Suud ve Douglas arasında!

Bugün Suudi Arabistan sözlere değil eylemlere inanan vizyon ve azim sahibi bir liderlik sayesinde, içinde kazanımların anlatıldığı gerçek bir başarı öyküsü oldu

Fotoğraf: Şarku'l Avsat

Batı medyasının Suudi Arabistan'ın başarıları ve girişimleri hakkında yaptığı haberlerin boyutuna bakınca, sanki ABD ve Batı, Suudi Arabistan'ı daha yeni keşfetmiş gibi hissediyorsunuz.

Oysa ki, Suudi Arabistan'ın başarıları çoktan Batı'daki uzmanlara ve insanlara ulaşmış olsa da Batı medyası adaletli davranış göstermedi.

Bugün durum değişti ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz'in doğrudan yönetimi ile liderliğin başardıklarına yönelik övgü ve takdir boyutu, somut ve gözle görülür bir hale geldi.

Siyaset ve medya tarafında görülen bu ivme, ABD Dışişleri Bakanı'nın Cidde ziyareti ve Veliaht Prens ile görüşmesinden sonra çok net bir şekilde ortaya çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Burada açık ve net olacağım. Benim gözlemim şu ki, şu anda Suudi Arabistan'la ilgili bu olumlu medya ivmesinin sebebi golf anlaşması veya başka bir şey değil.

Bunun sebebi daha ziyade, Suudi Arabistan'ı medyada 'şeytanlaştırmaya' ve Veliaht Prens liderliğinin Vizyon 2030'u başarıya ulaştırma çabalarını çarpıtmaya çalışan her kimse, şimdi ağaçtan inmeye karar verdi ve Riyad ile ilişkilerini düzeltmek istiyor.

Burada okuyucu "nasıl" diyebilir?

Cevap şöyle: ABD'de ve Batı'da Suudi Arabistan'a yönelik ideolojik duruşlar ve dezenformasyon kampanyaları nedeniyle medya, en şiddetli kampanyalardan biriyle Suudi Arabistan'ı 'şeytanlaştırma' amacıyla kullanıldı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ekonomik, sosyal ve hukuki olarak art arda çeşitli başarılara imza attı.

Suudi Arabistan'ı rasyonel siyasi bir gerçeklik ve aktif bir ekonomi olarak kabul ettirdi.

Böylece artık Suudi Arabistan'a sadece düşman olmak değil, aynı zamanda başarılı bir ortak ve samimi bir müttefik olarak yaklaşmamak da akıl kârı değildi.

Daha sonra bu 'şeytanlaştırma' kampanyasına girenler ağaçtan inmeye ve Suudi başarısını kabul etmeye karar verdiler.

Bunu sadece siyasi görüşmeler yoluyla değil, medya aracılığıyla da yapmayı seçtiler.

Sanki Suudilere "Bizi ayıplamayın. Hatalarımızı medya aracılığıyla yaptık, şimdi de onları medya aracılığıyla düzeltiyoruz" demek istiyorlardı.
 


Tatilimi Londra'da geçirirken bu yazıyı yazıyorum. Ekonomi, spor, siyaset ve sosyallikle ilgili Suudi Arabistan'ın adını nerede duyarsanız duyun, herkes takdir ve hayranlıkla ülkemizden bahsediyor.

Uçakta İngiliz bir kadın eşime, kocasının Riyad'da kalacağını ve orada kendisini rahat hissettiğini söylediği için Londra'daki ailesini ziyaret ettiğini söylüyor.

Eşime gülerek "Bu küçük oğlum Riyad'da büyüdü" diyor. Eşim ve ben ona çocuklarımızın Londra'da doğduğunu söyledik.

İşte başka bir önemli hikâye: İngiliz arkadaşımla, Riyad Havayolları'nın CEO'su Tony Douglas hakkında Telegraph'ta çıkan bir haber hakkında konuşuyordum.

Tony Douglas Riyad'daki hayatından şu sözlerle bahsediyor:

Yaşadığım yere beni ziyarete gelin... Villamın kapısı açık. İçeri girip bu kapı neden kilitli değil diye düşüneceksiniz. Arabama binmek isterseniz -ki ucuz bir araba değil- kapılarının açık olduğunu ve anahtarlarının üzerinde olduğunu göreceksiniz (...) Topluma yönelik saldırgan bir davranış ya da suç yok.


İngiliz arkadaşım hemen sohbetimizi dinleyen oğlum Suud'a baktı ve "Riyad'da kendini güvende hissediyor musun?" diye sordu.

Suud da kendisine şöyle cevap verdi:

Riyad'da kapılarımızı, eve kedi girer korkusu dışında kapatmıyoruz.


Hâsılı, Veliaht Prens'in vizyonu, tüm ideolojik dezenformasyon çabalarına rağmen ülke içinde ve dışında, erkek-kadın tüm yetişkinlere ve çocuklara ulaştı.

Bugün Suudi Arabistan sözlere değil eylemlere inanan vizyon ve azim sahibi bir liderlik sayesinde, içinde kazanımların anlatıldığı gerçek bir başarı öyküsü oldu.

Bir Arap arkadaşım bana, "Ortadoğu'da olmayan liderlik ve vizyon sizde var. Bu yüzden büyük bir hızla ilerliyorsunuz ve övülüyorsunuz" dedi.

Evet, bizde Muhammed bin Selman var.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU