Şubat 2022'den beri devam eden Rusya - Ukrayna savaşı, paralı savaşçılardan oluşan kilit Wagner grubunun lideri Yevgeniy Prigojin'in Rusya'nın askeri liderliğine karşı silahlı ayaklanmaya girişmesiyle 23 Haziran gecesinden itibaren bir kriz haline girdi.
Savaşın başlamasından bu yana hem Rusya'da hem de uluslararası arenada popülaritesini giderek artıran Prigojin, aynı zamanda Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov'la sıklıkla çatışıyordu.
Prigojin'in askeri liderlikle çatışması son günlerde giderek şiddetlenmişti. Öyle ki Telegram kanalından yayımladığı videolarda ikiliye açıktan küfrediyordu.
Bu gerilimin alenen isyana dönüşmesinin ardından Devlet Başkanı Vladimir Putin, ulusa sesleniş konuşması yapmış ve Prigojin'in başlattığı isyanı "vatana ihanet" diye nitelendirmişti.
Wagner güçleri Rusya - Ukrayna sınırındaki Rus kenti Rostov'u ele geçirirken, 7 helikopteri düşürdükleri ve 20 Rus askerinin öldüğü iddia edilmişti.
Ancak Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko'nun arabuluculuğuyla gerilim şimdilik azaldı ve Prigojin geri çekilmeyi kabul etti.
Akıllarda şu sorular kaldı: Yevgeniy Prigojin, Rusya'yı bu denli büyük bir krize sokabilecek güce nasıl ulaştı? Wagner grubunu nasıl kurdu ve Vladimir Putin'le ne karşılığında anlaştı?
Ayrıca Wagner'in isyanı, özel savaş şirketlerinin yer aldığı ülkeler için bir ders niteliğinde mi? Zira bu ülkeler arasında SADAT'a ev sahipliği yapan Türkiye de var.
"Her halükarda Putin'e prestij kaybettirdi"
Lukaşenko dün (24 Haziran), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in onayıyla Prigojin'le görüştü. Bir gün süren bu görüşmede Prigojin, "Wagner'in Rus topraklarında ilerlemeyi durdurması" teklifini kabul etti.
İkilinin bu krize bir çözüm getirilmesi amacıyla bir taslak üstünde anlaştığı belirtiliyor. İddiaya göre, söz konusu taslak Wagner güçlerinin güvenliğine ilişkin garantiler içeriyor.
Anlaşma uyarınca Prigojin hakkında 23 Haziran'da açılan ceza soruşturması kapatılacak ve Prigojin Belarus'a gidecek.
Bununla beraber Wagner savaşçıları yargılanmayacak. Wagner'in paralı savaşçıları üslerine dönecek ve isterlerse Rusya Savunma Bakanlığı'yla sözleşme imzalayacak.
Prigojin ve Lukaşenko'nun halka açıklanmayan başka konularda anlaşmalara varıp varmadığı bilinmiyor. Dolayısıyla Putin'in başka ödünler verip vermediği de merak konusu.
Gazeteci Hakan Aksay, burada muhtemelen iki tarafın da ödünler verdiğini ama esasen Putin'in prestijinin darbe aldığı görüşünde.
Aksay, Independent Türkçe'nin sorularına yanıt verirken Putin için, "Önceki sabah konuşmasında 'vatan haini', 'sırtından bıçaklama' gibi ifadeler kullanarak cezalandırılacaklarını söyledi. Aynı günün akşamında bunlardan vazgeçmiş oldu" ifadelerini kullanıyor.
Ayrıca, "Tabii aralarında neyi nasıl görüştüklerini halen bilemiyoruz" diye ekliyor.
Wagner isyanı boyunca en çok tartışılan konulardan biri de Şoygu ve Gerasimov'un Prigojin'in isteği doğrultusunda görevden alınıp alınmayacağıydı. Aksay buna çok ihtimal vermiyor:
Putin'in onları görevden alması tam bir zayıflık belirtisi olur. Bunu yapması da şu aşamada mümkün görünmüyor. Ama Prigojin, mutlaka bir şekilde Rus siyaset sahnesine yeniden çıkacak.
Yine de Aksay'a göre Putin'in bu prestij kaybını abartmamak gerek. Rus liderin halk nezdinde desteğini koruduğunu ifade eden Aksay, "Bir darbe aldı ama bu darbeyi karşılayabilecek gücü var. Kamuoyunda ciddi bir karşılığı var. Dolayısıyla birtakım manevralar yaparak durumu toparlayabilir" diyor.
"Uluslararası diplomaside hasar var"
Indepedent Türkçe'nin görüşüne başvurduğu bir başka Rusya uzmanı gazeteci Ceyda Karan'a göreyse bu isyan, esasen Rusya'nın Avrupa Birliği ve ABD dışındaki ülkelerle kurduğu diplomasi cephesinde hasara yol açabilir:.
Bunlar, ABD hegemonyasındaki Batı dünyasının ikna edemediği, kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda hareket eden ülkeler grubu. Rusya diplomasi cephesinde bir meydan okuma yaratmıştı ve bu çok iyi işlemişti. Batılıların kendisi 'Biz ortaklarmızı ikna edemiyoruz' diye şikayet ediyordu. Dolayısıyla burada bir hasar var. Bu olaylar, Moskova'daki iktidarın ne kadar stabil olduğuna dair sorular doğuracaktır.
Karan şöyle ekliyor:
Bir hasar olduğu açık ama ben bu hasarın kapatılamaz bir hasar olmadığını düşünüyorum. Zira cephe hattında da bir şey değişmiş gibi gözükmüyor.
Hırsızlıktan hüküm giymiş bir sosisli satıcısı
Bu noktada akla şu soru geliyor: Putin'in imajını bu denli sarsan Yevgeniy Prigojin kim ve nasıl bu kadar güç kazandı?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Prigojin, Putin'den 9 yıl sonra onunla aynı şehirde, St. Petersburg'da (o zamanki adıyla Leningrad) dünyaya geldi. Babasını daha çocuk yaşta kaybeden 1961 doğumlu Prigojin'in annesi hastanede çalışıyordu.
Kendisiyse spor akademisinde eğitim gördü. Ancak profesyonel sporcu olarak başarı yakalayamadı ve okulu bitirdikten sonra kendini bir suçlu olarak buldu.
Mart 1980'de bir akşam 18 yaşındaki Prigojin ve üç arkadaşı, karanlık sokakta tek başına yürüyen bir kadını gasp etti. Müfettişler, bunun Prigojin ve arkadaşlarının karıştığı tek hırsızlık olmadığını fark edince 13 yıl hapis cezası aldılar.
Yaklaşık 10 yılını hapishanede geçiren Prigojin, Sovyetler Birliği'nin çözüldüğü sırada, 1990'da afla serbest bırakıldı ve memleketi Petersburg'a dönerek sosisli sandviç yapmaya başladı.
Yıllar sonra oligark, annesiyle yaşadığı evin mutfağında yaptığı bu sandviçlerden iyi para kazandığını söyleyecekti:
Ayda bin dolar kazanıyorduk. Bu, ruble cinsinden dağ kadar para ediyordu. Annem paraları zar zor sayardı.
Çok geçmeden Prigojin, kazandığı paralarla bir süpermarket zincirinde hisse sahibi oldu ve 1995'te iş ortaklarıyla birlikte bir restoran açtı. Daha önce Londra'da çalışmış ve bugün Petersburg'un birkaç lüks otelinden birini yöneten Tony Gear'la birlikte çalışıyorlardı. Su üzerinde yüzen gemi restoranı New Island (Yeni Ada) ise kariyerindeki çok önemli bir dönüm noktası olacaktı.
Pop yıldızları ve iş insanları, dönemin belediye başkanı Anatoly Sobchak ve o zaman Sobchak'ın yardımcısı olan Putin, bu restoranda yemeyi seviyordu. Putin'le ilişkilerini de bu dönemde geliştirdiğine inanılıyor.
Guardian'ın aktardığına göre onu tanıyanlar, o yıllarda Prigojin'in 10 yılını hapishanede geçirdiğinden hiç bahsetmediğini ve elit müşterilerine hızla uyum sağladığını söylüyor.
Örneğin, o dönemde edindiği dostlar arasında 1970'lerde Sovyetler Birliği'nden göç etmiş ünlü çellist Mstislav Rostropoviç de vardı. Hatta Rostropoviç, 2001'de İspanya kraliçesini Petersburg'daki evinde ağırladığında yemekleri Prigojin hazırlamıştı.
O dönemde Putin de Rusya'nın lideri haline gelmişti ve yabancı konuklarını kendi memleketi Petersburg'da ağırlamayı seviyordu. Konuklarıyla yemek yediği ilk adres de Prigojin'in restoranı oluyordu. Bu restoran eski ABD Başkanı George Bush'u ve Kral Charles'ı da ağırlamıştı.
Orduya giden yol: Catering holdingi Concord
Prigojin, 1995'te kurduğu catering holdingi Concord aracılığıyla da devlet kurumlarıyla anlaşmalar imzalamaya ve iş alanını ülke çapında genişletmeye başlamıştı.
2015'e gelindiğinde Moskova'daki okullara verilen tüm yemeklerin yüzde 90'ı Cocord'dan geliyordu.
Bu faaliyetleri nedeniyle "Putin'in şefi" lakabı takılan Prigojin, böylece bir oligark haline gelmişti.
Orduyla ilk ilişkileri de yine catering firması sayesinde kuruldu. İlk başta Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığı'nda çeşitli ikram noktaları açtı. Ancak 2012'de askeriyedeki tüm siparişlerin yüzde 90'ını idare eder hale geldi.
Okullarda dizanteri salgınına yol açtığı iddia ediliyor
Devletle yaptığı sözleşmelerden milyarlarca ruble kazanmasına rağmen, Concord'un okullara dağıttığı yemekler yeterince hijyenik bulunmadı. Concord'a bağlı şirketler, okullarda dizanteri salgınına yol açmakla suçlandı ve bu skandal 2019'un tamamı boyunca Rusya'nın önemli gündemlerinden biriydi.
Hastalanan çocukların ebeveynleri, Moskova mahkemelerinde toplu davalar açıyor, gazeteciler zehirlenme vakalarını yakından takip ediyordu. Şirketlere karşı toplam tutarı 4 milyar ruble olan binden fazla dava açılmıştı. Ancak bunlar, Prigojin'in yükselişini engellemeye yetmedi.
Wagner'in kurucusu, mahkumların "kurtarıcısı"
Wagner Grubu, Rusya'nın dış politika ve savunma hamleleri doğrultusunda hareket eden, Ukrayna'dan Ortadoğu'ya ve Afrika'ya kadar çeşitli ülkelerde savaşmış bir paralı asker grubu.
Prigojin'in bu grubu 2014'te, Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin şiddetlendiği, Rusya'nın Kırım'ı ilhak ettiği dönemde kurduğu düşünülüyor.
Wagner'in varlığı aslında Rusya'da resmi olarak tanınmıyor. Zira Rus yasaları uyarınca bu tarz paralı asker grupları kuranlar, ağır hapis cezalarıyla karşı karşıya. Yani Wagner grubun varlığı, Rusya'da resmen yasak.
Öte yandan 2012'de Putin'in bu tarz bir örgütün kurulmasına yeşil ışık yaktığı ve 2014'te Prigojin'e ülkenin güneyindeki Molkino bölgesinde savaşçıların eğitimi için bir arazi verildiği, burada Wagner için üs kurulduğu öne sürülüyor.
Wagner için işe alma kampanyaları yapılıyor ama üyelerin önemli bir kısmı mahkumlardan oluşuyor.
Cephede 6 ay görev yapmaları için işe alınan mahkumlara, 6 ayın sonunda para ödülü ve özgürlük vaat ediliyor. Aslında bu mahkumlar için Wagner, bir nevi "yeniden topluma kazandırma" programı olarak hizmet ediyor. Örneğin Prigojin, 6 aylık görevini bitiren mahkumlara üniversitelerin burs vermesini talep ediyor. Bazı Rus yetkililerse bu eski mahkumların milletvekili yapılması gerektiğini savunuyor.
Üstelik mahkumlar, Prigojin'in hapishane geçmişi nedeniyle onu kendine yakın görüyor. Guardian'a konuşan ve adı açıklanmayan bir mahkum, "Sonuçta o bizden biri" diyor:
O da bir mahkumdu. Bence pek çok kişi Prigojin'e güvendiği için kaydoldu. Yetkililere güvenmiyorlar ama Prigojin'in onları serbest bırakacağına inanıyorlar.
Prigojin, Wagner'i kurduğunu 2022'de bizzat itiraf etmişti. Grubu Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı Rusları desteklemek için kurduğunu söyleyen Prigojin, şu ifadeleri kullanmıştı:
Eski silahları kendim temizledim, kurşun geçirmez yelekleri kendim hallettim ve bu konuda bana yardımcı olabilecek uzmanlar buldum. Daha sonra Wagner Taburu olarak anılacak bir grup vatansever 1 Mayıs 2014'te ortaya çıktı.
Ukrayna Savaşı'nda popülaritesi arttı
Yine de paramiliter örgütün asıl büyümesi, son Ukrayna savaşında yaşandı. Örneğin mayısta örgütün 50 bin savaşçıyı bünyesine kattığı iddia edilmişti.
Resmi rakamlara göre Wagner üyelerinin yaklaşık 10 bini Bahmut kentinin Ukrayna'dan alındığı çatışmalarda ölmüştü. Bu da aralıktan bu yana Ukrayna'da öldürülen 20 bin Rus askerinin yaklaşık yarısının Wagner'in Bahmut'taki üyeleri olduğu anlamına geliyor.
Bu şehrin alınması, Prigojin'in itibarını artıran en önemli uğraklardan biri oldu. Zira Bahmut, savaşın başlamasından bu yana Rusya'nın elde ettiği en büyük ilerleme olarak görülüyor.
Prigojin'in muhalefeti Bahmut'ta kızıştı
Prigojin, Bahmut'un alınmasından sadece birkaç gün sonra, Rusya'nın üst düzey askeri liderlerini Ukrayna'daki başarısızlıklar nedeniyle suçlamak için bir fırsat yaratmış oldu.
Telegram'da yayımladığı bir videoda Savunma Bakanlığı liderlerine küfür eden Prigojin, mühimmat eksikliği nedeniyle ağır eleştirilerde bulunmuş ve "Savunma bakanlığı toplumu ve cumhurbaşkanını kandırmaya çalışıyor" demişti.
Öte yandan Wagner'in Bahmut'ta gerçekten de ağır kayıplar verdiği biliniyor. Hatta Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin danışmanı Mihaylo Podolyak, Prigojin'i Rus mahkumlara soykırım yapmakla suçlamıştı.
Kısa süre önce yaptığı açıklamada Podolyak, Wagner'in son aylarda 38 binden fazla mahkumu işe aldığını, bunlardan 30 bininin öldürüldüğünü veya yaralandığını öne sürmüştü.
Savunma Bakanlığı'nın yasa tasarısı bardağı taşıran son damla oldu
Prigojin ve askeri liderler arasındaki gerilimi zirveye taşıyan noktalardan bir diğeriyse Savunma Bakanı Şoygu'nun haziran başında tüm paramiliter birliklere 1 Temmuz'a kadar Savunma Bakanlığı'yla sözleşme imzalama mecburiyeti getirmek istemesiydi. Bu yasa tasarısı geçen hafta Duma ve Federasyon Konseyi tarafından imzalanmıştı.
Uzmanlar tasarıyı Wagner’in Rus ordusuna entegre edilmesi girişimi diye yorumluyor. Dolayısıyla Progojin'e karşı girişilmiş bir operasyon olarak da görülüyor.
Nitekim, 24 Haziran sabahı isyanı vatana ihanet diye nitelendirmesinin hemen ardından Putin de mahkumlara yönelik benzer bir tasarıyı imzaladı.
Prigojin'in toplumdaki popülaritesi
Bahmut'taki galibiyet sayesinde Wagner'den Rus medyasında açıkça bahsedilmeye de başlanmıştı. Rusya'da paralı askerliğin yasadışı kalmasına rağmen devlet haber ajanslarının ve televizyonun örgüt hakkında haberler vermeye başladığı görülüyor.
Örgütün yasal statüsü aynı kalsa da bu durum Prigojin'in popülaritesini artırmış olabilir. Zira Prigojin'in de Rus liderliğine karşı giriştiği bu isyanda halktan destek beklediğine dair yorumlar var. Bu yüzden oligarkın halk nezdindeki popülaritesi çok önemli.
Anketlere göre Prigojin; Putin, Başbakan Mihail Mişustin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Şoygu'dan sonra en çok tanınan 5. isim haline geldi.
Oligark, Ocak 2023'te ilk kez Rus medyasında en çok bahsedilen kişiler arasında ilk 10'da yer aldı.
Uzmanlara göre 15 aydır devam eden Ukrayna savaşı, Prigojin'i siyasi bir aktöre dönüştürdü.
Bu popülarite müzakerede de etkili oldu
Gazeteci Karan'a göre Rusya'nın örneğin Rostov'daki Wagner grubuna saldırmak yerine müzakereyi tercih etmesinin nedeni de Prigojin ve Wagner'in bu popülerliği.
"Wagner güçleri Soledar'da ve Bahmut cephesinde Rusya için kahraman olarak görüldü" diyen Karan, şöyle ekliyor:
Dolayısıyla Rusya ordusu Rostov'daki o konvoyu vurmadı. Bunu yapmamalarının sebebi birliği muhafaza etmeye çalışmalarıydı. Krizi de müzakere yoluyla atlatmış oldular.
Wagner, nasıl bu kadar popülerleşti: Ankara'da bile filmi izletildi
Wagner'in Rusya'da özellikle gençler arasında epey popüler olduğu biliniyor. Rostov'da yerel sakinlerin Wagner savaşçılarını iyi karşıladığı ve hatta onlarla fotoğraf çekilmek ve uğurlamak için toplandığı anların görüntüleri de bunu doğrular nitelikte.
Wagner bu popülaritesinin önemli bir kısmını Rusya'da hakkında yapılan propaganda filmlerine ve billboard'ları kaplayan posterlerine de borçlu.
Örneğin daha birkaç gün önce Ankara'daki Rus Evi'nde Wagner savaşçılarını anlatan Cehennemin Kralları (Luchshiye v adu) gösterilmişti.
Onlar için hazırlanan afişlerin de Rusya'nın dört bir yanındaki şehirlerde reklam panolarını süslediği biliniyor.
Aynı şey SADAT örneğinde de yaşanır mı?
Wagner'in giriştiği bu isyanın, savunma danışmanlık şirketi SADAT'a ev sahipliği yapan Türkiye için de dersler içerip içermediği tartışma konusu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Wagner'le ilgili 24 Haziran'da yaptığı açıklamada, "Rusya'nın Wagner'i Türkiye'nin SADAT'ıdır" demesi de tartışmaları alevlendirdi.
Kılıçdaroğlu, "Şimdi Rusya’da olanlar, umarım ders olur. Çünkü Rusya’nın Wagner’i, Türkiye’nin SADAT’ıdır. Buradan bir kez daha ilan ediyorum, halk düşmanı hiçbir paramiliter yapıya izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullanmıştı.
SADAT konusunda Saray hükümetini defalarca uyardım. Yetmedi kapılarına dayandım. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak; dilini, bayrağını, anayasasını değiştirmek istediklerini söyledim.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) June 24, 2023
CHP liderinin sözlerine yanıt veren SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi ise tartışmaları "paranoyaklık" diye nitelendirmiş ve Kılıçdaroğlu'na tazminat davası açacağını söylemişti.
28 Şubat 2012'de emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından kurulan SADAT'ın kendi açıkladığı görev tanımında, uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi tanımlar yer alıyor.
Ancak şirket hakkında çeşitli iddialar da mevcut. Örneğin 15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinde önemli rol oynadığı, SADAT'ın öncülüğünde sivillere çok sayıda ağır silah dağıtıldığını öne sürenler var. Ayrıca Suriye'deki El Nusra örgütüne de silah taşıdığı iddialar arasında.
Öte yandan SADAT bu iddiaları kesin bir dille reddediyor.
"Wagner ve SADAT örnekleri epey farklı"
Karan ise Wagner ve SADAT arasındaki farklılıklara dikkat çekiyor. Şirketin ümmet vurgusu yaptığını dile getiren gazeteci, "SADAT benim gözümde daha ideolojik bir aygıt" ifadelerini kullanıyor.
Suriye çatışmasıyla yani dışsal bir olguyla da başlayan bir süreç diye görüyorum SADAT'ı. Wagner'le çok fazla örtüşmüyor benim için ama tabii kimileri orada da sıkıntılı bir durum görüyor.
Karan ayrıca bedelli askerlik uygulamasını hatırlatarak, Türkiye'de halihazırda hükümet gözetiminde paralı askerlik yapılabildiğini de vurguluyor.
Özel bir orduyu hukuk devleti içinde tutabilir misiniz?
Wagner'in sonuçta özel bir ordu olduğunu söyleyen Aksay da bu tür bir yapılanmanın hukuk devleti kuralları içinde ne kadar tutulabileceği sorusunu yöneltiyor.
"Devleti yönetme anlayışınız, kirli işlerinizi bir şekilde başka bir özneye çözdürmekse onu zaptetmeniz bazen zor olabilir. Çünkü bu bir silahlı yapılanma" diyen gazeteci, şöyle ekliyor:
O öznenin de kendi istekleri oluyor. Örneğin Wagner'in Afrika'da çok ciddi paralar kazandığı da söyleniyor. Yani olay, sadece siyaset ve askeri operasyon meselesi de değil.
Putin neden bu kadar müsamaha gösterdi: Prigojin'i Soros'a benzetmişti
Bu noktada akla şu soru geliyor: Putin bu zamana kadar neden Prigojin'e müsamaha gösterdi?
İlk yoruma göre Prigojin'in birlikleri askeri etkinliğini kanıtladı ve savaş alanında halen onlara ihtiyaç var. İkinci bir nedense Putin'in, hassas konularda uzun süredir Prigojin'in yardımına ve tavsiyelerine başvurduğu düşüncesi.
Ekim ayında Washington Post, Prigojin'in Putin'le doğrudan görüşerek askeri liderliği eleştirdiğini bildirmişti. Bu görüşme, Prigojin'in Rus lider nezdinde önemli bir figür olduğunu düşündürmüştü.
Putin, daha önce Prigojin'i ABD'li ünlü spekülatör George Soros'la kıyaslamıştı. Rus lider, "ABD'de öyle bir şahsiyet var ki, dünyadaki bütün işlere karışıyor: Soros. ABD Dışişleri Bakanlığı'na sorsanız bunun kendileriyle alakası olmadığını, Soros'un özel meselesi olduğunu söyleyecektir. Biz de aynını söylüyoruz: Prigojin'in özel meselesi" demişti.
"Sesini çıkaran herkesin tepesine binilmiyor"
Öte yandan Karan, Putin'in bu krizin patlak vermesine kadar neden daha sert önlemler almadığı sorusunun Rusya'nın yeterince tanınmaması ve yanlış değerlendirilmesinden doğduğunu savunuyor.
"Rusya'da gıkını çıkartanın tepesine binildiği yönünde bir anlatı var. Ancak bu bazen komik kaçıyor" diyen gazeteci, Prigojin'in Telegram kanalından paylaştığı sert eleştirilere hemen her gün şahit olduğunu aktarıyor:
Hatta Telegram kanallarında insanların, 'Bunu ne zaman susturacaklar?' dediğini de gördüm. Ama öyle bir şey olmuyor. Bazı şeyler orada çok çok daha açık tartışılıyor, konuşuluyor. Hatta Putin bazen bu kişilere zayıf davranmakla bile eleştiriliyor.
"Putin de eski gücünde değil"
Aksay'ın yorumuna göreyse Prigojin'e gösterilen müsamaha, Putin'in artık eskisi kadar güçlü olmamasıyla da ilişkili.
"23 yıl bir liderin başta kalması kolay değil. Ayrıca o lider aslında pandeminin başlamasından beri kendisini biraz yorulmuş, biraz bıkmış gibi gösteriyor. Örneğin sığınakta yaşadığı bile söylenmişti" diyen Aksay, şöyle devam ediyor:
Düşünün, millet birbirine giriyor. Prigojin, küfür kıyamet bir sürü şey söylüyor. Ve Putin susuyor. Yani en azından bir yıldır bu tür şeylere karşı susuyor. Bence evet, gücü sarsıldı.
Prigojin, "Batı'nın adamı" mı: Ukrayna'yla gizlice görüşmüş
Wagner lideri ve Rus hükümeti arasındaki tansiyonun yükselmesiyle çok sayıda spekülasyon da dile getirilmeye başladı. Bunlardan başlıcası, Prigojin'in Batıcı olduğu ve hatta ABD'nin planlarına hizmet ettiği.
Bazı yorumculara göre, Prigojin'in savaşın ilk zamanlarındaki tutumu son dönemde yumuşamış gibi görünüyor. Örneğin, 12 yaşındaki kızının savaş karşıtı çizimi nedeniyle iki yıl hapis cezasına çarptırılan Alexey Moskalev'i savunmuştu. Ukrayna'ya nükleer saldırı çağrısı yapan parlamenterlerle de alay etmişti.
Son olarak, ABD istihbaratından yapılan sızıntılar, Prigojin'in Ukrayna istihbarat müdürlüğüyle temasa geçtiğini ve Ukrayna'nın Bahmut'tan çekilmesi karşılığında Rus birliklerinin pozisyonlarını açıklamayı teklif ettiğini gösteriyor.
Öte yandan bu teması, Putin'in emriyle de kurulmuş olabileceğine dair yorumlar var.
Karan ise, "Şu an oturduğumuz yerden bütün bunların perde arkasını bilmemiz kolay değil. Bu koşullarda papatya falı açmış gibi oluruz" diyor.
Öte yandan Karan, Prigojin'in çıkardığı krizin zamanlamasının da "çok çarpıcı olduğu" görüşünde. "Cephede işler Rusya'nın istediği gibi giderken bu şekilde Batı'nın işine gelen bir resmin oluşması bence çok çarpıcı" diyen gazeteci, sözlerini şöyle sürdürüyor:
Ancak bu krizde bir dış parmağın olduğuna yönelik iddialara bir şey diyemiyoruz. Elimizde kanıt yok.
"Herkesle işbirliği yapabilir"
Aksay da Prigojin'in genç yaşlarda işlediği yüz kızartıcı suçlara atıfta bulunarak, "Böyle birinin çok da büyük bir değişim geçirdiğini iddia etmek zor. Yani herkesle iş birliği yapar. Hani şeytanla da iş birliği yapar, Batı'yla da iş birliği yapar" diyor:
Ama şu anda Batı'nın adamı olduğu veya bir proje olduğu yönündeki iddialar çok abartılı ve altı doldurulmayan iddialar.
Prigojin, düşman olarak Rus bürokratları seçti
Bahmut'ta kaydettiği son videolardan birinde Prigojin, Wagner savaşçılarına şöyle seslenmişti:
Tamam çocuklar, umalım ki bu bürokratların işini bitirelim. Düşmanımız Ukrayna ordusu değil, Rus bürokratlar.
Özellikle Şoygu'yu hedef tahtasına koyan Prigojin, savaştaki "başarısızlıklara" sebebiyet veren yetkililer için ölüm cezası isteyerek, "Stalin Yoldaş kesinlikle haklıydı" ifadelerini kullanmıştı.
Aynı zamanda Wagner'in "ideolojisi olan bir orduya dönüşmesini" hayal eden Prigojin, son haftalarda özellikle Rusya dışında tatil yapan seçkinleri hedef almış ve hatta Putin yönetiminde ABD yanlılarının olduğunu iddia etmişti.
Guardian'a konuşan siyaset bilimci Ivan Krastev'e göre Prigojin, "seçkinler karşıtı Putinizmin lideri" haline geldi. Eski Wagner komutanı Marat Gabidullin de Prigojin hakkında şunları söylüyor:
Kendisini kitlelerin, alt sınıfların savunucusu olarak sunuyor. Bu onun alanı.
"Prigojin, daha sert savaş isteyen bir milliyetçi"
Aksay'a göreyse Prigojin, Ukrayna'yla daha sert savaşılmasını isteyen milliyetçi bir görüşü temsil ediyor ve üstelik Rusya'da bu görüşün tek temsilcisi de değil.
"Mevcut durumdan çok hoşnut olmayan genellikle de yüzde 12 ila 15 civarında olduğu düşünülen bir kitle var. Ama bence biraz daha genişliyor. Aynı zamanda Prigojin bu kitle için bir lider haline geldi" diyen gazeteci, sözlerine şöyle devam ediyor:
Bir yıl gibi bir süre içinde yükseldi ama son günlerde de artık bir kahraman oldu bazıları açısından. Yani bu bir ideolojik ve siyasi bir yönelim. Sadece alt sınıflarla sınırlı değil. Bu bir alternatif arayışı. Çünkü Rusya'nın sorunları birikiyor ve büyüyor.
Prigojin'in tek ordusu Wagner değil: Dünyaca ünlü Trol çiftliği
Bu arada Wagner'in yükselişinin hemen öncesinde Prigojin bir başka "orduyla" daha anılıyordu: 2016'daki ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiği öne sürülen Rus trol ordusu.
İnternet Araştırma Ajansı adlı bu kurumun, sahte Twitter ve Facebook hesaplarından yapılan paylaşımlar aracılığıyla seçimlere müdahale ettiği iddiası, bugün halen sıkça dile getiriliyor. Bu ajansın başında da Prigojin var.
ABD'de bu seçimler, Demokrat Rakibi Hillary Clinton'a karşı yarışan Cumhuriyetçi Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlanmıştı. Demokratlar bu zaferde Rusya'nın müdahalesi olduğunu savunurken, Cumhuriyetçiler ve Rus yetkililer iddiaları reddediyor.
Wagner liderinin Petersburg'un Olgino köyünde gerçek bir "trol çiftliğine" sahip olduğu da ilk kez Novaya Gazeta'nın 2013 tarihli araştırmasıyla ortaya çıkmıştı.
Eski Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'a yakınlığıyla bilinen Novaya Gazeta'nın bir muhabiri, İnternet Araştırma Ajansı'na başvurup işe alınmıştı. Buna göre başvuranlara siyasete ve ekonomiye dair günde 100 paylaşım yazmaları için para teklif ediliyordu. Bu paylaşımlarda ünlü Rus muhalif Aleksey Navalni ve ABD'nin politikaları konu ediliyordu.
Rusya'nın internet üzerinden yürüttüğü propagandanın ABD seçimlerinin sonucunu etkilediğine dair herhangi bir kanıt yok. Ancak Prigojin'in popüleritesini artıran önemli etkenlerden biri de internette kurduğu bu "ordu" olabilir.
Zira bu trol çiftliğiyle birlikte Prigojin'in "medya imparatorluğu" da doğdu. Yine Novaya Gazeta'nın aktarımına göre 2018'de Prigojin'e bağlı medya kurumlarının toplam gerçek izleyici sayısı 72 milyondu.
Prigojin'in sonu Troçki gibi mi olacak?
Lukaşenko'nun araya girmesiyle yapılan anlaşma uyarınca Prigojin'in Belarus'a bir nevi sürgüne gönderilmesi öngörülüyor. Orada ne kadar kalacağı ve Rus liderliğinin Prigojin'den tamamen kurtulmak isteyip istemeyeceği ise tartışma konusu.
Karan, Prigojin'e ne olacağını bilmediklerini ifade ediyor. Ancak gazeteci, Prigojin'in öldürülmesi durumunda Rus halkından büyük tepki gelmeyebileceği görüşünde:
Yine de şu sıralarda bir şey yapacaklarını zannetmiyorum. Wagner'i biraz daha disipline edecekler.
Aksay ise Prigojin'in Belarus'ta uzun süre kalmak istemeyeceği ve boş da durmayacağı görüşünde. Prigojin'in Wagner savaşçılarıyla irtibatının süreceğini söyleyen gazeteci, "Bu savaşçılar geri çekildi ve bir yerlere gitti. Ama bunların arasındaki bağ kopmuyor. Prigojin de Belarus'a gidip oturacak bir adam değil, orada boş durmaz" ifadelerini kullanıyor:
Orada yaşamaya niyetli olduğunu da sanmıyorum. Bir süre sonra dönmesi üzerine de bir anlaşma yapılmış olabilir.
Halihazırda Wagner'in Afrika'da konuşlanmış tahmini 5 bin askeri olduğu düşünülüyor. İsyana katıldığı tahmin edilen 5 bin kişinin de Ukrayna'daki üslerine geri döndüğü söyleniyor.
Aksay bu noktada Sovyet devriminin önderlerinden Leon Troçki'nin de bir dönem Türkiye'ye sürgüne gönderildiğini ama boş durmayarak sonunda Meksika'da öldürüldüğünü hatırlatıyor. Gazeteci, "Sovyetlerin, Rusların geleneğinde bu var. Putin'in bir şekilde Prigojin'i yok etmesi gerekecek" diyor:
Durumu toparlaması için Putin'in o harekete hakim olması gerekiyor.
© The Independentturkish