İzmir'de 30 Mayıs 2023 Salı günü İzmir- Aydın karayolunda seyir halinde makas atan bir aracın başka bir araca çarparak onu yoldan çıkarması sonucu meydana gelen kazada 5 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.
Kayıpların bu kadar fazla olmasının nedeniyse çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan aracın karşı yönden gelen bir yolcu minibüsüyle çarpışmasıydı.
O sırada seyir halindeki bir başka aracın kamerasının olay anını görüntülemesi sayesinde fail yakalandı.
Trafikte yaşanan kazaların bir kısmı kişilerin kendi hatalarından bir kısmı da kimi zaman başka kişilerin yanlışlarından kaynaklanıyor.
Bazen de yaptığı hatayla iki veya üç aracın birbirlerine çarpmasına neden olup kendisi hasar görmeden yoluna devam eden çok kişi de oluyor.
Olayın stresi ve masrafı ise kazayı yapanlara kalıyor.
"Kamera kaydına yakalandıysa masrafı talep etmek daha kolay"
Sigorta brokerı Taner Çağatay, şayet kamera kaydına yakalanmışsa kazanın masrafını kazaya sebebiyet veren araçtan da tahsil etmenin daha kolay olduğunu, bu kayıtların önce sigorta acentesine sonra da gerekirse mahkemeye sunulması gerektiğini söylüyor.
Ancak pek az araçta kamera olduğunu unutmamak lazım. Şehir içlerinde mobese ve elektronik denetleme sistemi (EDS) kameraları olsa bile her noktada bulunmadıkları gibi şehirlerarası yollarda daha azlar.
Ayrıca mobese kameraların asıl görevi asayiş güvenliği olduğu için ölümle sonuçlanmadıkça bu görüntüleri temin etmek de zor.
Trafikte seyreden araçlara kamera zorunluluğu talebi
Konuya dair aradığımız Fahri Trafik Müfettişleri Derneği Başkanı Sami Güleçyüz, Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu ile birlikte karayolunda seyreden araçlara kamera takılması zorunluluğu getirilmesini talep eden bir taslak hazırladıklarını, bunu önümüzdeki günlerde TBMM'de grubu bulunan partilere sunarak yasalaşması için çalışacaklarını söyledi.
Hazırlanan taslakta Türkiye'de meydana gelen trafik kazalarında suç ve suçlunun belirlenmesi çoğu zaman net olarak aydınlatılamamakta olduğu ve şayet var ise sadece tanık ifadeleri ile yetinilerek hüküm kurulduğu iddia edildi.
"Kamera kayıtları daha hızlı sonuca götürüyor"
Taslakta kamera kayıtlarınca tespit edilen görüntülerle daha doğru ve adil sonuca gidildiği belirtilerek, son olarak İzmir'deki kazanın nedeninin bir kamera kaydı sayesinde anlaşıldığı hatırlatıldı.
Güleçyüz, adaletin doğru bir şekilde tecelli etmesi için teknolojiden en üst düzeyde yararlanmak gerektiğini söyleyerek, bu amaçla karayollarında seyreden trafik tescile kayıtlı araçlara araç kamerası takılması zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Güleçyüz, bu düzenlemenin kaza halinde suçu ve suçluyu daha kolay tespit etmeyi, yargının işini kolaylaştıracağını ve kazaları azaltacağını öne sürdü.
Trafikte makas atmanın cezası 4 bin 65 lira
Trafik uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da kazaya sebebiyet verme suçuna yönelik cezaların yetersiz olduğunu kaydetti.
Trafikte makas atanlara dikkati çeken Ilıcalı, "Ölüm ve yaralanma olmasa dahi cezası çok caydırıcı olmalı. 4 bin 65 liralık ceza veriliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Daha bunlardan biri yüzünden geçenlerde 5 kişi öldü, 20 kişi yaralandı" dedi.
Cezalar bu yılın başında artmıştı
Bu arada yılbaşında yapılan düzenlemede trafik cezalarına yüzde 122,9 artış geldi.
Ancak kazaya sebebiyet olan hatalara verilen cezalar uzmanlarca yetersiz bulunuyor.
Son düzenlemeye drift atmanın cezası 20 bin 340 liraya yükseltildi.
Ehliyetsiz araç kullananlar artık 8 bin 190 lira ceza ödüyor.
Alkollü araç kullanmanın cezası ilk yakalanma 4 bin 64 liraya, ikinci yakalanma 5 bin 96 liraya, üçüncü yakalanma 8 bin 190 lira oldu.
Hız sınırını aşmaya da cezalar oranların göre artırıldı.
Örneğin hız sınırını yüzde 10 ile yüzde 30'a kadar aşmanın cezası 427 lirayken 952 liraya çıktı.
Yüzde 50 üzerinde aşmanın cezası ise şu an 8 bin 190 lira.
Yasak olan yerde ve hatalı sollama yapmanın cezası 427 liradan 951 liraya yükseldi.
"Yüksek maddi cezalar suçu önlemede yeterli olabilir"
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz avukat Seyit Sönmez ise yargının ana sorunu olan cezasızlığın trafik suçlarında da kendini çok açık bir şekilde gösterdiğini söyledi.
"Cezalar çok az ve caydırıcı değil" diyen Sönmez, "Kazaların yüzde 90'ından fazlasının insan kaynaklı olduğu yapılan araştırmalarda ortada. En başta gelen nedenler hatalı sollama, aşırı hız ve dikkatsiz araç kullanma. Dolayısıyla bu noktalarda caydırıcı nitelikli yüksek maddi cezaların suçu önlemede etkili olabileceği düşüncesindeyim. Buna uygun idari tedbirler alınmalı, ispata yarar teknik bir yapılanmaya gidilmelidir" ifadelerini kullandı.
"Kazaya sebebiyet verecek şekilde araba kullanma suçu şikayete tabi olmamalı"
Sönmez, herhangi bir kazaya sebebiyet vermekten kaynaklı cezaların da çok az olmasının insanların can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak şekilde araç kullanmayı engellemediğine dikkati çekerek, "Öncelikle bu tür suçlar işlenmeden önce yeterli trafik denetimi yapılmalı, bu suçlar kesinlikle şikayete tabi olmamalı. Çünkü sadece bir tek kişiye zarar vermiyorsunuz birden çok kişiye zarar verme ihtimaliniz çok yüksek" diye konuştu.
"Alkollü araç kullanan birisinin 'bana ne' kastında olduğu kabul edilmelidir"
Sönmez, cezalarla ilgili hükmün açıklanmasının ertelemesi kararının verilmemesi gerektiğini de vurgulayarak şunları kaydetti:
Para cezasına çevrilmemelidir. Ceza paraya çevrilse dahi yüksek miktarlarda çevrilmelidir. Bu suçlarda basit taksir yerine en azından 'olası kast' uygulanmalı, aşırı hız yapan ya da alkolle araç kullanan birisinin yola çıktığında 'kaza olursa olsun 'bana ne' kastında olduğu kabul edilmelidir."
© The Independentturkish