir işareti olarak "tövbe alacak."

 

Müfit Yüksel.jpg
Müfit Yüksel / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Şeyh seçimi diye bir şey olmaz"

Araştırmacı yazar Müfid Yüksel, Nakşibendi geleneğinde "şeyh seçimi" diye bir uygulamanın olmadığını belirtiyor.

Yüksel'e göre şeyh hayattayken yerine birini tayin eder ve vefatın ardından işaret edilen kişi posta oturur. 

Bir Nakşibendi şeyhinin ölmeden önce hiç kimseyi işaret etmeyebileceğini de söyleyen Yüksel, Mehmet Zahit Kotku ile Mahmut Ustaosmanoğlu'nun hiç kimseyi işaret etmediğinin altını çizerek, "Artık oralarda bir 'şeyh' yok sadece cemaati idare eden isimler var. Hilafet alamadıysa zaten biri şeyh alamaz" dedi.

Menzil'deki durumun "hoş olmadığını" kaydeden Yüksel, yeni tablonun sebebinin tarikatların aşiret gibi yapılandırılmasına bağladı.

Yüksel, bu haliyle durumun bir "mal paylaşımı" gibi görülebileceğine işaret etti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU