"Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir."
Suriye'deki kanlı iç savaş birinci yılını geride bırakmak üzereydi.
Sivil gösterilere yapılan sert müdahaleler, sürecin bir iç savaşa dönüşmesine neden olmuştu.
Silahlı muhalifler, ülkenin stratejik bölgelerini ele geçirmeye başlamıştı. Şam yönetiminin buna cevabı hayli ağırdı. Yerleşim yerleri, savaş uçakları ve helikopterlerle bombalanıyor, bu saldırılarda silahlı muhaliflerden daha çok siviller öldürülüyordu.
Suriye savaşının kızgın lavları henüz bütün bölgeyi, hatta dünyayı yakmıyordu ama ülkede kan oluk oluk akıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu süreçte Saadet Partisi'nin o dönemki genel başkanı Mustafa Kamalak, beraberindeki heyetle Suriye'ye bir ziyarette bulundu ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüştü.
Yukarıda yazılı Kur'an ayetinin hüsnühat ile bir tabloya nakşedilmiş hali, işte o görüşmede Kamalak tarafından Esad'a verildi.
Görüşme elbette büyük yankı uyandırdı. Kamalak ve Saadet Partisi heyetine "zalimlerle" ve "halkını öldürenler katillerle aynı safta bulunma" suçlaması yöneltildi. Bu suçlama, aradan geçen 11 yıla rağmen hala yöneltiliyor.
Türkiye-Suriye ilişkileri normalleştirilmeye çalışılıyor
Şimdi, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için çabalar var.
İstihbarat örgütleri arasındaki temasların ardından seviye bir adım yukarıya taşındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yılın başında yaptığı bir konuşmada "Rusya-Türkiye-Suriye olarak bir süreç başlattık. Dışişleri Bakanlarımızı bir araya getirecek, daha sonra gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz" dedi.
Erdoğan, kasım ayında da benzer bir şekilde "Esad ile görüşme olabilir. Siyasette küslük, dargınlık olmaz. Eninde sonunda adımlarımızı atarız" açıklamasında bulunmuştu.
"Şam'la ilişkileri düzeltmeye çalışanlar bunu Rusya dayatmasıyla yapıyor"
Gönderilen bu sinyallerin, medyada da "sevinçle" karşılanması üzerine, 2012'de Şam'a giderek Esad'la görüşen Kamalak ile görüştük. Kamalak'a hem kendilerine yönelik tepkileri hem de yeni sürece yönelik yaklaşımını sorduk.
Şam'a birçok riski göze alarak gittiklerini söyleyen Kamalak, o eleştirilerin yapılacağını bildiğini hatta Suriye'yi ziyaret edeceklerini açıklayınca parti içinde de eleştirildiğini anlattı.
"O zaman bize tepki gösterenler bu tepkiyi kendi iradeleriyle göstermiyordu" diyen Kamalak, "Zamanın ABD Başkanı Barack Obama, 'Esad, Suriye'de yürüyen bir ölüdür, en kısa zamanda gidecek' manasına gelecek bir cümle kullanmıştı. Sırtlarını oraya dayıyorlardı" ifadelerini kullandı.
Bugünlerde Suriye ile normalleşme görüşmelerini sevinçle karşılayanların 11 yıl önce kendilerine sert tepki gösterenlerle aynı kişiler olduğunu söyleyen Kamalak, "Şimdiki süreci de kendi iradeleriyle yürütmüyorlar. Şimdi Rusya'nın talimatı ve dayatmasıyla bu işe girişiyorlar. Bizi ise Şam'a kendi irademizle gitmiştik. Aradaki fark bu" diye konuştu.
"Bir serçe bile heder edilmemeli"
Türkiye ile Suriye ilişkilerinin düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan Kamalak, "Anormal olan başkalarının aklına, sözüne, telkinine dayanarak o ilişkileri bozmaktı. İlişkiler tabii ki düzeltilsin ama yakılan canlar, sönen ocaklar, Akdeniz'de Ege'de can veren kardeşler, cenazeleri kıyılara vuran bebekler geri gelecek mi" diye sordu.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile yaptığı görüşmede ona "Kardeş kanı akmasın, böyle bir şey ancak düşmanın işine yarar. İslam coğrafyasında bir serçe bile heder edilmemelidir" dediğini aktaran Kamalak, "O bir serçeyi bile ülkelerin bir nimeti olarak görüyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish