İstanbul Beyoğlu yabancı göçmenlerin en yoğun olduğu yerlerin başında geliyor.
Türkiye Ekonomik Sosyal Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) için Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkısıyla Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, Prof. Dr. Deniz Yükseker ve Dr. Esra Kaya Erdoğan’ın yaptığı “Hak Temelli Yerel Politika Bağlamında Beyoğlu’ndaki Göçmenler” başlıklı bir araştırma yaptı.
Araştırma Beyoğlu’nda farklı göçmen grupları, mahalle muhtarları, STK temsilcileri, sağlık çalışanları ve gönüllülerle görüşülerek yapıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Öteden beri var olan seks ve uyuşturucu sektörü de genç göçmenlerin bir kısmını buraya çekiyor"
Araştırmada öne çıkan sonuçlar arasında şunlar var:
- Beyoğlu’nun Tarlabaşı gibi bölgelerinde on yıllardır metruklaşmakta olan konut stoku, İstanbul’a yeni gelen düzensiz veya yoksul göçmenler için barınabilecekleri bir alan yarattı. Ancak göçmenlerin oturduğu konutlar insani barınma koşullarını çoğu kez karşılamıyor.
- Bazı göçmen grupları ilçeye yerleşirken, transit göçmenler ve daha iyi çalışma ve barınma fırsatları arayanlar için Beyoğlu bir ‘bekleme odası’ işlevi görüyor.
- Beyoğlu’nda kamu kurumlarının bazı mahallelerdeki sosyo-mekânsal koşullara yönelik kayıtsızlığıda ilçede kayıtsız ve düzensiz göçmenlerin yerleşimini kolaylaştıran bir unsur.
- Beyoğlu’nda yoğunlaşan yeme-içme ve konaklama sektörleri ile küçük imalat sektörünün varlığını sürdürmesi, göçmenlere kayıt dışı çalışma olanakları sunuyor.
- İlçede turizmle birlikte öteden beri var olan seks ve uyuşturucu ticareti gibi sektörler de genç düzensiz göçmenlerin bir kısmını ilçeye çekiyor.
- Göçmenlerin temel sağlık hizmetleri ve bulaşıcı hastalıklardan korunma ve tedavi hizmetlerine erişimininçok yetersiz olması, halk sağlığı açısından da bir risk oluşturuyor.
- Beyoğlu’nda göçmenlerin hizmet alabildiği kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları sınırlı. Sivil toplum kuruluşları genelde Suriyelilere yönelik faaliyetler yürütürken, diğer göçmen gruplarına destek için oluşturulan sivil inisiyatifler mevcut.
- Suriyeliler dışındaki göçmen gruplarının kendi ülkelerinden gelenlerle yardımlaşmak için oluşturdukları enformel örgütlenmeler de var; ancak bunlar, sağlık, eğitim ve barınma konusundaki temel ihtiyaçları karşılamak için yeterli değil.
“Statüleri ne olursa olsun göçmenler temel sağlık hizmetlerine erişebilmeli”
Raporda çözüm önerileri arasında ise şunlar var:
- Ailelerinin statüsü ne olursa olsun göçmen çocukların temel eğitimden yararlanması sağlanmalı.
- Statüleri ne olursa olsun, göçmenler temel sağlık hizmetleri ve salgın hastalıklara karşı korunma (aşılama) ve tedaviye erişebilmeli.
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Beyoğlu İlçesi için hazırlayacağı katılımcı strateji planı ve İBB ölçeğindeki stratejik plan, göçmenlerin mekândaki varlığını sadece sayısal olarak değil, değişken ve hareketli niteliği ile okuyabilecek bir metodolojiye sahip olmalı.
“Kamusal hizmetlerin göçmenleri de kapsayacak şekilde tasarlanması zaruri”
Araştırma raporunun sonuçlarını değerlendiren TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım,“Kapsayıcı bir belediyecilik anlayışıyla, temel insan haklarını gözeterek, kentsel kamusal hizmetlerinin göçmenleri de kapsayacak şekilde tasarlanması olanaklı ve zaruridir” dedi ve şunları ekledi:
Göçmenlerin temel sağlık hizmetlerine ulaşması, göçmen çocukların örgün eğitime erişimi, özellikle kadınlar ve çocukların belediye hizmetlerinden yararlanabilmesi için çok dilli hizmetlerin tasarlanması, yerel yönetimlerin kapsayıcı ve güvenli ortak kullanıma uygun kamu alanları oluşturması, yerel yönetimlerle sivil toplum kuruluşları arasında göçmenlere destek için işbirliği yapılması, yerel yönetimlerin göçmenlerin kültürel çalışmalarına kamusal alan açması şart.
Independent Türkçe