Lula'nın Bolsonaro'ya karşı kazandığı tarihi zaferin haberi, geniş kitlelerce övgüyle karşılandı. Ama siyasi dirilişine dair haberlerde, yasal düşmanlarının kötü niyetiyle ve yaptıkları adaletsizliklerin acımasızlığıyla yüzleşerek bunların üstesinden gelmesini sağlayan olağanüstü cesareti göremezsiniz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nde aklanması için başarılı bir mücadele sergileyen uluslararası hukuk avukatı olarak 6 yıldan uzun süre boyunca bu cesarete tanık oldum.
Lula'nın hikayesi yeterince ilham verici. 8 yaşındayken yoksul ailesini geçindirmek için sokakta yer fıstığı satıyormuş. 14 yaşında hayatında girdiği tek sınavı geçip tornacı olmuş. Zamanla, geçim masrafları ve demokratik haklar için askeri rejime karşı savaşan sendikasının liderliğine yükselmiş.
Brezilya devlet başkanı olduğu iki dönemde, diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) kurumları tarafından benimsenen sosyal programlarıyla, halkının 20 milyonunu yoksulluktan kurtardığını düşmanları bile kabul ediyor. Döneminin sonunda, yüzde 80 onay oranı varken, diğer birçok popüler lider gibi kendisine üçüncü bir görev süresi vermek için anayasayı değiştirmeye çalışmadı.
Onu, halkının hayatını iyileştirmek için savaşmaya kararlı, nazik ve ilkeli bir adam olarak tanıyorum. Bunların sonundaysa yolsuzluk soruşturması yürüten, düşmanca, siyasi çıkarları gözeten bir federal yargıcın hedefi oldu.
Tüm siyasi partilerda çok fazla yolsuzluk vardı fakat tek bir kuruşu bile kişisel olarak Lula'ya uzanmıyordu. Yine de Brezilya'nın, bu tür yetkililerin soruşturmaları yönetmesine ve daha sonra kendi şüphelilerinin yargı hakimleri olmasına izin veren sır dolu engizisyon sistemi altında, Britanya'da asla açılmayacak bir davada mahkum edildi.
Dava, eşinin yıllar önce peşinat ödediği inşaat şirketine ait bir daireyle ilgiliydi. Şirket batıp yozlaşmış bir müteahhit tarafından devralınınca Lula ve eşine daha iyi bir teklifle bir tripleks önerildi; teklifi asla kabul etmediler. Yolsuzluğu kanıtlamak için gereken bir para aktarımı ve bunun karşılığı yoktu, yine de Lula'ya 12 yıl hapis cezası verildi. Bolsonaro'nun ilk Adalet Bakanı olarak ödüllendirilen bu federal yargıç, şimdi Yüksek Mahkeme tarafından telafi edilemez derecede taraflı olarak ifşa edildi.
Mahkeme başkanının federal yargıcın kararını çoktan "kusursuz" ilan ettiği ve savcının yargıçların yanında oturduğu bir mahkemedeki gülünç temyiz duruşmasının tek gözlemcisiydim. Savunma avukatı söz aldıktan sonra yargıçlar temyiz başvurusunu reddetmek için önden yazılmış kararlarını çıkardılar ve federal yargıç Lula'yı hapse attırdı.
Bu noktada, bazıları onu ülkeden kaçmaya veya milyonlarca destekçisinin yanında durup savaşmaya çağırdı. Bunun yerine sakinlik çağrısında bulunan Lula, "Kaçmayacağım. Saklanmayacağım. Masumiyetimi kanıtlayacağımı düşmanlarımın bilmesini istiyorum" diye duyurdu.
Bunu yapabilmesi uzun zaman aldı; çoğunlukla maksimum güvenlikli hapishanelerde hücre hapsinde geçen 585 gün. Sevgili eşi öldü, birçok kişi bunu suç ortağı olarak itham edilmekten yaşadığı stres ve ıstıraba bağladı.
Uluslararası alanda merkez sol, "yolsuzluk" kelimesinden korkup sessiz kalırken, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) başkanı Sharan Burrow, Lula'nın davasını savunurken, Britanya'da Jeremy Corbyn desteğini dile getirdi.
2018'de Brezilya'ya karşı, Lula'nın o yılki devlet başkanlığı seçimlerine katılmasına ve hapishaneden kampanya yürütmesine izin verilmesi talebiyle Cenevre'deki BM İnsan Hakları Komitesi'nde dava açtık. Anketlerde Bolsonaro'nun fazlasıyla önündeydi. Ancak hükümet Lula'yı diskalifiye etti ve neo-faşistler yerine gelen kişiyi yendi.
Geçen yıl Yüksek Mahkeme, federal yargıcın kanıtlanmış taraflılığı nedeniyle sonunda Lula'nın mahkumiyetini kısmen iptal etti. BM İnsan Hakları Komitesi'nin kararı bunu doğruluyor: Davasının açıkça haksız olduğuna, telefonlarının (ve avukatlarınınkinin) dinlenmesinin özel hayatının yasadışı ihlali olduğuna, federal yargıç ve polisleri tarafından mahkeme öncesi şeytanlaştırılmasının, yargılanmasını zulme dönüştürdüğüne hükmetti.
Lula'nın göreve başlama töreni 1 Ocak'ta gerçekleşecek. Bolsonaro, ben bunları yazdığım sırada, yenilgiyi kabul etmedi. Kampanyanın son haftasında Donald Trump'ın coşkulu video desteğine güvendi ve Brezilya en gelişmiş oy sayım prosedürlerini kullansa da sonuca meydan okumaya çalışabilir.
Ama Lula, onu durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır bir kurumun önüne koyduğu tüm engelleri aştı. Kendisine zulmeden bir devletin başkanı seçilerek çoktan tarih yazan Lula, halkın iradesinin korunması için savaşacağını söylüyor.
Sık sık alıntıladığı en sevdiği Pablo Neruda şiirindeki gibi:
Tüm çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz.
Lula'nın zaferi Cop27 için bir armağan: Amazon'daki tomrukçuluğu sona erdirince dünyanın akciğerleri yeniden özgürce nefes alabilecek. Yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele etmek için sosyalist politikalar uygulayacak. Etnik azınlıklara karşı ayrımcılığı, kolay silah satışını ve Bolsonaro'nun kürtaj yaptıran kadınları yargılamak için evanjelik tabanına verdiği sözü durduracak.
Ama hepsinden önemlisi, Lula'nın seçilmesi adaletsizliğe karşı olağanüstü bir zafer anlamına geliyor.
Geoffrey Robertson KC, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nde Lula'yı temsil eden Doughty Street Chambers'ın kurucu başkanıdır
https://www.independent.co.uk/voices
Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş
© The Independent