Son günlerde yaşanan hadiseler, teorik düzeyde İsrail'in aynı anda birden fazla cepheden yoğun füze saldırılarına maruz kalabileceğini, içerideki cephenin de aynı anda Gazze, Lübnan ve Suriye'den hedef alınabileceğini gösteriyor.
Ayrıca Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz gibi bölgelerde, hatta en büyük tehlikeyi taşıyan gaz platformlarında hesaplanmayan saldırılarla da yüzleşme ihtimali mevcut.
İsrail, caydırıcılık ve karşı caydırıcılık teorisi çerçevesinde ayrı ayrı her bir cepheyle başa çıkmayı başardı.
Gazze cephesi gibi zaman zaman gergin ve istikrarsız cepheler var; burada, İsrail'in Amerikan tarafıyla dönemsel olarak oluşan boşlukları gidermek için oluşturduğu Demir Kubbe bataryaları bulunuyor.
Ayrıca Davud Sapanı, Kızıl Gökyüzü ve çok amaçlı lazer ve ok gibi başka savunma sistemleri de geliştirdi.
Arrows 1 ve Arrows 2'nin yanı sıra, semalarını Filistinli grupların füzelerinden korumak için başka savunma sistemleri de mevcut. Bu füzelere daha önceki aşamalarda havai fişek muamelesi yapılıyordu.
Bugün işler tamamen değişti ve sınırlı etkilerine ve mütevazı hedeflerine rağmen bazı füzeler, büyük sanayi bölgelerinin yanı sıra Dimona, Kudüs ve Tel Aviv'e ulaştı.
Bundan dolayı İsrail askerî kompleksindeki bilim adamları, sadece Demir Kubbe modeli üzerinde değil, uygulanan ve denenen diğer sistemler üzerinde de çalışmaya ve geliştirmeye başladı.
Bu diğer sistemler arasında gerçek yeteneklerinin deneneceği duyurulmadan İsrail semalarında test edilenler de var, sadece acil çatışmalarda test edilenler de.
Ki bunun son örneği, tam olarak son çatışmada, güvenlik ve stratejik endişelerden ötürü ne olduğuna dair gerçek bir açıklama yapılmadan gerçekleşti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İsrail, karşı caydırıcılığın ve başta İslami Cihad hareketi olmak üzere grupların füze yeteneklerinin etkisiz hale getirilmesinin önemli ve sürekli bir mesele olduğunun farkında.
Bu mesele, üst düzey istihbarat kovuşturmaları yoluyla ve Gazze Şeridi'nde iç silahlanma faaliyetini takip eden onlarca İsrailli ajan aracılığıyla iyi bir şekilde takip ediliyor.
Mossad'da uzmanlar, teknisyenler ve uzman mühendislere ait güncellenmiş bir liste var.
İran ve Türkiye'nin Cihad ve Hamas hareketlerine (bitmeyen) desteği, Mossad ajanlarını özellikle en önemli alan olan dış eğitimde meşgul ediyor.
İçeriye yönelik silah kaçakçılığı konusunda ise hedefi ülkeye ulaşabilecek şeyleri engellemek olan çok karmaşık ve bütünleşik bir takip sistemine sahip.
Son çatışmada istihbarat servislerinin odak noktası, grupların elindeki füzelerin nicelik ve nitelik düzeyinde ve hedefe ulaşma boyutunun yanı sıra menzilinin denenmesiydi.
Ayrıca Demir Kubbe sistemi, üstten bir talimat olmaksızın hemen devreye giriyor ve Genelkurmay'daki üst düzey subaylar İsrail'in stratejik bölgeler, merkez ve konuşlanma üsleri, askerî mevkiler ve diğer noktaların hedef alınma tehlikesine maruz kalması ihtimaline karşı bu sistemi kullanmak üzere eğitiliyor.
Bilindiği kadarıyla İsrail ordusunun, 550 bini yedek kuvvetlerde olmak üzere toplamda 718 askeri var.
İsrail'in savunma bütçesi, 15,5 milyar dolar. İsrail ordusunda 48 adet çoklu füze fırlatıcısı mevcut.
İsrail filosu da 65 donanma gemisine sahip; bunların içinde 6 denizaltı, 3 korvet ve 32 devriye gemisi bulunuyor.
Düşman cepheler
Golan cephesinden İsrail'e, çoğu fiili olan sembolik saldırılarda bulunmayı hedefleyen Kudüs Grubu'nu bir yana bırakırsak İsrail, Suriye cephesinden doğrudan tehlikelere maruz kaldı.
Söz konusu Kudüs Grubu, Ekim 2013'te Suriye topraklarında kurularak rejimi destekleme taahhüdünde bulunmuştu.
Daha sonraki açıklamalarında da Kudüs'ü ve tüm Filistin'i özgürleştirme sözü verdi. Cephe, Kuneytra, Süveyda ve gelecek olası operasyonlar için bir sahne haline gelen Golan'ı içeriyor.
Bu, fırlatılacak muhtemel herhangi bir füzenin, Gazze Şeridi'nden füze fırlatılmasıyla/kuzey tehdidiyle eşzamanlı olabilecek yeni bir daireden çıkacağını gösteriyor.
Lübnan cephesinde de olup bitenlerin birbirine girmesi halindeki tehlike burada gizli. Nitekim saldırıların kuzey cephesinden yapılması ve çatışmayı gerçekleştirenin Hizbullah olması bekleniyordu.
Ancak bunun tersi oldu ve mesele hala askıda. Durum, yakın tehlike olan Hizbullah ve Askerî İstihbarat (Aman)'ın "Lübnan Hamas'ı" olarak adlandırdığı ve Suriye'de faaliyet yürütüp bazı unsurları Lübnan'da yaşasa da FKÖ'ye bağlı olan hiziplerle temsil edilebilecek uzak tehlike ile ilgilenen istihbarat servislerinin değerlendirmelerinde de bu şekilde belirtildi.
Bu noktada İsrail aleyhinde açılacak yeni cepheler fiili olarak Suriye'yi, Lübnan'ın güneyini, sınır bölgelerini ve stratejik temas noktalarını içerecek.
İsrail istihbarat servislerinin, aynı anda birçok cephede saldırı gerçekleşmesi beklentisiyle odaklandığı konu bu.
İsrail, daha önce bu ihtimal için çeşitli senaryolar hazırlamış ve son dönemde ortak tatbikatlarda bunun eğitimini gerçekleştirmişti.
Stratejik sorgulamalar
Son çatışmada soru şuydu:
Füzelerin aynı anda fırlatılmasının bir gerekçesi ve hedefi var mı?
Yoksa bu, şekillenen ve mevcut caydırıcılık teorisini değiştirmeye çalışan yeni bir gerçekliğin ışığında muhtemel bir senaryodan geleceklerin bir ön adımı da düşman cepheler, sonraki çatışmalar için mi hazırlanıyor?
İstihbarat servislerinin iki tasarısı var. İlki, her şeyden önce istihbarat çalışmalarına devam etmek, başta Hizbullah olmak üzere Filistinli gruplarla temsil edilen düşman cephelere sızmaya çalışmak ve İslami Cihad hareketine odaklanmak gerektiğini düşünen Genelkurmay Başkanı'nın planı.
Bundan dolayı en azından orta vadede Hizbullah ile çatışmaya girmek İsrail için acil yüksek menfaat değil.
Öte yanda Mossad ve Askerî İstihbarat da çatışmaların devam etmesini ve ülkenin caydırma ve karşı koyma yeteneğini yeniden göstermek ve kalıcı olmayan mevcut sahnenin devamına güvenmemek için kapsamlı bir savaş başlatılması gerektiğini düşünüyor.
Netanyahu'nun planı
Her halükârda İsrail'in bir sonraki senaryodan yana endişesi devam edecek. Mesele, yedek kuvvetlerin çağırılıp temas noktalarında güç konuşlandırılmasıyla ilgili değil.
Bu uygulama, önümüzdeki dönemde oldukça maliyetli olacak ve devam etmeyecek.
Özellikle İsrail Başbakanı Benyamin Netahyahu, çağrı hali A derecesine yükselmeye devam ederse askerî açıdan maliyetli olacağının farkında.
Bu mesele, önümüzdeki günlerde Knesset oturumunda gündeme getirilecek.
İsrail'de yaşanan hoşnutsuzluk haline ve sorunu çözmeyecek sokak gösterilerinin devam etmesine rağmen yargı reformu dosyasının geçeceği açık.
Başbakan Netanyahu'nun uygulama ve tedbirleri sayesinde söz konusu hadiseler ve Savunma Bakanı Yoav Galant'ın görevine dönmesinin ardından yaşananlar karşısında bir çözüme varılabilir.
İktidar koalisyonunda da istikrar yoluna girmeye başladı ve bu istikrarsız ortamda meydana gelebilecek gerçek bir anlaşmazlık olmadan ilerliyor.
Diğer sorunlar, sadece füze savaşı ve İsrail'in hedef alınmasıyla ilgili olmayıp, aynı zamanda bölge ile komşuların dışından, yani İran'dan gelecek gerçek bir tehlikeyle de ilişkili.
Bu nedenle İsrail, İran füzelerinin İsrail'in derinliklerine ulaşmasıyla yüzleşmek için yeni senaryolarla teçhizatını hazırlamaya başladı.
Bu, maliyetli bir iş ve olası bir karşılaşma halinde beklenen tehlikeyi ve çatışma alanlarını azaltmak yoluyla büyük caydırıcılık yeteneğini yeniden tesis etmesi için gerçekten çalışması gerekecek.
Bu özellikle istihbarat değerlendirmelerinin, doğrudan tehlike kaynakları üzerinde çalışma bağlamında ilerlediği bir durumda mücadele mekanizmalarını gündeme getirebilir.
Ortaya atılan seçenekler
Tel Aviv, bir sonraki uyarıya kadar İran tehdidine karşı gölge savaşın daha iyi ve önemli olduğunun farkında.
İsrail bir savaşa girerse de bu savaşın, Tahran'ı müzakerelere döndürmek için sınırlı bir çatışmadan ibaret olacağı öngörülüyor.
Peki, beklenen askerî tehlike?
İki senaryo var
Birincisi, bu bağlama girilirse savunma sisteminin İran füzeleriyle başa çıkmada başarılı olması.
Bununla beraber İsrail'in, İranlı teknik ve askerî isimleri tasfiye etmeyi başaran, ancak stratejik hesaplar nedeniyle bir kısmı açıklanmayan üst düzey ajanlar ağı yoluyla İran'ın füze yeteneklerini ortaya çıkarmak için İran içinden faaliyet yürütmesi de bekleniyor.
İkincisi, İsrail istihbarat servislerinin cephelerin aynı anda bağlantı kurması/iç içe geçmesine odaklanması.
Bu, İsrail'in, belirli derecelere göre aşamalı, geçici ve kalıcı değil, sıfır toplamlı bir senaryo çerçevesinde kapsamlı çatışmalara maruz kalabileceği anlamına geliyor.
Tel Aviv son aylarda mücadeleye ilişkin stratejik maç hazırlıklarını tamamladı ve karşılık vermek için yukarıdan ve kapsamlı bir planla çalışmanın ve yarım seçeneği kabul etmemenin gerekli olduğu sonucuna vardı.
Bu da demek oluyor ki İsrail'in yeteneklerinin, herhangi bir tehlikeye karşı etkin kullanım alanında seferber edilmesi gerekir.
Saatlerce süren son çatışmada istihbarat ve strateji bakımından sonraki sahnede nasıl davranılacağı, beklenen tehlikeyle başa çıkmak için uygulanabilir pratik alternatifle bunun sınırları, zamanlaması ve zaman aralığı ve ayrıca Gazze cephesi, Batı Şeria'da tam bir felç hali, Suriye cephesi, Lübnan cephesi ve eş zamanlı çeşitli diğer tehditler gibi birkaç yönde çalışan en kapsamlı modelin seçimi üzerine odaklanıldı.
Birincisi, mevcut caydırıcılık teorisi çerçevesinde olup bitenlere yoğunlaşmak ve aşınmaya başlayan mevcut ulusal güvenlik teorisinin bazı dayanak noktalarını hızla değiştiriyor.
Bu, uzun vadede tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Ama bu mesele, belirli bağlamlarda ve Herzliya ve Ulusal Güvenlik merkezlerindeki bazı eski liderlerin yorum ve müdahalelerinde ortaya çıkan özel ulusal güvenlik çevrelerinde geçerli olabilir.
İkincisi, acil çatışmalara girilmese bile önleyici caydırıcılığı yeniden inşa etmeyi sürdürmek ve aynı zamanda ayrı ayrı her bir cephenin stratejik misyonlarını yeniden oluşturmak.
Ayrıca her cephede stratejik uyarı süresini azaltmak ve varoluşsal değil geçici de olsa kaçınılmaz tehditlerin ortaya çıkması halinde İsrail'in güvenliğini hedef alan herhangi bir düşman cepheyle kapsamlı bir mücadele çerçevesinde hareket etmek.
Son sonuçlar
İsrail, düşman cephelerden gelecek herhangi bir tehlike üzerine oynamaya devam edecek.
Başbakan Netanyahu da kendi tasarılarına göre bunu, İran'la bölgesel vekillerin de dahil olduğu büyük bir çatışmayı hesaba katarak daha fazla istikrar için İsrail'in içini hazırlama ihtiyacına bağlayacak ve böylece İsrail'in hedef planını aşamalı olarak pazarlamada başarılı olacak.
Bununla birlikte İsrail istihbaratı, İran-Suudi Arabistan ilişkilerinin yeniden başlamasının büyük ve tehlikeli yansımaları olacağını öngörüyor.
Bu yüzden özellikle İsrail'in güvenliği için olumsuz güvenlik ve askerî etkilere odaklanarak olup bitenlere dair siyasi ve güvenlik incelemesi gerekecek. İsrail hükümeti için en önemli mesele bu.
Nitekim Netanyahu ve Likud bloğu, askerî ve stratejik mücadele planı ilan edilmeden önce içeride tutarlı bir tavır inşa edecek.
Bilhassa Netanyahu, istihbarat servislerine takdir mesajlarını ustaca gönderdi ve İsrail halkı karşısına son çıkışında Mossad, Aman ve Şabak'ın adını zikretti.
Bu, devletin, komşu çevresinde ve ana hareket hedefi olan İran karşısında yüzleştiği tehdit ve tehlikelere karşı koymak için safları yeniden bir araya getirme, mevcut protesto halinden aşamalı olarak çıkıp istikrarı tekrar sağlama mücadelesinde yeni bir aşamayı hazırlayacak.