İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 81 ilin emniyet müdürleriyle yaptığı "Personel İstişare Toplantısı"nda polisleri ilgilendiren birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Bunlar arasında en önemli açıklamada polisler arasında büyük tepki çeken 4 bölgede şark hizmeti yapılması kuralı getiren düzenlemenin eskisi gibi 2 bölgeye düşürüleceğine dair sözleri oldu.
Soylu, toplantıda yapılacak yeni düzenlemelere dair de bilgi verdi. Bakanın aktardığı bilgiye göre polisler artık "Kılık Kıyafet Yönetmeliği"ne uygun şekilde resmi kıyafet giyerken bıyık bırakabilecek.
1970'lerde poliste ideolojinin de göstergesiydi
Türkiye'de 12 Eylül 1980'e kadar üniformalı polislerin de bıyık bırakma hakkı vardı.
Ancak 1970'li yıllarda Türkiye'de her kesim gibi polisler de ideolojik olarak kendi içlerinde bölünmüştü.
Solcu ve Atatürkçü polisler Polis Derneği (Pol-Der), MHP'ye yakın olanlar ise Polis Birliği (Pol-Bir) adı altında örgütlenmişti.
Tabii ki polislerin bıyık şekilleri de yakın olduğu ideolojiye göre biçim alıyordu.
Pol-Bir'li polisler ülkücülerle sembolleşmiş sarkık bıyık bırakırken, Pol-Der'lilerin tercihi ise o günlerdeki "devrimci" gençlerin de tercihi olan üst dudağı da örten pos bıyıktı.
Yine İslamcı görüşlü polisler ise sonraki yıllarda halk arasında daha da bilinecek olan ve "badem bıyık" olarak adlandırılan bıyığı tercih ediyordu.
Bir görüşe ait olmayan bıyık şekilleri de yaygındı.
12 Eylül'den sonra poliste bıyıklar bir günde gitti
12 Eylül darbesinden 8 gün sonra yani 20 Eylül 1980'de İçişleri Bakanlığı'na atanan ve 3 yıl bu görevde kalan korgeneral Selahattin Çetiner'in ilk icraatlarından biri yayınladığı yönetmelikle polise bıyık yasağı getirmek oldu.
Gerekçesi de bıyığın polisler arasında bir siyasi sembole dönüşerek, gerileme neden olduğu iddiasıydı.
Bir gün içerisinde polislerde ne sarkık, ne pos, ne de badem bıyık kaldı.
Herkes sabah büro ve ekiplerine sinek kaydı tıraşını olmuş halde geldi.
Özel harekat polislerinde bıyık kuralı pek işlemedi
O tarihten sonra üniformalı polislerde rütbeli emniyet müdürleri hariç kimse bıyık bırakmadı. Ancak sivil polislerde bıyıklı olma durumu devam etti.
Üniformalı olmalarına karşın bıyık kuralının işlemediği ya da işletilmediği tek yer ise 1983'te kurulan Özel Harekat Şube Müdürlüğü oldu.
Kamuflaj giyinmelerine karşın özel harekat polislerinin özellikle doğu illerinde ve yaygın biçimde ülkücülerle özdeşleşmiş sarkık bıyık bırakmaları yine ülkücülere ait yüzük, kolyeler takmaları 1990'lardan başlayarak bugüne kadar pek çok siyasi eleştiriye neden oldu. Ancak bu eleştirilere karşın durum pek de değişmedi.
Gerek özel harekat, gerekse bıyığın serbest olduğu sivil çalışan terörle mücadele, istihbarat, asayiş vb. gibi büroların polisleri halkla çok temas içinde olmuyor.
Sokakta, karakolda halkın karşısına çıkanlar genellikle üniformalı polisler. Avrupa'da üniformalı polislerin de bıyık, hatta sakal bırakabildiği görülüyor.
Bu durumda Türkiye'de de bıyık bırakmaları normal mi yoksa geçmişte olduğu gibi ideolojik bir sembole dönüşebilir mi?
Bu soruyu teşkilatı halen yakından takip eden eski polislere sorduk.
"Siyasi sembol olarak kullanılabilir"
Bir dönem Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü görevinde bulunan emekli emniyet müdürü, Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Derneği Başkanı İsmail Çalışkan, sorularımızı yanıtladı.
Konunun iki açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çalışkan, bir açıdan bakıldığında bıyığın bırakılabileceğini söyledi.
Geçmişte kimi polislerin ülkücü, kimilerinin komünist, kimilerinin selametçi bıyığı olarak adlandırılan bıyıklar bıraktığını hatırlatan Çalışkan, "Bunlar tekrar gelebilir" dedi.
Emniyetin kadın memurların giyimleriyle ilgili bazı kuralları olduğunu vurgulayan Çalışkan, "Bıyıkta da kurallar olacak mı?" diye sordu ve şöyle konuştu:
"Örneğin 'Dudağı kapatmayacak, yanlardan taşmayacak' mı yoksa 'Herkes istediği bırakacak' mı denilecek? Avrupa'da üniformalı polisler de sakal ve bıyık bırakabiliyor ama bizde ileride siyasi sembol olarak kullanılabilir. Dikkat edilmesi lazım. Kontrol altında tutulmazsa ideolojik sembole dönüşebilir. Resmi kıyafetin bir ciddiyeti olması lazım."
"Bıyık yasağı hak ve özgürlükler açısından uygun değil"
Eski Antalya Emniyet Müdürü Ali Yılmaz ise günümüzde kılık-kıyafet serbestliğinin güvence altına alındığını hatırlatarak, "Yani bugün başörtülü polisler, başörtülü askerler var. Kadınlara bu hakkın tanındığı bir yerde erkeklerin bıyıklarının yasaklanması yasal olarak mümkün değil. Yani hak ve özgürlükler açısından uygun değil" ifadelerini kullandı.
"Herkes dilediği gibi bıyığını aşağı uzatsın, yukarı uzatsın o olmaz"
"Resmi elbisenin bir usulü, adabı vardır. Bu usul ve adaba uymak kaydıyla bıyık bırakılabilir" diyen Yılmaz, "Polisin tarafsızlığına, kanun adamlığına gölge düşürmeyecek bir simge, bir sembol olmayacak şekilde bıyık bırakılabilir. Serbestçe herkes kafasına göre bıyık bırakamaz. Ölçüleri belirlenir. Herkes dilediği gibi bıyığını aşağı uzatsın, yukarı uzatsın o olmaz. Bu üniformaya uygun değildir. Üniformaya uygun bir bıyık şekliyle bıyık, kısmi olarak serbest kalabilir. Hiçbir sıkıntısı yok. Ancak abartıya kaçmamak gerekir" şeklinde konuştu.
"İdeolojik yaklaşımlar gösterme olasılığı var"
Eski bir emniyet yetkilisi olan ve halen Demokrat Parti Merkez Karar Kurul Üyesi Mustafa Böğürcü de fiiliyattaki yönetmeliğe aykırı olarak 2016 senesinden itibaren özel harekat daire başkanlığına bağlı polislerin zaten resmi üniformalı olarak çalışmalarına rağmen bıyık bırakmakta ve bu şekilde çalışmakta olduklarını iddia etti.
"Şimdi bu durumu sokakta çalışan asayiş polisine de yaygınlaştırmak zaten delinen yönetmeliğin legal hale getirilmiş olmasını sağlar" diyen Böğürcü, "Ancak Türkiye'de bu durum personelin bırakacağı bıyık şekline göre ideolojik yaklaşımlar gösterme olasılığını ortaya çıkarabilir" uyarısında bulundu.
"Karar gözden geçirilmeli"
Polislerle ilgili alınan son kararların doğru uygulanması halinde yerinde ve doğru olduğunu söyleyen Böğürcü, "Resmi polisin bıyık bırakması kararı tekrar gözden geçirilmeli. Kısa, orta ve uzun vadede bunun teşkilat açısından olumlu ve olumsuz yanları iyi tespit edilerek karar verilmeli" dedi.
"Partizan durumlar oluşabilir"
Emekli polis Erdinç Emecan da bıyık kararına olumsuz bakanlardan.
"Polislik disiplin mesleğidir" diyen Emecan, "Resmi poliste bıyık bence olmamalı. Partizan durumlar oluşabilir ki ağırlık öyle zaten. Bıyık işinden derhal vazgeçilmeli. Bizim bıyık sorunumuz yok, özlük hakları sorunumuz var" diye konuştu.
Erdoğan: Bıyık, bizim için bir işaretti
1970'li yıllara solcu polislerin üye olduğu Pol-Der'in genel merkez yöneticilerinden eski polis, avukat Ayhan Erdoğan da konuya ilişkin değerlendirmede bulundu.
30 yıldan beri ceza avukatı olarak çalışan Erdoğan, emniyet mensubuyken bir dönem eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in koruma polisleri arasında da yer aldı.
Tanık olduğu bazı olayları aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Resmi kıyafetli poliste bıyık faydalı değildir. Bizim için bıyık bir işaretti. Halen de öyledir. Ülkücüleri bıyığından tanırsın. Bıyık, sakal bizim toplumda simgesel olarak kullanılır. Bırak sakalı, bıyığı tarikatlara göre türbanın bağlanma şekilleri oluşuyor. Bıyık, poliste de simge olarak duracaktır."
"Bıyık, kurallarla kontrol altına alınamaz"
Erdoğan, bıyık biçiminin de kurallarla kontrol altına alınamayacağını vurgulayarak, "Disiplin altına alınması zor. O kurallar daima sulandırılır. Adam, 'benim dudak yapım böyle' der. Başındaki amiri de benzer fikirdeyse saldım çayıra, Mevla'm kayıra olur" görüşünü paylaştı.
"Şu an bıyıksızlar ama takarlarsa hepsi aynı bıyığı bırakır"
Erdoğan, emniyette şu an geçmişten farklı olarak ağırlıklı olarak benzer ideolojik görüşte olanların hakim olduğuna da dikkati çekerek, "Gerçi şu an bıyıksızlar ama takarlarsa hepsi birden aynı bıyığı bırakır. Bir taraftan teşhir anlamında iyi de olur" iddiasında bulundu.
Bıyık şekliyle ideolojisini ortaya koyan üniformalı polislerin karşıt düşünceli vatandaşlarda huzursuzluk yaratacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Muhatap olduğum polisi o bıyığıyla görünce kendimi tehdit altında hissederim. İnsanları çok huzursuz eder böyle bir durum. Evine hırsız girdiğinde veya sokakta saldırıya uğradığında polis diye bağırıyorsun. Diyelim ki sokakta ülkücü görünümlü birilerinin saldırısına uğradın. Bir bakıyorsun gelen polis de saldıranlarla aynı görünümde. Belki o gelecek polis işini tarafsız da yapabilir ama sen kendini tehdit altında hissedebilirsin."
"Belli bir çevrenin polisi olduğu algısına kapılabilir"
Ayhan Erdoğan emniyet teşkilatının, güven verme üzerine inşa edilmiş bir kurum olduğunu aktararak, "Sadece mevcut kanunları uygulamalı ve bütün halkın hizmetinde olmalıdır. İdeolojik görüşü belli eden bıyıklı polisi gören onun halkın değil belli bir çevrenin polisi olduğu algısına kapılabilir" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish