Libya: Nisan en zalim aydı

Cuma günü, 7 Nisan'dı ama yıl dönümü sosyal medyada bile gürültüsüz geçti ki bu beni şaşırttı

Fotoğraf: Peter Bouckaert/HRW

Nisan en zalim aydır.


Şair T. S. Eliot'un ünlü "Çorak Ülke" şiiri böyle başlar.

Nisan ayı diğer yandan bahar mevsiminin de işaretidir.

Baharın baskı ve acıdan uzak, neşe ve sevinçle yakından ilgili kendine özel bir hafızası vardır.

Ancak nisan ayının Libya hafızasında da özel bir yeri var ve bu, Eliot'un yukarıdaki şiirinin açılışıyla tamamen tutarlıydı, ya da en azından diktatör Muammer Kaddafi iktidarının perdesi kapanana kadar nisan ayı zalim olmayı sürdürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şimdi nisan ayındayız ve ona veda etmek ve sonraki ayları karşılamak üzereyiz, ancak bu yıl Libya'da nisan ayı olağanüstü ve şüpheli bir sakinlikle geçti ve bana sanki bu kayıtsızlık kasıtlıymış gibi geldi.

Nedeni bu yıl oruç ayına denk gelmesi olabileceği gibi, Libyalıların, bu ayın acılarını ve ıstıraplarını unutmak amacıyla kasıtlı olarak onu önemsememeleri de olabilir.  

Yani zulmü unutmak için zulüm yıllarının hatırasını bastırma yoluna başvurmuş olabilirler.

Yahut Libyalıların şu anki acıları belki de en az geçmişte yaşadıkları kadar acı verici ve şiddetli olduğundan, geriye dönüp eski acılara bakacak zamanı bulamamış olmaları da mümkün.


Libyalıların en zalim ay ile ilişkilerinin tarihi başlangıcı, 1976 yılının nisan ayıydı.

Askeri rejim, 1974'te başlayan şiddetli çatışmalardan sonra, üniversitelerdeki yandaşları aracılığıyla ulusal öğrenci hareketini durdurup ortadan kaldırmayı başarmıştı.

Bundan kısa bir süre sonra, devrimci komitelerin üyelerinin defalarca tekrarladıkları bir söz duyulmaya başlandı:

Her gece Fatih gecesi ve her gün nisanın yedisidir.
 

Fatih gecesi derken, 1 Eylül 1969'daki talihsiz askeri darbe gecesini kastediyorlardı.

Bingazi ve Trablus'taki üniversitelerde ulusal öğrenci hareketinin ortadan kaldırılmasının ardından Albay Kaddafi, tek tek diğer sektörlerdeki ulusal gruplara yöneldi, ta ki arena boşalıp tek başına kalana kadar.

1976 yılından itibaren, Libya'da nisan ayı Anglo-Amerikan şair T. S. Elliot'un vasfettiği gibi kan ve darağaçları ayına dönüştü ve öyle tanındı.


Her yıl nisan ayının başlamasıyla birlikte rejimin başı ve yandaşları kanlı bir cinnet dönemi geçirirlerdi.

Ayın yaklaşması tüm çevrelerde bir korku kaynağıydı çünkü kimin kurban veya kurbanlar olacağı bilinmiyordu.

Her yıl 7 Nisan'da, devrim komiteleri üyeleri üniversite bahçelerinde ya da meydanlarda darağaçları kurarak yıllık ayinlerine başlarlardı.

Daha sonra sanık öğrencileri getirip hızlıca yargılar ve onları vatana ihanet suçundan idam cezasına çarptırırlardı.  

Aceleyle darağaçlarının bulunduğu yere götürüp "Hain meydanda asılı, ihanet edene acımayız" sloganı eşliğinde onları asarlardı.
 


Libyalılar o yılların acılarından kaçmak için unutkanlığa başvursalar da tarih unutmaz, hele de 80'lerde ramazan günlerinde kurulan darağaçlarını.

Onlar muhaliflerini meydanlarda asarlardı. İftar saatinde de, kasten ölü bedenlerin sarktığı darağaçların teşhir edilmesini, televizyonda ölü bedenlerin gösterilmesini sağlarlardı. Sanki bundan zevk alırlardı.

Öğrencilerle işleri bitince bu kez cezaevlerine yöneldiler. Geceleri hücrelere baskınlar düzenler ve istedikleri mahkumları yanlarında götürürlerdi.

Onları hemen meydanlara sevk eder ve gündüzleri sahte bir duruşma bile yapmadan darağacında asarlardı. Bunların hepsi nisan ayında olurdu.


O dönemde bir dizi gazeteci ve yazarla birlikte müebbet hapis cezasına çarptırılmış bir mahkum olduğumu hatırlıyorum.

2011'de rejimin devrilmesinden sonra ortaya çıkan belgelerden, rejimin sopası olan faşist devrimci komitelerin, bir devrim mahkemesi kurduklarını, bu şekilde hakkımızda verilen müebbet hapis cezasını idama çevirdiklerini öğrendik.

Neyse ki bu kararı bize iletmediler. Anlaşılan kanlı ay için bizi kurban etmeye hazırlanıyorlardı ama Allah'ın inayeti araya girdi ve ceza uygulanmadı. Bunun yerine Mart 1988'de serbest bırakıldık.

Rejimin yılın bütün ayları arasından özellikle nisan ayını seçip kan ve darağacı ayına dönüştürmesinin sebebi nedir? Libyalılar o acı yılları nasıl unutur?

Cuma günü, 7 Nisan'dı ama yıl dönümü sosyal medyada bile gürültüsüz geçti ki bu beni şaşırttı.

Libyalılar böyle yaparak bu hatırayı göz ardı etme mi niyetindeydiler, yoksa bunun nedeni oruçla meşgul olmaları ve 2011'den beri içinde yaşadıkları koşullar mıydı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU