Savaş Sudan'a geri dönüyor

Bırakın Sudan'ı dünya üzerindeki herhangi bir ülkede otoriter hiyerarşinin tepesinde iki generalin bulunması bir felakete yol açmak için yeterli

Fotoğraf: AA

Zor geçen 8 yılın ardından Yemen'de silahların susmasının üzerinden birkaç gün geçti ve Yemenliler nihayet rahat bir nefes aldı.

Biz de onlarla birlikte, bayram sevincini dönüşleriyle tamamlamak üzere, esir takasını, ailelerine dönüşlerini televizyon kanallarında keyifle izledik.

Ancak sevincimiz her zamanki gibi sadece birkaç gün sürdü. Çünkü savaş Sudan'a geri döndü.

Şu anda başkent Hartum ve diğer şehirlerde sokaklarda ve yollarda devam eden başka bir savaşın acısını yudumlayan Sudan'daki insanlarımızın Allah yardımcısı olsun.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taraflar arasındaki diyalog çıkmaza girdikten sonra gördük ki, bu sefer de daha önce olduğu gibi savaşın ardında iktidar mücadelesi vardı.

Bu sefer de tüm savaşlarda olduğu gibi şişenin kapağını açıp hapsedilen cinin esaretinden kurtulmasını sağlamak çok kolay ama onu şişeye geri sokup üzerine kapağı kapatmak çok zor.

Kesinlikle, hiç kimse savaşın ne kadar süreceğini tahmin edemez, tıpkı ölümcül ateş kıvılcımlarının yönünü kimsenin tahmin edemediği gibi.

Libya iç savaşı, Yemen iç savaşı ve Suriye iç savaşı gibi Sudan iç savaşı da medyadaki yorumcuların söylediği gibi, yalnızca bir iç savaş olmayacak ve maalesef olumsuz ve ölümcül yansımaları Sudan ile sınırlı kalmayacak

2011 yılından bu yana Arap iç savaşlarının deneyimi bunun en iyi tanığı ve en iyi örneğidir. Komşu ülkeler bunun yansımalarından kaçamayacaklar.

Öyle ki Çad makamları derhal Sudan sınırını kapattı. Komşu ülkeler yakında yerinden edilme ve göç dalgalarına tanık olacaklar.

Ayrıca, ölüm botlarındaki kaçakların Avrupa'ya kaçışı artacak ve insan yükleriyle yolculukları daha da ağırlaşacak.


Uluslararası toplum felaketi durdurmak için hızlı ve kararlı bir şekilde müdahale etmezse, çatışmaların Libya topraklarına kayması mümkün ve hatta muhtemeldir.

Savaş hızla başkent Hartum'dan diğer bölge ve şehirlere taşındı. Sosyal medya ve internette, bombalama ve yıkımın videoları dolaşıma girdi.

Ve masum sivillerin ölümüyle ilgili istatistikler yüksek oranda su yüzüne çıkmaya başladı.

Daha önce de gördüğümüz gibi Arap iç savaşı 'dizisinden' silah tacirleri, uyuşturucu kaçakçıları ve insan kaçakçıları dışında kazanan olmayacak.

Sivil yönetimin geri dönüşüyle ​​vaat edilen demokrasi, sonunda kurbanların mezarlarına gömülecek.

Ordunun Afrika, Asya, Avrupa ve Latin Amerika'daki yönetim deneyimlerinin ortak paydası, bunun bir felaket olduğudur.

Daha önce ordunun eline düşen ve ordudan kurtulan pek çok ülke, hâlâ o dönemlerin yansımalarını yaşıyor.

Ve işte Sudan halkı, 26 yıl General Ömer el-Beşir tarafından yönetildikten sonra, kendilerini iç savaşın ocaklarında kapana kısılmış buluyor.

Ayrıca, Hartum'a sivil yönetimin geri getirilmesinden bahsetmek, şu anda masada yeri olmayan bir seçenek.

Savaş geçen cumartesi günü patlak verdi. Ertesi gün, yani Pazar günü, Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, 300'den fazla sivilin öldürüldüğünü ve yaralı sayısının 595'e ulaştığını duyurdu.

Şimdiye kadar, iki savaşan tarafın her biri başkanlık sarayı ve Hartum Uluslararası Havalimanı'nın kontrolünü elinde tuttuğunu iddia ediyor.

Ordu komutanlığı tarafından geçen pazar günü yayınlanan bir bildiri, milisleri dağıtmadan önce Hızlı Destek Kuvvetleri'nin liderliğiyle herhangi bir müzakere veya diyalog olasılığını reddetti.
 


Son aylardaki tüm veriler, iktidar için savaşan iki tarafın liderleri arasında kaçınılmaz olarak savaşın çıkacağını doğruluyordu.

Bırakın Sudan'ı dünya üzerindeki herhangi bir ülkede otoriter hiyerarşinin tepesinde iki generalin bulunması bir felakete yol açmak için yeterlidir!

Bu, partizan siyasi güçlerin savaş alevlerini tutuşturmak ve iki tarafın arkasında saf tutmak için müdahil olmadığı anlamına gelmez.

O dönemde Ukrayna savaş kriziyle meşgul olan uluslararası toplum Sudan'da yaşananlara kayıtsız kaldı.

Şimdiyse, durum patlak verdiğinden büyük ülkelerin başkentleri, Arap başkentleri ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri çatışmaya son verilmesi ve sivil bir hükümetin seçilmesine yönelik geçiş dönemini tanımlayan Çerçeve Anlaşması'na geri dönülmesi çağrısında bulunuyor.

Ama mermilerin ıslıkları, topçu bombalarının ve savaş uçaklarının uğultusu arasında şimdi bu çağrılara kim kulak verecek daha doğrusu kim bu çağrıları duyacak?

Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Bayan Cindy McCain, Kuzey Darfur'da bombalı saldırı sonucu üç işçinin hayatını kaybetmesi ve Hartum Uluslararası Havalimanı'nda örgütün uçağının zarar görmesi sonrasında yardım operasyonlarının durdurulduğunu duyurdu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU