Uzmanlar, Tunus'un 17 Aralık'ta yapılacak "partisiz" genel seçimlerinde ortaya çıkacak parlamentonun hiçbir siyasi gücünün olmayacağını belirtiyor.
Propaganda yasakları ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in bütün yetkileri elinde toplaması nedeniyle, birkaçı hariç siyasi partilerin boykot ettiği seçimlerdeki adayların çoğu pek tanınmayan kişiler.
Nahda Hareketi, Tunus'un Kalbi Partisi, Onur Koalisyonu, Tunus İrade Hareketi, Umut Partisi, Cumhuriyetçi Parti, İşçi Partisi, Kutup Partisi, Demokratik Akım Partisi ve Demokratik Emek ve Özgürlükler İttifakı dahil 12 parti aday göstermediği gibi boykot çağrısı yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sivil toplum kuruluşu Tunus Demokratik Geçiş Gözlemevi'nin tespitine göre, adayların yüzde 26'sı öğretmen ve yüzde 22'si orta kademe devlet memuru. 217'den 161'e indirilen milletvekili koltukları için yarışacak 1058 kişinin çoğu bağımsız ve bazı seçim bölgelerinde tek aday bile çıkmadı.
Kurallara göre, adaylık başvuruları partiler üzerinden değil, bireysel olarak alınıyordu. Seçimlere sadece Said'e yakın Halk Hareketi, Halk Akımı Partisi, Halk Kazansın Girişimi ve 25 Temmuz Gençlik Hareketi katılım çağrısı yaptı.
Said, 25 Temmuz 2021'de meclisin çalışmalarını askıya almış ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmış, geçen yıl eylülde yürütme yetkilerini üzerine almıştı. "Darbe" yaptığı eleştirilerini kabul etmeyen Said, 25 Temmuz'daki anayasa referandumunun ardından 17 Aralık'ta seçime gidileceğini açıklamıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la 14 Aralık'ta Washington'da görüşen Said, "Nereye gitsem, Tunus halkı parlamentoyu feshetmemi istiyordu. Ülke iç savaşın eşiğindeydi" diyerek kararlarını savundu.
Washington'daki Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nın Tunus uzmanı Sarah Yerkes, Washington Post'a Kuzey Afrika ülkesinin ABD'yle soğuyan ilişkileri hakkında şu yorumda bulundu:
Said, cumartesi günkü seçimlerden sonra her şeyin önceki statükoya döneceğine inanıyor. ABD buna izin verecek gibi değil ve vermemeli de.
Gazeteye adının açıklanmaması kaydıyla konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili de önemli olanın seçimden ziyade "demokratik ruh" olduğunu belirterek Said yönetimini eleştirdi.
Siyaset bilimi profesörü Hamadi Redissi, AFP'ye seçimlerin 25 Temmuz'daki sürecin devamı olduğunu söyledi:
Parlamentonun hiçbir gücü olmayacak. Ulaşılması pek mümkün olmayan çok zor koşullar haricinde, hükümet atayamayacak veya hükümeti denetleyemeyecek. Seçim sadece cumhurbaşkanını meşrulaştırmaya hizmet edecek.
Çok sayıda siyasi partiyi çatısı altında buluşturan Ulusal Kurtuluş Cephesi sözcüsü ve Emel Partisi lideri Ahmed Necib Şabbi, 15 Aralık'taki basın toplantısında seçimlerin siyasi krizi daha da derinleştirmekten başka işlevi olmayacağını öne sürdü.
AFP'ye konuşan 53 yaşındaki esnaf Merve bin Miled, ülkenin "kötüden daha kötüye gittiğini" söyledi:
Siyaset sahnesinde olanlar artık beni hiç ilgilendirmiyor. Kimseye güvenmiyorum.
"Arap Baharı" sürecinin başındaki 2011 devriminde gücünü gösteren 1 milyon üyeli Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT), hem seçime hem de IMF'yle yürütülen tasarruf paketi ve borç görüşmelerine tepki göstermişti.
İnşaat işçisi Muhammed Selmi de Reuters'a oy vermeyi düşünmediğini belirtti:
Hayatımızı cehenneme çevirdiler. En büyük hayalimiz çocuğumuza bir şişe süt bulabilmek haline geldi.
Independent Türkçe, AFP, Reuters, Şarku'l Avsat, Washington Post