Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
16 gündür ülke ve millet olarak yakın tarihimizin en zor ve acı dolu günlerinin yaşandığını ifade eden Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Yaşanan bir depremi, büyük bir afete çeviren ve yıkımın boyutlarını artıran şey işte bu vurdumduymazlıktır! Deprem öncesi ciddiyetsizlik, deprem anındaki acziyet ve sonrasında koordinasyon konusundaki beceriksizlik maddi ve manevi kayıplarımızı kat be kat arttırmıştır. Bu bölgede, tarihi tam olarak bilinmese de, tahmini olarak beklenen bir deprem konusunda onlarca uzman, yüzlerce kez uyarmıştı. Yapılması gereken hazırlıklar hususunda belki binlerce rapor hazırlanmış; Allah aşkına hangisi dikkate alındı? Depreme hazırlık konusunda neler yapıldı, daha doğrusu neler yapılmadı? Bunları sormak her bir vatandaşımızın hakkı olduğu gibi, biz muhalefet partilerinin de sorumluluğudur; bunlara cevap vermek ise iktidardakilerin görevidir!”
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Her şeyin pahalı olduğu ülkemizde, insan canı neden bu kadar ucuz
Deprem öncesi defalarca kez hatırlatılan hususları şimdi bir kez daha sormak istediklerini dile getiren Karamollaoğlu, “AFAD başta olmak üzere, ilgili tüm kurumlarımız yeterli ve liyakatli kadrolara sahip miydi? Özel İletişim Vergisi başta olmak üzere, toplanan vergiler bugüne kadar nerelere harcanmıştır? İmar aflarıyla birtakım mağduriyetlerin giderilmesinin yanında, “oy kaygısıyla” kaç bin hasarlı bina görmezden gelinmiş ve bunlardan kaçı bu depremde yıkılmıştır? Bugüne dek Türkiye genelinde; kaç bina kontrol edilmiş, kaçında hasar tespit edilmiş ve bu tespit edilenlerin kaçı için işlem yapılmıştır? İnsanlarımızın 5-10 bin lira kira ödediği, en az 2-3 milyon ödeyip satın aldığı evlerinin adeta kendilerine mezar olduğu bu çarpık sistemin sorumluları kimlerdir? Allah aşkına! Her şeyin ama her şeyin pahalı olduğu ülkemizde, insan canı neden bu kadar ucuz? “ sorularını sıraladı.
“Notlarımızı aldık, defterimizi tutuyoruz”
“Beyefendiler bunları soranları not alıyorlarmış, tek tek defter tutuyorlarmış” diyen Saadet Partisi Genel Başkanı “Uzmanların dile getirdiklerini not almayanlar, yapılacak hazırlıkların defterini tutmayanlar; elbette ancak bunları not alır! Hodri meydan! Biz de vatandaşlarımız da notlarımızı aldık, defterimizi tutuyoruz! Zira birlik ve beraberlik çağrımız sizin nezdinizde yine karşılık bulmadı, yine çözümü değil algıyı öncelediniz. Şefkat ve merhameti değil öfke ve nefret dilini tercih ettiniz, en azından bu kez kucaklayıcı olabilirdiniz fakat siz yine kutuplaştırmayı tercih ettiniz! ‘Beton karın doyurmaz’ dedik, ‘aşırı ve yanlış betonlaşma öldürür’ dedik, dinletemedik; şimdi yine insanı değil inşaatı önceliyorsunuz; hem de müthiş bir acelecilikle” dedi.
“Bu sistemin en büyük avantajı “hızlı karar almak” olarak takdim edilmişti, öyleyse neden müdahalede bu kadar geç kalındı? Kolluk kuvvetleri, madenciler ve iş makineleri neden bölgeye bu kadar geç sevk edildi? Çok net bir şekilde soruyoruz: Ülkemizin en disiplinli gücü olan ordumuz, hazırlıklı olmasına rağmen 100 bin Mehmetçiğimiz ilk andan itibaren niye sahaya indirilmedi? Daha ilk saatlerde 4. seviye alarm durumu ilan edilmişken, yani durumun vahameti anlaşılmışken; peki neden insanlar günlerce enkaz altında ve yakınları da enkaz başında iş makinesi bekledi? “ diyen Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Notunuzu alabilirsiniz! Hakikaten anlamakta güçlük çekiyoruz. Köylere ulaşmakta nasıl bu kadar geç kalındı? Belediyelerle iş birliği yapmaktan neden özellikle imtina edildi? Hangi saiklerle yardım kuruluşları arasında ayrım yapıldı? Özellikle muhalefet belediyeleri neden dışlandı? Bu denli kritik bir süreçte sosyal medyada bant yavaşlatmak hangi aklı evvelin fikriydi? GSM operatörlerinin alt yapısı adeta çöktü, buna dair hangi hazırlıklar yapılmıştı? Borsayı kapatmak için neden günlerce beklendi? Pandemide vatandaşlarına IBAN gönderen akıl, şimdi de devletin kaynaklarının sağ cepten alınıp sol cebe konulduğu yardım şovları düzenliyor, algıyı yönetmek için belgesel tadında klipler çekiyor; bu lakaytlığa nasıl sessiz kalalım? Kendilerini adeta ‘devlet’ yerine koyarak, gelecek eleştirilerin önüne kesme ve kendilerini eleştiren herkesi de ‘devlet düşmanı’ ve ‘hain’ ilan etme kurnazlığını nasıl görmezden gelelim?
Üniversiteler Derhal Açılmalıdır
“Düşünün ki, akıllarına ilk gelen şey okulları kapatmak! Onlarca alternatif arasından yine en yanlış kararı nasıl aldılar anlamak mümkün değil!” diyen Karamollaoğlu, “Neden her seferinde ilk vazgeçilen şey eğitim oluyor, neden sürekli aynı hatalar tekrar ediliyor? Bu yanlış karardan 2 ay sonra dönmek bir şey ifade etmez; hemen bu yanlıştan vazgeçilmeli, üniversiteler derhal yüz yüze eğitime başlamalıdır” ifadelerini kullandı
Independent Türkçe