Zorda kalmışlar ittifakı

Halklarına ve birbirlerine karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyen bir Rusya-İran-Esad ittifakı ile karşı karşıya bulunuyoruz

Kolaj: Independent Türkçe

Türkiye'nin Esad rejimiyle İran'ın onayı ve Rusya'nın arabuluculuğuyla yakınlaşmasından söz edilirken, bu Esad-İran-Rus ittifakını birleştiren güç değil, zayıflıkmış gibi görünüyor.

Bu bir zorda kalmışlar ittifakı.

Örneğin, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ülkesinin Lübnan'a yakıt tedarik etmeye ve elektrik santrallerini yenilemeye hazır olduğunu duyururken, Wall Street Journal, İran'ın Suriye'ye ucuz petrol tedarikini durdurduğunu söylüyor.

ABD merkezli gazete, Tahran'ın Esad rejimine ek petrol sevkiyatı sağlamak için peşin ödeme yapması gerektiğini bildirdiğini söylüyor.

Hepsinden kötüsü, bizzat İran, kendi topraklarında bir gaz kesintisi krizi yaşıyor.

Buradaki bir diğer nokta da, Esad'ın kendisi Türkiye ile yakınlaşma ihtimalini küçük görmeye başladı.

Bunun için Suriye topraklarındaki 'işgalin' sona erdirilmesi ve 'terör' dosyası olarak adlandırdığı dosyada iş birliğinin gerekliliği dahil olmak üzere şartlar belirledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu şartlar Türkiye-Esad müzakereleriyle değil, ancak Rusya'nın baskısıyla çözülecek.

Moskova, Türkiye ile Esad arasında bir yakınlaşma sağlamaya çabalıyor ve bu çabasının arkasındaki sebep, tüm kapasitesini ve gücünü Ukrayna'daki savaş için kullanma arzusu.

Eldeki bilgiler, Rusların teçhizat ve kuvvetlerinin bir kısmını Suriye'den Ukrayna cephesine nakletmeyi planladığını söylüyor.

Dolayısıyla Rusya'nın Suriye'den çekilmesiyle oluşacak boşluğu İran doldurmasın diye, Türkiye ile Esad arasında bir mutabakata ulaşma arayışındalar.

Burada, bahsi geçen İran-Rus ittifakının ciddiyeti hakkında soru işaretleri ortaya çıkıyor.

Bu, bir yandan Avrupalılarla zıt düşen, diğer yandan nükleer konusunda Amerikalılarla bir anlaşmaya varma şansı azalan Tahran'daki Mollalar rejimini zor durumda bırakan İran'daki dahili durum nedeniyle zorunlu bir ittifak.

Dolayısıyla halklarına ve birbirlerine karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyen bir Rusya-İran-Esad ittifakı ile karşı karşıya bulunuyoruz.

Aralarında bir güven eksikliği var ve tüm güçleri, uluslararası güçlerin Ruslar, İranlılar ve tabii ki aralarında en kırılgan olan Esad rejimi ile başa çıkmak için gerçek bir stratejisinin olmaması gerçeğine dayanıyor.
 


Bütün bunlar bize her dış savaşın kaybedilmiş bir savaş olduğunu söylüyor çünkü asıl savaş, entrikalar ve savaşlar yoluyla genişleme ve yayılma değil, içeriyi inşa etme savaşıdır, her bir ülkenin kendi içini inşa etmesidir.

Ayrıca bize, her rejimin gücünün milislerden, halkların hayatlarını alıp satmaktan, mezhepçilik kartını oynamaktan, terörden, suikastlardan ve diğerlerinden değil, ekonomik, siyasi ve sosyal olarak öncelikle kendi iç gücünden geldiğini de söylüyor.

Aynı şekilde bu zorunluluk ittifakının veya zorda kalmışlar ittifakının ne sürdürülebilir ne de başarılı olabileceğini de gösteriyor.

Eğer bir etkisi olacaksa da, bu etki diğerlerine ne kadar zarar verirse versin, asıl ittifakın tarafları için yıkıcı olacak, nihayetinde esas kaybeden bu ittifakın tarafları.

Bu ittifakta en büyük kaybeden, ittifakın en zayıf halkası olan Suriye rejimi olacak.

Zira Şam rejiminin, Rus hegemonyası ve siyasi olarak Irak'tan veya ekonomik ve siyasi olarak Lübnan'dan daha fazla sıkıntı çeken Suriye'de bir gerçeklik haline gelen İran nüfuzu ortasında hiçbir karar alma gücü yok.

Lübnan'da bir cumhurbaşkanlığı boşluğu olduğu doğru ama Suriye'de hem yapısal hem de coğrafi olarak devletsiz bir cumhurbaşkanlığı var.

Dolayısıyla ne söylenirse söylensin sürdürülebilir olmayan bir ittifakla karşı karşıyayız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU