Yeni fikirler üretmek ve ticari iş birliklerini geliştirmek amacıyla kurulan Uluslararası İşbirliği Platformu bu yıl 13. zirvesini gerçekleştiriyor.
Birinci ve ikinci derecedeki komşu ülkeler başta olmak üzere dünya ülkeleriyle işbirliklerini artırmak için yapılan Boğaziçi Zirvesi'nin 13'üncüsü birçok ülkeden katılımcılarla yarın başlayacak.
ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Kıbrıs, Bulgaristan, Sırbistan, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Ürdün, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Malezya, Endonezya, Azerbaycan, Kazakistan ve Pakistan başta olmak üzere birçok ülkeden konuşmacı zirveye katılıyor.
"Metaverse, Kurumsal Yönetim ve Şirketlerin Geleceği", "Alternatif Turizm ve Yatırım Fırsatları", "Türkiye'deki Yatırım Fırsatları", "Güvenliğin Yeni Açısı: Tarım ve Gıda", "Barınmanın Ticari Yolları", "Gelecek On Yılda Enerji", "NATO'da Önemli Müttefik: Türkiye", "Körfez İşbirliği Konseyi'nin Entegrasyon Süreci" ve "Türk-Arap Diyaloğu" gibi konular ele zirvede alınacak.
UİP kurucusu Cengiz Özgencil, ana teması "Büyük Dönüşüm" olarak belirlenen zirveye ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Zirvenin ismi hiç değişmedi mi?
Hayır. Fakat her sene gündemi değişti. Bu sene ki gündemimiz "Büyük Dönüşüm."
Neden "Büyük Dönüşüm"?
Pandemi süreci, bütün ülkelerde ekonomiyi ve insan sağlığını bozdu. Bunun yanı sıra birtakım dönüşümler oldu. Mesela bizler belirli yaşlarda insanlarız. Hiç bilgisayar üzerinden toplantı yapmak, bilgisayar üzerinden ders çalışmak aklımıza gelir miydi? Buna benzer o kadar çok şey dönüştü ki. Bunu eğitimde, sanayide, ticarette, bankacılık ve finansta görüyoruz. Artık insanlar şubeye gitmeden her türlü işini bilgisayar üzerinden yapabiliyor. Bunları çoğaltabiliriz.
Büyük dönüşüm, ekonomik ve eğitim alanında olduğu gibi siyasi alanda da oldu. Dünyada büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Rusya ile Ukrayna, Amerika ile Çin arasında ciddi bir hareketlilik var. Amerika, burnumuzun dibindeki Yunanistan'a resmen üs kurdu. Bu ciddi bir dönüşüm. Neredeyse ‘70 yıllık partner' denilen Amerika şu anda ilişkilerimiz hala sürüyor gibi görünüyor. Ancak ülkeler, kendi menfaatleri için başka türlü arayışlara giriyor.
Bu zirveye kaç ülke katılıyor?
Geçen hafta 47 ülkenin konfirmasyon bilgisi geldi. Bunlar; bakan, prens, prenses, büyükelçi, işadamı düzeyinde. Bugün sabah 50 ülkeyi geçmiş durumdayız. Bu da bizi çok mutlu ediyor.
Katılım ağırlıklı olarak çevre ülkelerden mi?
Hayır… Amerika ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeden yoğun katılım var. Uzak ve Ortadoğu ile Asya'dan gelenler var. Birinci yılımızda 16 ülkeden katılım olmuştu. Sonrasında sayı yükseldi. 6. ve 7. yılımızda bütün dünyadan gelenler oldu.
"Suudi Arabistan'ın ‘şeref konuğu' olmasını çok istedik"
Körfez ülkelerinden katılım var mı?
Var. Körfez'den yoğun katlım olacak. Suudi Arabistan, Umman, Katar ve Bahreyn'den misafirlerimiz olacak.
Suudi Arabistan "şeref konuğu" mu?
Bu sene değil ama bir daha ki sene olacak. Suudi Arabistan'ın "Şeref konuğu" olmasını çok istedik. Fakat zaman darlığı yüzünden Suudi Arabistan ‘önümüzdeki sene yapalım' dedi. Bir sonraki sene, Suudi Arabistan ‘odak ülkemiz' olacak.
Suudi Arabistan'dan kimler katılıyor?
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Sayın Velid bin Abdulkerim, Abdulaziz Sağar ve Abdulaziz Al Egel katılım gösteriyor. Bir de Körfez bölgesinin7 ülkesinin üye olduğu CSS Genel Sekreteri katılacak. Suudi Arabistan'dan yoğun katılım olacak.
Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden neler bekliyorsunuz?
Uluslararası İşbirliği Platformu'nu kurarken bireysel olarak hiçbir zaman bir beklentim olmadı. 2 milyar doların üstünde iş birlikleri gerçekleşti. Hizmet sektöründe çalışan bir kişi olarak o firmaları bir araya getirdik. Hiçbir maddi ve manevi çıkar gözetmeksizin burayı ayakta tutmak için çabaladım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dahil hiçbir ülkeden, ekonomik yardım almadan bu işi yapıyoruz. Sadece yurtiçi ve yurtdışı sponsorluklarıyla gerçekleştiriyoruz bu zirveyi.
Bu zirveyle neyi amaçlıyorsunuz?
Amacımız işbirliklerini çoğaltmak. İş insanlarının buradan mutlu ayrılmasını hedefliyoruz. Çünkü her zaman şuna inanmışımdır: Doğu, Uzak Doğu ve Ortadoğu'daki yaşam şartlarından dolayı insanlar her zaman kafalarını en iyi şekilde kullanıyor.
Bu tür organizasyonlarla gerçekten ciddi işbirlikleri sağlanıyor mu?
7'nci yılımızdaki toplantımıza Aramco geldi. Suudi Arabistan'ın en büyük firması. 3 gün boyunca 12 Türk firmasıyla görüştü. İnanılmaz verimli toplantılar gerçekleştirdiler. Böyle büyük firmalar geliyor ve Türk firmalarıyla görüşüyorlar. Güzel neticeler ortaya çıkıyor. Önceliğimiz tabii ki Türkiye. Fakat buraya katılan diğer yabancı firmalar da kendilerine uygun işbirlikleri gerçekleştiriyor. 7 yıldır sürekli gelen yabancı firmalar var. Eğer bu toplantılarda bir şey bulmamış olsalardı 7 sene üst üste gelirler miydi?
Daha önce verdiğiniz bir röportajda "para değil, dost biriktirdim" demişsiniz
Bu işi dost olmadan yapamazdım.
Dostlarınız çoğaldı mı?
Dostlarım her zaman çoktu.
Peki para biriktirebildiniz mi?
Şükürler olsun kimseye muhtaç olmayacak bir yaşamım var. Fakat ‘bankada 100 bin liranız var' derseniz, yok.
"Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında kalın bir duvar örülmüştü"
Zirvenin 2'nci gününde Türkiye-Körfez ülkeleri ilişkileri konulu bir panel gerçekleştirilecek. Körfez ülkeleri Türkiye için ne anlam taşıyor?
İş hayatım boyunca Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında kalın bir duvarın örüldüğünü gördüm. Turgut Özal döneminde gittiğimiz Körfez ülkelerinden birinin alışveriş merkezlerinde Türk mallarını görmek mümkün olmamıştı. İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa'nın ürünlerini buldum ama bir tek Türk çikolatası ve bisküvisini görmedim. O zaman ilişkilerin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini kafama yazdım. Süleyman Demirel başbakan olduğunda çok önemli bir cümle söyledi. Dedi ki, ‘Başımızın üstünden her sene 2 trilyon dolar, Avrupa'ya, Amerika'ya gidiyor. Yüzde 10'u Türkiye'de olsa, Türkiye bölgenin en kalkınmış ülkesi olurdu.'
Tayyip Bey, bu ülkede başbakan olduktan sonra bu duvarı kaldırdı. Abdullah Gül ile birlikte inanılmaz bir çalışma yapıldı ve duvar ortadan kalktı. Bu duvar kalktıktan sonra işbirlikleri arttı. Çok sıcak ticari ilişkiler oldu. Sosyal ilişkiler de çok gelişti. Körfez ülkelerinin buraya gelmesi onlara ciddi kazançlar sağlayacak. Aynı zamanda Türkiye de bundan kazanım elde edecek. Türkiye'de uluslararası anlamda ciddi bir kıpırdanma var. Dolayısıyla Körfez, elindeki sermayeyi burada hayata geçirdiğinde bundan hem Türkiye hem de Körfez ülkeleri çok kazanacak. Onun için Uluslararası İşbirliği Platformu'nun düzenlediği Boğaziçi Zirvesi'nde bu ortamın sağlanması için ciddi şekilde uğraşıyorum.
"Düşünce kuruluşları ülkeler arasındaki sıcaklığı artırır"
İlişkilerin düzeldiğini söyleyebilir miyiz? Körfez ülkelerinden katılımların olması bunun bir sinyali midir?
Sayın Velid, çok değerli biri. Geçmişi, kariyeri ve dünyayı tanımışlığı çok kıymetli. Hem Dışişleri Bakan Yardımcısı'nın katılımı hem de Körfez İşbirliği Genel Sekreteri'nin gelmesi bizi çok onurlandırıyor. Abdulaziz Sağar, çok entelektüel biri. Bütün bölgeyi tanıyan bir kişi. Çok kıymetli fikirlerinin olduğunu bilirim. Bütün dünyada bu tür düşünce kuruluşları, ülkeler arasındaki sıcaklığı artırır. Suudi Arabistan cephesinden Türkiye'ye sıcak bakılmasaydı bu derece üst düzey katılım olması imkansızdı. İnşallah, Uluslararası İşbirliği Platformu, ilişkilerin daha da iyi olmasına vesile olur.
"Önümüzdeki yüz yılda Doğu, Batı'ya göre çok daha büyük bir sıçrama yapacak"
Son olarak taraflara bir mesajınız var mı?
Körfez ülkelerinde karar verici mercilere seslenmek istiyorum. Karar merciindeki bir kamu görevlisi değilim. Bir düşünce kuruluşunun temsilcisi olarak şunu ifade etmek isterim: Önümüzdeki yüzyıl Doğu'nun yüzyılı olacak. Önümüzdeki yüzyılda Doğu, Batı'ya göre çok daha büyük bir sıçrama yapacak. Gelecek yüz yıl boyunca petrol hala o toprakların altında var olacak.
© The Independentturkish