Günümüzde bayramın kutlamaları değişti. Bu durum insanların birçoğunun hatıralarıyla geçmişe dönmesine neden oluyor.
Düşüncelerinde geçmişe, ataların geleneklerine, sosyal ilişkilerine, karşılıklı bağlarına, özlem dolu bir yolculuk yaparlarken günümüzde ise teknolojinin hüküm sürdüğü modern bir görünüme sahip olan bayramlar, günümüz gençlerinin alışkanlıklarına göre şekilleniyor.
Birçok yaşlı, onlarca yıl önceki bayramlarına; o zamanların gelenekleri, tebrikler, oyunları ve iftar sofralarının sunulma şekilleri özlem duyuyor.
Mekke bayramları
85 yaşındaki Muhammed Hafız 80 yıl öncesinin Mekke bayram kutlamalarından şöyle bahsediyor:
Çocuklar bayram ayakkabılarını ve takkelerini hazırlar, sonra Mescid-i Haram'a gidip bayram namazını kılar ve hutbeyi dinlerlerdi. Daha sonra büyük aile üyelerinin ziyaretleri başlar ve evlerinde hazırlanan kahvaltı için toplanılır. Menüde dibyaza, munezzele (geleneksel Hicaz yemekleri) çeşitli peynirler ve tatlılar yer alır. Çocuklar, bayram hediyesi olarak kuruş ve halalatlar alır ve bu harçlıklarla çeşitli şekerleme ve helvalar alırlardı.
Sosyal medyanın her şeyi yok ettiğine inanan Hafız, "Bugün ile geçmiş arasındaki fark kesinlikle çok büyük. Bugün sadelikten yoksunuz, eskiden komşuların ve ailelerin kapıları bayram tebriği kabul etmek için ardına kadar açıktı. Şimdi ise tebrikler, önceden randevu ile kısa mesajlı bayramlaşmayla sağlanıyor" dedi.
86 yaşındaki Fevziye Ahmed, geçmiş bayramları anlatarak, kadınların bayramdan önce dibyaza ve munezzele adı verilen yemekleri hazırlayarak bunları kahvaltı sofralarında sunduklarını, ardından bayram namazını kıldıktan sonra süslenip güzel kokular süründüklerini, tebrik için gelenleri ağırlayıp bayram ziyaretlerine gittiklerini dile getirdi.
Neşeli etkinlikler
Ahmed, "Çok sayıda geleneksel halk oyunu vardı. Şimdi unutulan birçok oyun, aynı mahalleden çocukları bir araya getirirdi Geçmişte, Mekke-i Mükerreme'nin kadim sokaklarında hiçbir sokak yoktu ki oyun sahası olmasın" dedi.
Hafız, eski bayramlardaki çocuk oyunları hakkında, "Çocuklar el-Kebt (ebelemece gibi bir oyun) oynarlardı. Sokaklarda oynanan meşhur bir oyundu. Genelde güçlü erkek çocukları tarafından oynanırdı. Eski Hicaz sakinleri arasında oynanan meşhur geleneksel bir oyundu. Hareket hızı, manevra becerisine dayanır. Gruplar halinde oynan bu oyunda bir çizgi çekip karşı karşıya duran iki takıma ayrılırlar. Bir takımdan bir kişi diğer takıma çıkıp dikkatli bir şekilde elini uzatır ve elimi yakala der, bunu tekrarlar. Eğer biri ona dokunup kaçarsa ve diğer takım onu yakalayamazsa, takımı galip kabul edilir. Yakalanırsa oyundan çıkar ve takımı mağlup kabul edilir" dedi.
Bercun oyunundan da bahseden Hafız oynanış şeklini şöyle anlattı:
Bu küçük renkli misketlerle oynanan bir oyundur. Belirli bir mesafeye bir oyuk kazılır ve ardından parmakla bir bercun adı verilen misket itilerek oyuğun içine düşürülmeye çalışılır. Kazanan, mümkün olan en fazla sayıda bercun düşüren kişidir. Bu küçük cam toplar, mahallelerdeki küçük bakkallarda satılırdı ve genellikle çocuklar arasında büyük ilgi görürdü.
Mescid-i Haram'ın çevresi
Mekke tarihçisi Semir Barka, "Bayram ilan edilince, Mekke'de top sesleri yükselir. Ramazan ayının sonu ve Ramazan'ın bitmesiyle Bayramın girişini ilan eder. Mekkelilerin adlandırdığı gibi, halk Mescid-i Haram'da Fıtır namazına hazırlanmaya başlarlar. Renkli fesleri, beyaz mintanları, geleneksel kunduraları, esans ve parfümleriyle süslenip hazırlanarak sabah namazından önce Mescid-i Haram'a giderler. Evlerine dönerken farklı bir yol kullanırlar" ifadelerini kullandı.
Barka, Mekke'nin kutsal mabedi olan Harem-i Şerif'teki bayramın en güzel yönlerinin, toplu Bayram namazı ve tekbirlerinin olduğunu belirterek "İnsanlar oruçlarını bitirdiklerini bildiren hurmalar tüketir ve çocuklar bazı tatlıları cemaate dağıtır. İmam bayram hutbesini bitirdikten sonra, insanlar sevdiklerine selam vermek için geri dönerler. Bazıları mezar ziyaretlerine gider ve ölüleri ile bayramlaşır. Sonra büyük ailelerin bir araya geldiği kahvaltı olan 'tatime' adlı yemeği yemek için toplanırlar. Bu, 'şerik' adı verilen ekmek dilimleri, çeşitli peynirler, zeytinler, halk tatlıları yanı sıra, 'zalabiya' ve 'dibyaza' gibi çeşitli tatlılar içerir. Sonra akrabalar tarafından çocuklara bayram hediyeleri dağıtılır" dedi.
Semir Barka, "Eskiden büyükler akrabalarıyla karşılıklı birbirlerini ziyaret ederdi. Aile büyüğünün evinde toplanılır bayram kutlanırdı. Herkes canlı renkli bayram kıyafetleri giyer ve Mekke sokakları süslenmiş çelenkler ve salıncaklarla donatılırdı. Bayramın ikinci gününden itibaren halk müzikleri ve zurna eşliğinde coşkulu kutlamalar sokaklarda başlar, mahalle sakinleri bir araya gelir ve geleneksel müzik aletleri çalınırdı. Gençler ise bugün lunapark olarak bilinen salıncakları kullanarak eğlenirdi" şeklinde konuştu.
Ayrıca "Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde kutlamalar devam eder ve ziyaretler ve tebriklerin sürdüğü için çocuklar hediye olarak aldıkları şeylerden dolayı mutlu olurlar" dedi. Ayrıca, "Herkes aileleri bir araya getiren ve dayanışmayı artıran bu gelenekleri canlandırmak için konaklama yerleri kiralarlar ve kutlama ve tebrikleri paylaşırlar" ifadelerini kullandı.
Cidde bayramları
Cidde'nin eski mahallelerine, şehir tarihine ilgi duyan Halid Ebu el-Cedayil o günleri şöyle anlattı:
Halk sabah namazından sonra giyinip süslenerek bayram namazını kılmak için çıkar ve hutbeyi dinler. Namaz ve hutbenin ardından Hava ve el-Esed mezarlıklarına giderek ölmüşlerini anar ve tüm Müslümanların ölmüşleri için dua ederler. Daha sonra, ailelerin çoğunun bir araya geldiği büyük bir evde toplanarak bayramlaşır ve kahvaltı yapıp çay içip tatlılar yerler. Her aile daha sonra misafirlerini karşılamak için kendi evine döner.
Halid Ebu el-Cedayil, Cidde'nin halkının Ramazan Bayramı boyunca her gün, 'eş-Şam', 'el-Yemen' ve 'el-Mazlum' adlı üç Cidde mahallelerinden birini, mahallenin şeyhi ve başkanıyla birlikte ziyaret ettiğini belirtti.
Örneğin, Mazlum mahallesinin halkı bir araya gelir ve şeyhleri ve başkanlarıyla birlikte, onları karşılamak üzere önceden hazırlanan Yemen mahallesindeki insanları ziyaret ederler ve ertesi gün, şeyhleri ve başkanlarıyla birlikte Şam mahallesindeki insanları ziyaret ederler. Bu şekilde devam ederler.
Geleneksel dans ve müziklerin bu günlerin vazgeçilmezi olduğunu söyleyen Ebu Cedayil, "Bayram harçlığı geleneği ise 90 yıldan beri devam ediyor. Ziyaret seremonileri başladığı anda, çocuklara bayram harçlıkları dağıtılmaya başlar" dedi.
Ebu Cedayil, sözlerine şöyle devam etti:
Cidde toplumunda hala var olan güzel adetlerden biri, babaların çocuklarını yanlarında alarak büyük ailelerin, büyükanne ve büyükbabaların, amcaların ve dayıların bayramını kutlamak için ziyarete gitmeleridir. Bu ziyaret, aile büyüklerinin kalplerine büyük anlamlar yükler ve onların sevinçlerini ifade etmek için çocukların ziyaretini karşılamak ve öncülük etmek adına her çocuğa bayram harçlığı verilir. Çocuk harçlığı, halalat ve para olarak ifade edilir. Maddi durumlarına göre, bir çeyrek, yarım ya da gümüş bir riyal olarak verilir.