Şemhani, Riyad ile yapılan Pekin anlaşmasından sonra ilk bölge turuna çıkıyor

Suudi Arabistanlı bir yetkili, Çin için benzersiz bir duruma dikkati çekerken, ABD’nin hala en önemli ortak olduğunu dile getirdi

Ali Şemhani, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid bin Muhammad el-Ayban ile bir araya geldi / Fotoğraf: Reuters

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı 'Nour News' sitesi, 15 Mart'ta Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani'nin bugün Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) ziyaret edeceğini bildirdi.

İranlı yetkilinin Abu Dabi ziyareti, İran ile Körfez ülkeleri arasında yakınlaşmanın arttığı bir döneme denk geliyor.

Geçen hafta Şemhani, Suudi Arabistan ve İran'ın 2016'dan bu yana askıya alınan diplomatik ilişkileri yeniden başlatma kararı almasıyla sonuçlanan Çin'in arabuluculuk yaptığı görüşmelere katıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Suudi yatırımı

Ziyaret haberi, Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Caadan'ın geçen hafta yapılan anlaşmanın ardından "İran'da Suudi yatırımı çok hızlı gerçekleşebilir" açıklamasında bulunması sonrasında geldi. 

Şemhani'nin BAE'ye yaptığı ziyaret, BAE'nin Tahran ile altı yıldan fazla bir süredir diplomatik ilişkilerinin seviyesini düşürmesi sonrasında geçen eylül ayında İran büyükelçisinin göreve yeniden başlamasından bu yana Tahran ile Abu Dabi arasındaki ilişkilerin büyüdüğünü gösteriyor. 

Nour News, Şemhani'nin ikili, bölgesel ve uluslararası meseleleri görüşmek üzere BAE'li mevkidaşı Şeyh Tahnun bin Zayed Al Nahyan'ın resmi davetine yanıt olarak 16 Mart'ta günü Abu Dabi'ye gideceğini aktardı.


Gözler ekonomik fırsatlarda

Site ayrıca, "İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri, ekonomi, bankacılık ve güvenlik sektörlerindeki üst düzey yetkililere BAE'ye kadar eşlik edecek" dedi.

Caadan, Suudi Egemen Varlık Fonu'nun İlk Özel Sektör Forumu sırasında "İran'da birçok fırsat var. İran'da Suudi yatırımları için pek çok fırsat var ve herhangi bir anlaşmanın şartlarına uyulduğu sürece hiçbir engel görmüyoruz" açıklamasında bulundu. 

Aynı şekilde Suudi Arabistan-İran müzakerelerinin son turuna ev sahipliği yapan Çin, 15 Mart'ta Umman Körfezi'nde Rusya ve İran donanmalarıyla ortak deniz tatbikatlarının başladığını duyurdu.

Gelecek pazar gününe kadar devam edecek olan bu tatbikatlar, üç ülkenin 2019'da bu tür faaliyetlere başlamasından bu yana düzenlenen dördüncü tatbikat.

Riyad'ın önde gelen bir Şii din adamını idam etmesinin ardından İranlı protestocuların İran'ın başkentindeki Suudi Arabistan büyükelçiliğine baskın düzenlemesi nedeniyle Suudi Arabistan'ın Ocak 2016'da Tahran ile bağlarını kesmesinin ardından BAE de İran ile ilişkilerinin seviyesini düşürdü.

BAE'nin İran ile bir asırdan uzun süredir devam eden ticari bağları bulunuyor. Dubai Emirliği, uzun süredir İran'ın dış dünya ile ilişkilerinde önemli bir halka konumunda.

Öte yandan Suudi Arabistanlı bir yetkili, Fransız Haber Ajansı'na (AFP) yaptığı açıklamada Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in geçen yılın sonunda Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a Krallık ile İran arasında uzlaşma sağlanması için arabuluculuk teklif ettiğini ve bunun da sonunda yabancılaşmayı sona erdirmek için bir anlaşmaya dönüştüğünü söyledi.


Riyad zirvesi çıkış noktası oldu

Geçen Cuma günü İran ve Suudi Arabistan, 2016'dan beri kopan diplomatik ilişkilerinin, Çin'in ev sahipliği yaptığı müzakerelerin ardından iki ay içinde, büyük bölgesel diplomatik değişiklikleri içerebilecek bir hareketle yeniden başladığını duyurdu.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Çin Devlet Başkanı ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki ilk görüşmenin, geçen Aralık ayında Riyad zirvesindeki ikili görüşmeler sırasında gerçekleştiğini söyledi.

"Çin Devlet Başkanı, Çin'in Suudi Arabistan ile İran arasında bir köprü olmasını istediğini ifade etti ve Veliaht Prens de bunu memnuniyetle karşıladı" diyen yetkili, Riyad'ın Pekin'in şu anda Körfez'deki etkisini genişletmek için benzersiz bir konumda olduğuna inandığını dile getirdi. 

Kaynak ayrıca, "Çin, özellikle İran ile ilgili olarak, uluslararası ortakları açısından birinci veya ikinci sırada yer almaktadır. Dolayısıyla nüfuz, bu açıdan önemlidir. Eşit öneme sahip bir alternatifiniz olamaz" dedi. 
 


Görüş alışverişi

Birkaç toplantı daha, geçen hafta Pekin'de yapılan görüşmelerin temellerini attı.

Bu görüşmelere, Aralık ayı sonlarında Ürdün'de düzenlenen bölgesel bir zirve sırasında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan arasındaki kısa bir görüş alışverişi de dahildi.

Ardından Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın göreve başlama töreninde Suudi Dışişleri Bakanı ile İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı arasında bir görüşme gerçekleşti.

Geçen şubat ayında da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Pekin'e ziyarette bulundu. 

Aynı yetkili, Çin'in rolünün anlaşmanın şartlarının korunmasına yardımcı olacağını dile getirirken, bu Asya ülkesini "Körfez'in güvenlik ve istikrarına büyük katkı sağlayan bir ülke" olarak nitelendirdi.

Anlaşma, yedi yıllık kopuşun ardından diplomatik ilişkilerin resmi olarak yeniden başlatılması için iki aylık bir süre belirledi.

Aynı zamanda her iki taraf için de 'diğerinin egemenliğine saygı gösterme ve içişlerine karışmama' taahhüdünü içeriyor.


Çin ve ABD, iki ortak

Geçen yıl OPEC+ tarafından onaylanan petrol üretimi kesintisi de dahil sorunlar nedeniyle gergin ilişkiler yaşanmasına rağmen, Suudi Arabistan'ın ABD ile tarihsel olarak yakın ortaklığı göz önüne alındığında Çin'in müdahalesi, soru işaretlerine neden oldu.

Suudi Arabistanlı yetkili, "ABD ve Çin çok önemli ortaklardır. Kesinlikle iki güç arasındaki herhangi bir rekabet veya çatışmanın tarafı olmayacağımızı umuyoruz" dedi.

Suudi heyeti ayrıca, Pekin'e gitmeden önce ve anlaşmayı açıklamadan önce ABD'li yetkililerin bilgilendirildiğini vurguladı.

İran ve Suudi Arabistan, Körfez'deki en önde gelen iki bölgesel güç ve çoğu bölgesel dosyada, özellikle de Yemen'deki çatışmada zıt taraflarda yer alıyorlar.

Riyad, uluslararası alanda tanınan hükümeti desteklemek için askeri bir koalisyona liderlik ediyor. Tahran ise başta Sana olmak üzere ülkenin kuzeyindeki geniş bölgeleri kontrol eden Husileri desteklemekle suçlanıyor.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU