Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş: Rönesans Rezidans'ın ruhsatını ben değil Ekinci Belediyesi verdi

6 Şubat depremlerinde en fazla yara alan kentlerin başını Hatay çekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş hem kentteki son durum hem "ölüm rezidansı" olarak anılan Rönesans Rezidans ile ilgili sorularımızı yanıtladı

Kendisi idealist bir insan. Belediye, bu işi yapanlar, çok sorgulanırsa onlara yazık etmiş oluruz."

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat depremlerinin en fazla hasara yol açtığı kentlerden biri Hatay.

Haberin başındaki cümle yıkımın ardından Show TV canlı yayınına bağlanan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a ait. 

"İdealist" diye bahsettiği kişi ise 2013'te inşa edilen ve son depremle birlikte yıkılan Rönesans Rezidans'ın müteahhidi mimar Mehmet Yaşar Coşkun. 
 

coşkun.jpeg

Tutuklanan Mehmet Yaşar Coşkun, Rönesans Rezidans'ın nasıl yıkıldığını bilmediğini söylüyor / Fotoğraf: Karar Gazetesi


Coşkun, yurtdışına çıkmak isterken yakalanmış, savcılık ifadesinde "Rönesans Rezidans'ın neden yıkıldığını ben de bilmiyorum" demişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş'ın kendisiyle ilgili sözleri ise toplumda tepkiye neden oldu. 

Kentteki İBB Koordinasyon Merkezi'nde röportaj için sözleştiğimiz Lütfü Savaş, 2009 yerel seçimlerinde AK Parti'den girdiği yerel siyasette önce Antakya Belediye Başkanlığı yapmış, 2014 mart ayında düzenlenen yerel seçimlerde Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmeyince tartışmaların gölgesinde CHP'den aday olup bugün oturduğu makama gelmişti. 
 

savaaaaaş.jpg
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı İmamoğlu ile birlikte afet merkezide açıklama yapıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe


Savaş'a kentteki yıkımla ilgili sorulacak onlarca soru var. 

Kaç insanın hayatını kaybettiği, kentin bugünlerde en çok neye ihtiyaç duyduğu, yeteri kadar yardıma sahip olup olmadıkları, Hatay'ın yeniden imar ve inşasının ne kadar sürede sağlanacağı gibi.

Ancak hemen herkesin, bilhassa kentte temas ettiğimiz Hatay'lıların en çok merak ettiği yapılaşma, binalara verilen ruhsatlar ve "Cennetten Bir Köşe" olarak pazarlanıp sarsıntılarla beraber "ölüm rezidansı"na dönüşen Rönesans yapı. 
 

cennetten kare.jpg

Fotoğraf: Hürriyet Gazetesi


Lütfü Savaş'a Rönesans Rezidans'ın tutuklanan mütteahhidi ile ilgili sarf ettiği sözlerini hatırlatıp maksadını aşıp aşmadığını, cümlelerinin arkasında durup durmadığını soruyoruz. 

Savaş, söze "Ben doğruları söylemekle mükellefim, eğer üç dönemdir iki ayrı partiden insanlar beni seçiyorsa ben doğru insanım" diye başlıyor.

İnsani değerlendirmeler ile insanların yaptığı hataların değerlendirmesinin ayrı olduğuna işaret ediyor:

Ben, 'Mimarlar Odası Başkanlığı yaptı, çok beyefendi bir insan, düzgün bir insan' dedim. Bunu söyledim.  Ama şu var ki; bu depremde birçok bina yıkıldı. Bu binalar yıkıldıktan sonra kimin suçu varsa, bizlerin de suçu varsa bunun cezasını verecek kurumlar, adli mercilerdir. Biz değiliz. Yani bir insanı attığı bir adımdan sonra bütün geçmişini yargılayamazsınız. 

Rönenans Rezidans'ın ruhsatını kim verdi?

250 daireli rezidansta yaklaşık bin kişi yaşıyordu. 

Depremden önce Rönesans Rezidans'ta yaşayan Zekiye Barutçu Yiğitbaşı, 2022 yılında binanın koridorunda çatlak olduğunu, temelinin kaydığını söylemiş, bunu yöneticiye ilettiğinde kendine alay edermişçesine güldüğünden bahsetmişti. 

O, korkup taşınarak hayatını kurtaranlardan. 

Ancak söz konusu lüks yapı, Hatay'da en çok can kaybı haberinin geldiği yer olarak şimdiden hafızalara kazındı.

Peki bina ruhsatını kim verdi?

İstanbul Havalimanı'nda Karadağ'a kaçmaya çalışırken tutuklanan ve kimi kesimlerce "dönemin Veli Göçer'i" olarak nitelenen Mehmet Yaşar Coşkun, binanın zemin etüdünün yapıldığını, sağlam durumda olduğunu, tüm ruhsatların alındığını söylüyor savcılık ifadesinde.

Bununla birlikte hem belediye hem yapı denetim firması tarafından bizzat yerinde gerekli numuneler alınarak gerekli incelemelerin gerçekleştirildiğini iddia ediyor. 

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise Coşkun'a yönelik ifadeleri nedeniyle "Zannettiler ki; o binanın ruhsatını ben verdim. Ben o binanın ruhsatını vermedim" deyip o dönemki Ekinci Belediyesi'ni işaret ediyor:

Hatay 2013'e kadar 76 belediyeye sahipti. Bunlardan 12 tanesi ilçe belediyesiydi. 64 tanesi belde belediyesiydi. Ben Antakya Belediyesi'ydim... Antakya Belediye Başkanı olup da il merkezinde olduğum için, merkez ilçe olduğu için il belediyesi statüsünde ben Hatay'ı temsil ediyordum. Ama orası Ekinci Belediye sınırları içerisinde olduğu için 2013 yılında ruhsatı Ekinci Belediyesi vermiş. 2013 yılında açıldı o bina. Büyükşehir oldu ama 2014'ün 31 Mart'ından itibaren büyükşehir yasası yürürlüğe girdi. Yani 2014'ün 31 Mart'ından itibaren ben Büyükşehir Belediye Başkanı olunca bütün Hatay sınırları bana bağlandı. Ama yine de şu var. İlçe belediye başkanları ruhsatı veriyor. Büyükşehir belediye başkanı vermiyor. Şimdi zannettiler ki orada ben o insanla ilgili güzel söz söyleyince oranın ruhsatını ben verdim, müteahhidi koruyorum. Birinin yanlışı varsa onu yargılayacak ben değilim. Onu adli merciler yargılayacak. Doğru mu, yanlış mı? Ben bunu söyledim yani. Oranın ruhsatını ben vermedim. Bazı troller bu şeyi fırsat bilip depremin yıkıcılığını ve depremde zarar gören insanların durumunu örtbas etmek için bizi ön plana atmak istediler. Ama bu iş o kadar kolay değil yani. Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Doğru insanlarla ilgili de doğru cümleler kurmaya devam edeceğiz.

Kentte can kaybı artıyor

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı; hükümetin çıkardığı yasalar yönetmelikler, belediyelerin verdiği ruhsatlar ve denetim firmalarının denetim şekli aynı zamanda müteahhitlerin, mimarların ve mühendislerin yapmış olduğu binaların eş güdüm içerisinde değerlendirilmesi gerektiği mesajı veriyor. 

Kente 2. günün sonuna kadar yardım gelmediğinin altını çiziyor. 

Telefon ve internet şebekesinde yaşanan sorunları "Çağ atladığımızı düşündüğümüz bir dünyada çağın gerisinde kaldığımızı gördük" diye özetliyor.

Şehirde en az 20 bin can kaybı olduğunu söylüyor Savaş.

Yaklaşık 24 bini aşkın yaralı söz konusu. 

Yıkımı kaldırma çalışmaları devam ediyor.

Şehirden gidebilenler göçüyor, kent merkezinde kalanlar için ise çadır ve konteyner kentlerin kurulma çalışmasının başladığını dile getiriyor.

Isınma sorununun yanı sıra en çok göze çarpan hijyen meselesi.

Savaş, "Banyo, tuvalet sorunlarını çözmeye gayret ediyoruz. Sıcak yemek çıkartmaya çalışıyoruz" diyor. 

Kentin imarı nasıl sağlanacak?

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, fay hattının geçtiği yerlerle yumuşak zemine kurulu konutların yıkıma neden olduğu kanaatinde. 

Bununla birlikte kentin bazı bölgelerinde farklı manzaralar göze çarpıyor.

Söz gelimi Sümerler tarafında yer alan bir binada en ufak bir cam kırığı bile yokken karşısındaki binalar enkaz halinde öylece duruyor. 

Sonuç itibarıyla depremin hem Hatay hem 13,5 milyon nüfusu kapsayan bölge için getirdiği yıkım tartışmasız.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), depremlerin konutlarda yaklaşık 70 milyar 800 milyon dolar hasara ve milli gelirde 10 milyar 400 milyon dolar kayba yol açtığını tahmin ediyor.

Hatay bu zarardan Kahramanmaraş, Adıyaman ve Gaziantep ile birlikte en çok payını alan şehirlerden.
 

röppppppp.jpg

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Tuğba Suiçmez'in sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe


Tek başına Antakya ilçesi bile hayalet kent konumunda. 

Son resmi açıklamalar buradaki binaların yüzde 80'inin oturulamaz hale geldiğini gösteriyor. 

Peki kent bütünüyle nasıl ayağa kalkacak, imar çalışmaları ile ilgili şimdiden bir planlama söz konusu mu? 

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, imar çalışmalarına başlandığından bahsediyor, "Hatay'ı tekrardan kurgulama çalışmaları yapıyoruz" diyor:

Multidisipliner bir çalışmayı hedefliyoruz. Şu anda iki devlet üniversitemizden hocalarımız, bölüm başkanlarımızla bizim imar ekibimiz çalışıyor. Hatay'daki meslek odalarıyla da bunu zenginleştireceğiz. Hatay'ın gerçeği, depremin gerçeği neyse ona göre tekrardan bir konumlandırma yapacağız. Belediyemizin benim bunda bir yetkim olmayacak. Tamamen bilimsel çerçevede bu işin en iyileriyle çalışacağız. Bundan sonra keyfiyet bitecek. Mecburiyet başlayacak.  Şehrin trafiğinin de ona göre dizayn etmek istiyoruz. Depreme dayanıklı evler yapmak istiyoruz. Bunları belediyenin bütçesiyle yapabilir miyiz? Hayır.  Dünya Bankası kredi verecek, başka yerlerden de kredi alacağız. 10 yıllık, 3 yıl ödemesiz kredi alırsak; bu evler uygun fiyata yapıldıktan sonra o sağlam yerlerde oturmak için herkes gelir. 

Hatay'ın demografik yapısı değişecek mi?

Tartışma konusu olan sorulardan biri de yukarıdaki.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş'a bu endişeyi anımsattığımızda "Sizce bizim olduğumuz yerde böyle bir şey mümkün mü?" yanıtını alıyoruz. 
Savaş, "Burası Türk yurdu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarının içerisinde son serhat şehri. Onun emanetine sahip çıkmak bizim için farzdır." diyor.

Hatay'ı nasıl dönüştüreceklerinden bahsediyor, bunun için de belli bir zaman aralığı veriyor:

Biz bu farzı yerine getirmek için canla başla çalışacağız. Burada giden insanlarımızın tekrar gelebilmesi için cazip ortam oluşturacağız. Cazip imkanlar sunacağız ve Hatay'daki ticareti, turizmi, tarımı daha fazla geliştireceğiz ve insanlar bu coğrafyaya geri dönecek. Hepsinin burada hayalleri var. Geçmişi var, ataları burada. Ve gelecekten beklentileri var. Bu 1 buçuk yıllık bir süreçtir. Bu süreç sonucu sonucunda buradaki demografik yapıyı hiçbir şekilde değiştirilmesine müsaade etmeyeceğiz hiç kimsenin. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU